"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/66 Esas, 2014/180 Karar
I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR
A. Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2013 Tarihli ve 2013/166 Esas, 2013/579 Karar Sayılı Kararı
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği, zira davalı tarafından kullanılan kredi kartının banka tarafından düzenlenen ve bankacılık kapsamında kalan bir işlem olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
B. Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.06.2014 Tarihli ve 2014/66 Esas, 2014/180 Karar Sayılı Kararı
Kart çıkaran kuruluşlar (bankalar) tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun (5464 sayılı Kanun) 44 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulû Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 447 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bu atfın 6100 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı, gerek 1086 sayılı Kanun'un göreve ilişkin 1 ila 8 inci maddelerinde, gerekse 6100 sayılı Kanun'un 1 ila 4 üncü maddelerinde genel mahkemelerin görevlerinin düzenlendiği ve bu düzenlemelerde ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, ticaret mahkemelerinin görevinin 6102 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinde düzenlendiği, 5464 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise 6012 sayılı Kanun'un göreve ilişkin hükümlerine herhangi bir atıf yapılmamasına göre 01.10.2011 tarihinden sonraki davalarda ise dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
II. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un '' İnceleme yeri" başlıklı 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası şöyledir.
“İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
2. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (4077 sayılı Kanun), 5464 sayılı Kanun, 6012 sayılı Kanun, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (6502 sayılı Kanun)
C. Değerlendirme
1. Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanun'la, 5464, 6102 ve 6502 sayılı Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
2. Banka kredi kartları, 4077 sayılı Kanun’a 14.03.2003 tarihinde 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la eklenen 10 uncu maddesinin A fıkrası ile tüketici ilişkisi kapsamına alınmıştır. Kanunda, kart hamili ve kartı veren kurum ayrımı yapılmadığından, bu tarihten sonra kredi kartlarından kaynaklanan davalarda, 4077 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi uyarınca tüketici mahkemeleri görevli hale gelmiştir.
3. 01.03.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5464 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesinde ise, 4077 sayılı Kanun'daki düzenlemeden farklı olarak davayı açanın sıfatına göre değişen bir görev düzenlemesine gidilmiştir.
4. 5464 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesinin birinci fıkrası, tüketici olan kart hamili tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Kanun’un 22 ve 23 üncü maddelerinin uygulanacağı ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı açıklanmışken; ikinci fıkrada, kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun'un 447 nci maddesinin ikinci fıkrasında başka kanunların 1086 sayılı Kanun'a yaptığı atıfların 6100 sayılı Kanun'a yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf 6100 sayılı Kanun olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, 5464 sayılı Kanun'un gerek 44 üncü maddesinin birinci fıkrasının metninden ve gerekse de 43 üncü maddesinden, tacir olan kart hamilleri ile kart çıkaran kuruluşlar arasındaki ihtilafların 6102 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu anlaşılmaktadır.
5. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, malvarlığı haklarından kaynaklanan davalar yönünden, sulh ve asliye hukuk mahkemeleri arasında dava konusunun değerine bağlı görev ayrımı kaldırarak, bu tür davalarda, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
6. 13.01.2011 tarihinde kabul edilen ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında ticari davaların genel tanımı yapılarak her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar da sayılmıştır. 6012 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ise ticari davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. 6012 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6335 sayılı Kanun) ile 5 inci maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanun'la 6102 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10 uncu madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır.
7. 07.11.2013 tarihinde kabul edilip, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının k bendinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler olarak tarif edilmiş, l bendinde ise bankacılık sözleşmeleri de tüketici işlemleri arasında sayılmıştır. 6502 sayılı Kanun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş; 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi 6502 sayılı Kanun’da, kart hamili/kartı veren kuruluş ayrımı yeniden ortadan kaldırılarak, kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklarda kart hamilinin tacir olması hali hariç görevli mahkemenin, dava açanın sıfatına bakılmaksızın tüketici mahkemeleri olacağı benimsenmiştir.
8. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kanunların yürürlük tarihiyle bağıntılı olmaksızın, kart hamilinin de tacir olduğu durumlarda, kart veren kuruluş ile tacir olan kart hamili arasındaki davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olacağı tartışmasızdır.
9. Kart hamilinin tüketici sayıldığı durumlara gelince;
A. 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, dava açanın sıfatına kart hamili ya da kartı veren kuruluş olup olmamasına bakılmaksızın tüketici mahkemeleridir.
B. 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğünden (28.05.2014) önce açılan davalarda ise;
a. 5464 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden (01.03.2006) önce açılan davalarda görevli mahkeme, dava açanın sıfatına bakılmaksızın tüketici mahkemesidir.
b. 5464 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden (01.03.2006) sonra açılan davalarda;
i. Tüketici olan kart hamilinin, kart veren kuruluşa karşı açtığı davalarda görevli mahkeme, 5464 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca tüketici mahkemesidir.
ii. Kartı veren kuruluş tarafından, tüketici sıfatını haiz kart hamiline karşı açılan davalarda, 5464 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, dava değerine göre sulh hukuk ya da asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ancak dava, 6100 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra (01.10.2011 tarihinden sonra) açılmışsa, 6100 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca görevli mahkeme, dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan dava, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 6335 sayılı Kanun ile değişik 5 inci maddesi uyarınca asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmeden önce, asliye ticaret mahkemesine açılmış ve taraflarca iş bölümü itirazında bulunulmamışsa, ortada görev uyuşmazlığı bulunmadığından bu davaya asliye ticaret mahkemesince devam edilmesi gerekecektir.
10. Somut olaya gelince; dava, kredi kartını veren kuruluş tarafından 08.04.2013 tarihinde (6502 sayılı Kanun’un yürürlüğünden önce, 6100 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra), tüketici olan kart hamiline karşı açılmıştır. Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 sayılı Kanun'un 4 ve 5 inci maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, yukarıda açıklandığı üzere, özel kanun olan 5464 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 43 üncü maddelerinin açık hükümleri karşısında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.