Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12108 E. 2024/7232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, mahkemece keşif ve bilirkişi ücreti için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece verilen kesin sürede yapılacak işlerin ve ücret miktarının, kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ve mevcut kanıtlara göre karar verileceğinin açıkça belirtilmemesi, usule aykırı olduğundan ve hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin esasa girip karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar vermesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/459 Esas, 2023/375 Karar

2-Maliye Hazinesi vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ: 16.03.2009

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucu, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı Maliye Hazinesi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.06.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı ... Genel Müdürlüğü vekili Avukat...ve davalı ... vekili Avukat ... ... gelmiş, davacılar vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ... 1468 ve 1469 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen boru hattı geçirilmek suretiyle el atıldığından taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yer kamulaştırıldığından davanın kamulaştırmasız el atma davası olmayıp tezyidi bedel davası olduğunu ve zamanaşamına uğradığından davanın reddine karar verilmesini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; 1468 sayılı parselin 286 sayılı kök parselden geldiğini ve bu parselin Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile 1468 parsel ve 1469 sayılı parsel olarak ifraz edildiğini, 1469 sayılı parselin mülkiyetinin Hazineye ve kullanma hakkı müvekkiline ait olmak üzere 25.11.1988 tarihinde tescil edildiğini eski malik ile davacıların bağlantısı kurulamadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.10.2020 tarihli ve 2019/1 Esas, 2020/347 Karar sayılı kararı ile dava konusu 1469 parsele ilişkin davanın kısmen kabulü ile kamulaştırmasız el atma tazminatının davalı ... Genel Müdürlüğünden alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacılara verilmesine, ..., ... ve... mirasçıları yönünden davanın reddine, dava konusu 1468 parsel yönünden ise davanın kısmen kabulüne kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ... Genel Müdürlüğünden alınarak adı geçen davacılara verilmesine, bu kısımda olan takyidatların bedele yansıtılmasına, kök 1468 parselde kamulaştırma harici bırakılıp fiilen el atılan 377 m²lik alanda davacıların ve murislerin tapu kaydının iptali ile kullanım hakkı ... Genel Müdürlüğüne ait olmak üzere Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, Maliye hazinesi yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 06.10.2020 tarihli ve 2019/1 Esas, 2020/347 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dairemizin 03.06.2014 tarihli ve 2014/7696 Esas, 15725 Karar sayılı kararı gereğince kamulaştırmadan arta kalan 377 m² yüzölçümlü 1468 parsel sayılı taşınmazın da bedeline hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş ve uyulan bozma kararı gereğince bedeline hükmedilmiş ise de; dosya içindeki bilgi ve belgelerden; 25.05.2016 tarihinde tapuya tescili sağlanan imar uygulaması ile davacıların 1468 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin başka yerde bulunan 1002 ada 9 parsel sayılı taşınmaza şuyulandığı ve imar planında da park alanı olarak ayrıldığından davalı idarenin bu parsel yönünden sorumluluğu kalmadığı anlaşılmakla bu parsel yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, yine Dairemizin 03.06.2014 tarihli ve 2014/7696 Esas, 2014/15725 Karar sayılı bozma kararında 6487 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Geçici 7 nci madde nedeniyle Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/37 Esas, 1988/99 Karar sayılı 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca Hazine adına tesciline ilişkin dosyasında Mahkeme kararı usulüne uygun tebliğ edilen ... ve... mirasçıları tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru bulunmuş ise de 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup, artık bu davada uygulama imkânı bulunmadığı, dava konusu taşınmazda davacılar murisleri ... ve... ile bozma Kararında adı geçmeyen...Güdücü'ye kamulaştırmanın tebligatı usulüne uygun tebliğ edilmediği dosya içeriğiyle sabit olup, dava konusu 1469 parsel (1002 ada 19 parsel) sayılı taşınmaz için açılan kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemli eldeki davada ... ile muris ... ...,...ve... mirasçıları yönünden yukarıda 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri gereği açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Maliye Hazine hakkında davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden ise yeni heyetle yapılacak keşif bakımından verilen kesin sürede delil avansının yatırılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya içindeki Mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde keşif ve bilirkişi masraflarının ikmalinin sağlanması adına müvekkillerle iletişim kurulamadığını, bu hususun Mahkemece dikkate alınmadığını ve iş bu davaya benzer davalarda bedelin el atma tarihi esas alınacağına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesince iptaline konu edildiğini, bu hususunda dikkate alınması gerektiğini, kesin sürenin usul hukukuna konuluş amacına uygun kullanılmadığını, müvekkillerinin dosya kapsamındaki haklarının zayi olmaması için hukuka aykırı olarak verilen kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece verilen kesin sürenin usulüne uygun verilip verilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi, Ek 3 üncü, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.

5. Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2020/87 Karar sayılı kararı.

6. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'nun (6100 sayılı Kanun) 94 üncü maddesi

7. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2012 tarihli ve 2012/19-55 Esas, 2012/49 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun'un 94 üncü maddesi gereği hakim verdiği ilk sürenin kesin olduğuna karar verebilir.

3. Ne var ki, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılabilmesi için yapılması gerekli keşif ve bilirkişi inceleme masraflarının mahkeme veznesine yatırılması için verilen kesin süre usul ve Kanuna aykırıdır.

4. Şöyle ki; Mahkemece kesin süreye ilişkin ara kararında, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktarda ücret yatırılacağının belirtilmesi, kesin süreye uymamanın sonucunun açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması halinde mevcut kanıtlara göre karar verileceği, gerektiğinde davanın reddedilebileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekir.

5. Buna göre; dosya içindeki kesin süre verilmesine ilişkin Mahkeme ara kararının yöntemine uygun yapılmadığı anlaşılmakla hukuki sonuç doğurmayacağından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.