Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2072 E. 2023/10146 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin davada, taşınmazın dava sürecinde devredilmesinin davanın devamına etkisinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin dava sürecinde devredilmiş olsa dahi, kamulaştırmasız el atmanın eski malik döneminde gerçekleştiği ve el atılan kısım için tazminat hakkının doğduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1418 Esas, 2022/1741 Karar

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/362 Esas, 2019/30 Karar

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul, ..., 165 ada, 13 parsel sayılı taşınmazda hisse maliki olduğunu, davalının 1998 yılından sonra yol genişletme ve kaldırım çalışmaları yaparken taşınmazın bir bölümünü yol ve kaldırıma dönüştürdüğünü, söz konusu yol genişletme ve kaldırım çalışmaları için davacıya herhangi bir haber vermediği gibi işgal edilen alan, hukuken el atılan alan için bu güne kadar herhangi bir bedel de ödemediğini ileri sürerek el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma şartının yerine getirilmediğini, ayrıca ne kadarlık bölüme el atıldığının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2015/362 Esas, 2019/30 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2015/362 Esas, 2019/30 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2019/2514 Esas, 2021/1505 Karar sayılı kararı ile Dairelerince 02/08/2021 tarihinde tapu sicil müdürlüğünde yazılan yazıya verilen cevapta, dava konusu taşınmaz davacı adına kayıtlı iken 30/01/2020 tarihinde devir işleminin gerçekleştiğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak,yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2019/2514 Esas, 2021/1505 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda davacının, dava konusu 15616 ada 13 parsel sayılı, 828 metrekare yüzölçümlü taşınmaz üzerinde bulunan kat mülkiyeti tesis edilmiş yapının 44/1008 arsa paylı 4 no’lu bağımsız bölümüne 21.05.2013 tarihinde satış nedeniyle malik olduğu, taşınmazın 15.11.2019 tarihinde kamulaştırma nedeniyle ifraz gördüğü, 114,89 metrekarelik bölümünün davalı idare adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, kamulaştırma ve ifraz işleminden sonra 30.01.2020 tarihinde ise 15616 ada 13 parsel sayılı bağımsız bölüm no.4’ün 708,46 metrekare yüzölçümlü ana gayrimenkuldeki 44/1008 payı ile dava dışı Fatma Kömürcü’ye satıldığı, davacı adına kayıtlı iken kamulaştırmasız el atılan ve ifraz gören, halihazırda idare adına tapuya kayıtlı olan, idare adına tescilden sonra el atmadan arta kalan bölümü satış yoluyla devredilen taşınmaza kamulaştırmasız el atma koşulları oluştuğundan işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken davacının eski malik olması nedeniyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle dava konusu taşınmaza 1983 öncesinde el atılıp atılmadığı hususunda rapor alınması gerektiğini, emsal klarşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını, harç ve vekalet ücretinin maktu alınması gerektiğini, objektif değer azalışının düşülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki binaya ise aynı Kanun'un 11 inci maddesinin (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.