Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11361 E. 2024/4449 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsili istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından imzalanan taahhütnamede, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucunda bedelsiz olarak Hazineye devredileceğinin kabul edildiği gözetilerek, davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2417 Esas, 2023/1570 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/157 Esas, 2022/489 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Sultanbeyli ilçesi, Orhangazi Mahallesi 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma usulünün uygulanması gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediğini, talebin rayicin üzerinde olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; tapu kaydında görüleceği üzere yolda kalan kısım için imar uygulaması sırasında bedelsiz olarak ve herhangi bir hak ve tazminat talep etmeksizin Hazineye iade ve kamuya terk edileceği beyanının bulunduğunu, donatı alanında kalan kısımların satışının yapılmadığını, yolda kalan kısım için talepte bulunulamayacağını, mülkiyet hakkının bulunmadığını, davacının tapuda kayıtlı mülkiyetine müdahalenin bulunmadığını ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 67,63 m²lik kısma ilişkin ödeme yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, 560,76 m²lik yere 75.497,88 TL verilmiş olduğunu, emsal taşınmazların bedeli tayin edildiğinde ödenen meblağın dava konusu yere de ödeme yapılmış olduğunu ortaya çıkaracağını, muvafakat ile bedelsiz terk edildiği iddiasının doğru olmadığını, taahhütnamedeki imzanın müvekkile ait olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, el atılmış olan ve hisseye isabet eden 67,62 m²lik hissenin bedelinin hesaplanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının dayandığı gerekçelere göre, dava konusu taşınmazın el atıldığı iddia edilen kısmı davacı tarafından bedelsiz olarak terkedildiğinden, davanın reddine dair Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada mevcut tapu kaydında, davacı hissesi üzerindeki beyan kısmında tapu satış tarihi ile aynı olmak üzere 25.10.2017 tarihli olarak “Kamu hizmet alanında kalan 67,63 m² kısmın imar uygulaması sonucu bedelsiz kamuya veya Hazineye terk edilecektir” ibaresinin yer aldığı, her ne kadar, tarihsiz satış sözleşmesi ile 02.2017 (ilgili belgede gün belirtilmemiştir.) tarihli hak sahipliği belgesinde, davacının hissesine isabet eden alanın, tapu kaydında olduğu gibi, 275,90 m² olarak belirtildiği anlaşılmışsa da, dosyaya sunulmuş olan 27.02.2017 tarihli “Taahhütname” başlıklı olup davacı tarafından imzalanmış olan belgede “ ...taşınmazın 275,90 m²lik kısmının satışına isabet eden 67,63 m²lik kısmı, kamu hizmet alanında kaldığından, bu kısma düşen bedelin satış aşamasında toplam satış bedelinden düşülerek satış işleminin tarafıma yapıldığının farkında olarak, kamu hizmet alanında kalan 67,63 m²'ik bu kısmın imar uygulaması sonucunda bedelsiz olarak ve herhangi bir hak ve tazminat talep etmeksizin Hazineye iade veya kamuya terk edilecegini, bu yönde taşınmazın tapu kütüğüne belirtme konulmasını kabul ve taahhüt ederim” beyanın mevcut olması nedeniyle, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.