"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/41 Esas, 2022/278 Karar
KARAR : Usulden ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; idari yargı görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının murisine ait taşınmazların imar uygulamasına konu edildiğini, ancak eksik hisse verildiğini ileri sürerek, eksik verilen 1.761,00 m² hissenin bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, hak düşürücü sürenin geçirildiğini, husumetin idarelerine ait olmadığını, zamanaşımı sürelerinin geçirildiğini, hissenin doğru verildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.02.2016 tarihli ve 2015/304 Esas, 2016/66 Karar sayılı kararı ile idari yargı görevli olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı murisi ...'un dava konusu 2409 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 125/19950, 2037 ada 37 parsel sayılı taşınmazda ise 125/53010 hissesi bulunmakta iken davalı idare tarafından yapılan imar uygulamasında davacı murisinin 2409 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki hissesi 125/302400, 2037 ada 37 parseldeki hissesi 125/803520 olarak kabul edilmek suretiyle dağıtım cetveli düzenlendiği ve bu hisseler üzerinden düzenleme ortaklık payı kesilip, yer tahsis edildiği, davacı murisinin payı küçültülerek imar uygulamasına tabi tutulduğundan, tapudaki hissesi ile imar uygulamasında dağıtım cetvelinde gösterilen hissesi arasındaki fark tespit edilip, bu kısma kamulaştırmasız el atıldığı kabul edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda Uyuşmazlık Mahkemesi kararı gereğince idari yargı görevli olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık Mahkemesi kararının maddi gerçeğe aykırı olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece ara kararda bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi üzerine, davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması hususundaki talebinin Danıştay Başsavcılığınca kabul edilerek, Uyuşmazlık Mahkemesinden olumlu görev uyuşmazlığının çıkarılmasının talep edilmesi üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesinin 18.04.2022 tarihli ve 2021/686 Esas, 2022/226 Karar sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna ve mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş olması nedeniyle, Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.