"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1602 Esas, 2022/3079 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/64 Esas, 2021/554 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan muhtesat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...köyü XXVI nolu bölme olarak belirlenmiş orman parselinin, 59 nolu Orman Kadastro kararıyla 2B parseli olarak orman sınırları dışına çıkartıldığını, 07.01.2016 tarihinde söz konusu parselin Anadolu Yakası Kuzey Marmara Otoyolu ve Bağlantı Yolları yapımı için Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsis edildiği gerekçesi ile Orman ve Su İşleri Başkanlığı Sultanbeyli Orman İşletme Şefliğinin 13.06.2016 tarih 17071462.648.99/228 sayılı yazısı ile anılan parseldeki binaların boşaltılarak teslim edilmesi hususunun bildirildiğini, keza Karayolları 1. Bölge Müdürlüğünün 25.01.2017 tarihli ve 24208 sayılı yazısı doğrultusunda... Kaymakamlığının 03.02.2017 tarihli ve 48800024-514E.347 sayılı yazısı ile müvekkilin anılan alandaki binayı 2886 sayılı Kanun'un 75 inci maddesi gereğince boşaltması istenilmiş ve daha sonra yıkımın gerçekleştirildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki davalıya ait binalar ve meyve ağaçlarının bedelinin belirlenmesi için İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/45 D.İş sayılı dosyası ile tesbit yaptırıldığı, tespit sonucu verilen raporun eksik ve hatalı yönleri itiraz dilekçemizde belirttiklerini, her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 19 uncu madde hükmü gereğince davalının bina ve ağaçların bedellerini tespit edip depo etmesi gerekirse de bu yasal zorunluluğa uyulmamış olması karşısında işbu davanın açılmasının zorunlu olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın 24 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının 15.08.1985 tarihli askı tutanağı ile askıya çıkarılan 2B alanları içerisinde yer almakta olduğunu, daha sonra Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.12.1987 tarihli kararı ile davaya konu XXVI nolu taşınmazın orman dışına çıkartma kararının iptaline karar verildiğini, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 23.09.1996 tarihli kararı ile bu kez aynı parselin Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğini, daha sonra Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 19.11.1999 tarihli kararı ile anılan parselle ilgili tahsisin kaldırıldığını, ancak Orman Genel Müdürlüğünün 14.1.2000 tarihli inceleme raporu ile 2B vasıflı taşınmazın tamamının eylemli orman tespit edilerek yeniden Milli Emlak Dairesi Başkanlığından bu yerin Orman Genel Müdürlüğüne tahsisinin talep edildiğini ve 12.09.2002 tarihli 37/1 sayılı olurları ile söz konusu taşınmazın da yer aldığı...köyü sınırları dahilindeki taşınmazların eylemli orman niteliğini koruduğundan bahisle yeniden orman tesis etmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğinin belirtildiğini, ayrıca hak sahipliği söz konusu değilse işbu davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile de reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu parselin 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından zilyet sıfatıyla kullanıldığını ve üzerinde davacıya ait ev ve meyve ağaçlarının bulunduğunu, taşınmazın 2/B vasfında olduğunu, orman niteliğinde bulunmadığını, ev ve bahçenin etrafının davacı tarafından tel örgü ile çekildiğini, taşınmazın tahsis olgusunun fiilen taşınmazın teslim edilmemesi sebebiyle maddi anlamda gerçekleşmediğini, orman kadastro komisyonu kararın ortadan kaldıran herhangi bir yargı kararının bulunmadığı belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu edinilen muhdesatın bulunduğu yer devlet ormanıdır. Ormanlar Anayasa'nın 169 uncu maddesi ile koruma altına alınmış olup, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerdendir. Anayasa'nın 169 uncu maddesi hükmüne göre ormanlara zarar verici hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Orman sınırlarında daraltma yapılamaz, ormanlar zamanaşımı, tescil, imar vs. yollarla mülk edinilemez. Evveliyatı orman olan yerler zilyetlik ve zamanaşımı gibi nedenlerle özel mülkiyete konu olamaz ve iktisap edilemez. Devlet ormanı olan bir yer üzerindeki her türlü tesis ve muhtesatlar da müsadereye tabidir. Somut olayda davacı, orman sahasında kalan ve otoyol çalışması nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsis edilen orman alanındaki muhtesat bedelinin tazminini talep etmiş olup, muhtesatın bulunduğu yerin orman niteliğinde olması, davacıya ait herhangi bir mülkiyet belgesinin bulunmaması, orman olan taşınmazın zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün bulunmamasına göre davacı tarafından işgal edilen orman sahasındaki muhdesat bedelinin tazmini talebinin reddine ilişkin Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup vakıa ve hukuki değerlendirme yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan muhtesat bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden;... Kaymakamlığının 03.02.2017 tarihli yazısı ve Sultanbeyli Orman İşletme Müdürlüğünün 13.06.2016 tarihli yazısı ile dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının 2886 sayılı Kanun'un 75 inci maddesi gereğince boşaltılması gerektiği davacıya bildirilmiş olmakla, yapıların yıktırılması yasal bir yetkinin kullanımından ibaret olup yıkım idari bir işlem mahiyetinde olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.