Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11975 E. 2024/3413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, davalı malikin ölümü halinde mirasçılarının davaya dahil edilip edilmemesine ve bedelin tespitinde kapitalizasyon faizi, verim ve maliyetlerin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı malikin ölümü üzerine veraset ilamının alınmasını bekletici mesele yaparak mirasçıların davaya dahil edilmesi ve diğer temyiz itirazlarının reddine ilişkin kararında hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/11 Esas, 2023/98 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili, Kalkandere ilçesi, ... Mahallesi 115 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2020 tarihli ve 2018/215 Esas, 2020/69 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/1188 Esas, 2022/232 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı ...’nun ölü olduğunun anlaşılması üzerine davacı idare tarafından 09.05.2019 tarihinde Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde veraset ilâmının temini için dava açılmış ve bu dava 2019/566 Esas, 2021/390 Karar sayılı dosyası ile ancak 19.02.2021 tarihinde sonuçlanmıştır. Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin veraset ilâmına ilişkin kararı bekletici mesele yapılarak 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca mirasçılarını davaya dahil edip taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin süre verilerek davanın usulden reddine karar verilmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faizinin aşırı eğimli arazinin vasıf ve sınıfına, bölgenin tarımsal ve ekonomik yapısına, yatırım riskine, ürün ekim gerçeklerine, taşınmazın sahile uzaklığına, nüfus yoğunluğuna bakılmaksızın %3,3 gibi düşük seviyeden alındığını, Türkiye genelinde kapitalizasyon faizi %3 ile %15 arasında uygulandığını, kapitalizasyon faizinin aşağı hadden uygulanabilmesi için taşınmazın Karadeniz sahil bandı gibi arazinin son derece kıt olduğu ve nüfusun da yoğun olduğu bölgede olması gerektiğini, dava konusu taşınmazda bu özelliklerden hiçbirisi bulunmadığı gibi dere yatağında olması nedeniyle %3,3 gibi çok düşük seviyeden kapitalizasyon faizinin uygulanmasının mümkün olmadığını, tarla olarak değerlendirilen taşınmazda elde edilecek ürüne ait maksimum verim tutarının üzerinde bir verim miktarıyla hesaplama yapıldığını ve kamulaştırma tarihinde geçerli olmayan çok yüksek bir fiyatla değerlendirmeye gidildiğini, üretim giderlerinin ve maliyetlerin de raporda çok düşük alındığını, acele kamulaştırma ile hükme esas raporda tespit edilen bedel arasında fahiş farklar olduğunu, %20 objektif değer artışının değeri yükselttiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı ... ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.