Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11503 E. 2024/4416 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılarak üzerine enerji nakil hattı geçirilen taşınmaz için irtifak hakkı bedelinin tespiti ve davalı idarenin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmaza el atma tarihi ve sorumlu idareyi tespit ettikten sonra, bilirkişi raporuna dayalı olarak hesaplanan irtifak hakkı bedeli konusunda hukuka uygun bir değerlendirme yaptığı gözetilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/229 Esas, 2020/97 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak üzerine enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 121 ada 34 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın uzlaşma yoluna başvurmadan açmış olduğu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2015/146 Esas, 2015/185 Karar sayılı kararı ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.10.2015 tarihli 2015/146 Esas 2015/185 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı vekili dava dilekçesinde taşınmaza 2003 yılında el atıldığını ileri sürmüş olup, dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza hangi tarihte el atıldığı kesin olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda; dava konusu taşınmaza; hangi tarihte el atıldığı ve sorumlu idare; taraflardan delilleri sorulmak ve gerekli görüldüğü takdirde tanık da dinlenmek suretiyle tespit edilerek, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğunun belirlenmesi halinde işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.03.2018 tarihli ve 2016/232 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 20.03.2018 tarihli 2016/232 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi 2015 yılı olmasına rağmen 2016 yılı resmi verileri esas alınmak suretiyle hesap yapan rapora göre karar verilmesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan ürünlerden yoncanın net gelirinin hesabı yapılırken masraf düşülmemesi sonucu fazla bedele hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü yönünden davanın reddi ile davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın kesinlik sınırı üzerinde olduğunu, tazminat bedelinin yüksek hesaplandığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, haklılık durumuna göre idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... Müdürlüğünün vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.