"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2672 Esas, 2023/2286 Karar
DAVA TARİHİ: 01.07.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/343 Esas, 2022/559 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 111 parsele 23.08.2016 tarihinde bedel tespit tescil davası açıldığını, 04.12.2018 tarihinde parselin acele kamulaştırma kapsamına alındığını, imar planlama çalışmalarının sona ermesinden 1 ay öncesinde dava açılarak taşınmazın imarlı olarak bedel tespitinin yapılmasının önlenmek istendiğini, acele kamulaştırmanın usulüne uygun uygulanmadığını, bedel tespit tescil davası sonucu beklenmeden parsele fiilen el atıldığını, bu nedenle 111 parsel sayılı taşınmazın şuyulandırıldığı, imar parselinin dava tarihindeki değerinin tespitinden sonra bedel tespit ve tescil dosyasında kadastro parseli olarak ödenen değerinden mahsubu ile kalan miktarın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 2016 yılında bedel tespit ve tescil davası açılmış olduğunu, derdestlik yönünden dosyanın irdelenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin toplanmadığını, davanın ... dayanağının acele kamulaştırmanın usulüne uygun olarak uygulanmadığı hususu olduğunu, bedel tespit ve tescil davası sonucu beklenmeden taşınmaza fiilen el atıldığını, bu hususun kamulaştırmasız olduğunu, mülkiyet hakkının özüne dokunulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ... ilçesi,... Mahallesi eski 111 parsel sayılı taşınmazın... Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Bölgesi ilan edilen alanda kalması nedeniyle kamulaştırılmasına karar verildiği, bu kapsamda hazırlanan 88105 numaralı parselasyon planı içerisinde yer aldığı ve 102161 ada 3 ve 4 parsel, 102162 ada 1 ve 2 nolu parsel, 102165 ada 1 nolu parsel, 102166 ada 1 nolu parsel, 102175 ada 4 nolu parsel ve 102169 ada 2 No.lu parsele dağıtımı yapılarak tapuda tescillerin yapıldığı, dava konusu taşınmazların içerisinde bulunduğu kök 111 parsel için Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/286 Esas sayılı dosyasında ... Belediye Başkanlığı tarafından davacılar dahil taşınmaz malikleri davalı gösterilmek suretiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemiyle açılan davanın, İlk Derece Mahkemesinin 2016/286 Esas, 2019/334 Karar sayılı ilamı ile 19.07.2019 tarihinde karara bağlandığı, kararda davalılar adına bloke edilen bedelin ödenmesi ile taşınmazların idare adına tesciline karar verildiği, tescil hükmünün kesin olduğu, bedel tespit davasının davacı idare vekili ile bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Dairenin 2020/753 Esas, 2021/1358 Karar sayılı kararı ile 16.06.2021 tarihinde hükmün kaldırılarak yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine iade edildiği, iş bu eldeki davanın ise bedel tespiti ve tescil davası karara bağlandıktan sonra 01.07.2022 tarihinde açıldığı, tapu kayıtlarına göre tescil yönünden henüz infazın yapılmamış olduğu anlaşılmış olup idare tarafından bedel tespit davası sonuçlanmadan taşınmaza el atıldığı iddiası ile iş bu dava açılmış ise de kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yürütüldüğü, açılan dava sonucu hak sahipleri adına bedellerin bloke edildiği ve ödenmesine karar verildiği dikkate alındığında kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceği, davacıların iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmış olup davanın reddine dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.