Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2496 E. 2023/8415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda mesken olarak kayıtlı bağımsız bölümün iş yeri olarak kullanılmasının önlenmesi davasında, kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve davalı kiracıya tahliye için süre verilip verilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydında mesken olarak kayıtlı bağımsız bölümün, tüm kat maliklerinin oybirliği olmaksızın iş yeri olarak kullanılamayacağı ve davalı kiracının tahliyesi için 634 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca süre verilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/762 Esas, 2022/2540 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/70 Esas, 2019/1736 Karar

Taraflar arasındaki mesken nitelikli bağımsız bölümün iş yeri olarak kullanılmasının önlenmesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların tapuda mesken olarak kayıtlı bağımsız bölümü iş yeri olarak kullandıklarını, dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümün mesken nitelikli eski haline getirilmesine ve kiracının tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen dosyanın dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesindeki taleplerini kiracı sıfatı ile davalı ...'a yönelterek bağımsız bölümün mesken nitelikli eski haline getirilmesine ve kiracının tahliyesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın her ne kadar tapu kaydında "bir bloktan ibaret sekiz bağımsız bölümlü kargir apartman" olarak kayıtlı olsa da, fiilen parsel üzerinde bağımsız dubleksler şeklinde yapılar imal edildiğini, 8 bağımsız bölümün apartman daireleri değil, birbirinden dilatasyon derzi ile tamamen ayrılmış halde ve birbirinden bağımsız dubleksler olduğunu ortak alanlarının olmadığını, tüm bağımsız bölümlerin direkt olarak sokağa bağımsız girişlerinin bulunduğunu, Kanunun koruduğu ortak kullanıma ilişkin fiili bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazların, ortak kullanım alanları ve ortak kullanım giderleri olmadığından ortak bir yönetimlerinin de olmadığını, tapuda Kartaltepe 10202 sicil numarası ile tescilli yönetim planının 9 uncu maddesinde sayılmış yasak işler ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinde sayılmış yasak işler arasında çocuk yuvasının yer almadığını, yasak işler açıkça sayıldığından huzurdaki davanın bu açıdan da haksız olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazın sadece maliki olduğunu, kullananı olmadığını, aleyhine karar verilmesine ve uygulanmasına fiilen olanak olmadığını, bu nedenle davalı olma sıfatının da olmadığını belirterek öncelikle davanın sıfat ve haksız olması nedeni ile esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın da içinde yer aldığı projenin, birden fazla parsel üzerinde kurulu toplu yapı olduğunu; ancak halen toplu yapıya geçilmediğini,( 5711 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile 634 sayılı Kanun'un 66 ncı ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca) yargılama sırasında bu konunun hiç araştırılmadığını, dava konusu Bakırköy ilçesi, Kartaltepe Mahallesi Ataköy 11.Kısım Mevkii, 1201 ada 1 parsel sayılı yerin Bakırköy Belediyesindeki imar dosyasında bulunan E5 V1-2 Dubleks Konutlar Mimari Tatbikat Projelerinde toplu yapının varlığının açıkça görüldüğünü, toplu yapı yönetim planı ve toplu yapı yönetimi oluşturulmadığından 634 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağını, bu nedenle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi ve uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlerin uygulanmasının zorunlu olduğunu, bilirkişilerin eksik inceleme ile rapor oluşturduklarını taşınmazın içinde yer aldığı projenin bir toplu yapı projesi olup olmadığı toplu yapı yönetim planının oluşturulup oluşturulmadığı, toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediği hiç değerlendirmeksizin raporlarını tamamladıklarını, raporların sadece taşınmazın içinde bulunduğu bloğun tespitinden ibaret kaldığını, hukuka aykırı eksik rapora dayanılarak verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmaza ait yönetim planı ve yasal mevzuata göre diğer tüm kat maliklerinin rızası bulunmadığından dava konusu mesken nitelikli taşınmazın davalı maliki tarafından iş yeri olarak kiraya verilerek iş yeri olarak kullanılmasının kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmadığı; ancak öncelikle karar gereğinin yerine getirilmesi için 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince davalılara uygun bir süre verilmesi ve bu süre içerisinde taşınmazın mesken haline getirilmemesi halinde davalı kiracının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi gerekirken; süre verilmeden doğrudan davalı kiracının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi doğru olmadığından ve bu husus kararın infazı ile ilgili olup resen dikkate alınması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile yeniden hüküm tesis etmek sureti ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını ileri sürerek, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu iş yeri niteliğinde olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mesken nitelikli bağımsız bölümün iş yeri olarak kullanılmasının önlenmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 24 üncü ve 33 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydında mesken niteliği ile kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

3. 634 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi hükmü uyarınca tapuda mesken olarak kayıtlı bir bağımsız bölümün bu amaçla kullanılması, tüm bağımsız bölüm maliklerinin oybirliği ile verecekleri karara bağlıdır. Ana gayrimenkule ait yönetim planın 2 nci maddesinde dairelerin mesken olarak kullanılacağı kabul edilmiştir.

4.Tüm bu hususlar karşısında davalılar vekilinin söz konusu bağımsız bölümlerin ayrı birer villa olduğundan bahisle kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanmayacağı itirazı yerinde değildir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalılar ... vd'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.