Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10491 E. 2024/4216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen taşınmaz payının bedeli üzerinden açılan artırım davasında, bedelin belirlenmesi ve güncellenmesinde uygulanacak yasal hükümler ve hesaplama yöntemi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: 6745 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. madde hükmü gözetilerek, taşınmazın değerinin uygulamanın tapuda tescil tarihi esas alınarak belirleneceği ve dava tarihine kadar TÜİK ÜFE tablosu ile güncelleneceği değerlendirilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/171 Esas, 2023/227 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, Mahmutbey Mahallesi, 240 parsel sayılı taşınmazda bulunan davacı payının davalı tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda bedele dönüştürüldüğünü, idarece takdir edilen bedelin artırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa 693 ada 11 parselden yer verildiğinin tespit edildiğini, bu nedenle davacının hissesinin tamamının bedele dönüştürüldüğü iddiasına katılmalarının mümkün olmadığını, müvekkili idare tarafından takdir edilen bedelin şuyulandırma sırasında biçilen değer olduğunu, davacının 2015 yılında açtığı dava ile taşınmazın bu tarihteki değerini istediğini, dava konusu taşınmaz için imar uygulamasından kaynaklanan değer artışı talebinin mümkün olmadığını, emlak vergi beyanlarının araştırılması ve bedele dönüştürme tarihinin de tespit edilerek, bu tarihteki niteliklerine göre bedelin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.06.2016 tarihli ve 2015/411 Esas, 2016/437 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 07.06.2016 tarihli ve 2015/411 Esas, 2016/437 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi ile; "24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiş olduğundan açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın yasal değişiklikten önce açıldığını, her ne kadar yasa hükmü bulunsa da hukuki güvenlik ilkesinin gözetilmesi gerektiğini, bedelin düşük belirlendiğini, yakın konumdaki taşınmaz bedellerinin gözetilmesi gerektiğini, emlak vergisine esas metrekare birim değerinin altında olan bedelin kabul edilemez oluşuna yönelik Yargıtay kararları bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından 0,30 TL olarak belirlenen bedelin hükme esas alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 3194 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin son fıkrası.

3. 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı ve davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.