"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/442 Esas, 2022/526 Karar
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vd. vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar ... vd. vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesi ile davalılar ... vd. vekili Avukat ... ile davacı idare vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalılar vekili ve davalı asıllar duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesi 66 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 05.02.2013 tarihli ve 2010/2855 Esas, 2015/173 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan terkinine ve bedelin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 05.02.2013 tarihli ve 2010/2855 Esas, 2015/173 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde, davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan taşınmaza, genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz ederek değer biçen geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş ve cinsine göre maktu değerlerini gösterir resmi veriler İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtilip,raporun denetlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile karar verilmesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, belirlenen kamulaştırma bedeline 31.01.2011 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için faiz işletilmesi gerektiğinden Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.02.2020 tarihli ve 2014/460 Esas, 2020/65 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 20.02.2020 tarihli ve 2014/460 Esas, 2020/65 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de, gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, hükme esas alınan raporda, emsal taşınmazın imar parseli olduğu, dava konusu taşınmazın da kadastral parsel olduğu belirtilerek emsal taşınmazın dava tarihine endeksli metrekare bedeline %40 düzenleme ortaklık payı eklenerek belirlenen bedelden daha sonra %40 düşmek suretiyle çelişki yaratacak şekilde bedel tespiti ile bozma sonrası alınan raporlar arasında çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğundan ve 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının; dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsalin uygun olmadığını, taşınmazın imar durumu olarak yeşil alan ve yola terk olarak belirtilmesi de davacı ... tarafından yapılan bir husus olup değer açısından dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, dosya içerisindeki raporlarda 1.300.000 TL değer belirlenmiş olan taşınmazın hukuka aykırı olarak 779.969,59 TL'ye düşürülmesi yani %40 değer farkının nereden kaynaklandığının belirtilmemiş olmasını ve özellikle 2760 kat değersiz emsal ile değer biçilmesi hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vd. vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Mahkemece bozma öncesi karar ile 2.790 TL/ m² bedeli belirlenmesine ve kararın bir kısım davalı vekilinin temyizi üzerine bozulmasına rağmen, bir kısım davalının aleyhine hüküm kurma yasağı ihlal edilmek suretiyle bozma sonrasında belirlenen 2.700 TL/m² üzerinden aza hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı ... yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin verilmesine,
Davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.