"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/477 Esas, 2022/357 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kilis ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 319 ada 62 parsel (yeni 3332 ada 1 parsel) sayılı taşınmaza yolun genişletilmesi amacıyla kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek el atma karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuksuz olup reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.02.2016 tarihli ve 2015/242 Esas, 2016/47 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 09.02.2016 tarihli ve 2015/242 Esas, 2016/47 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanmasının zorunlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal ile dava konusu taşınmazın üstün ve eksik yönleri tartışılıp, vergi değerleri oranları da karşılaştırmadan, soyut ifadelerle değer biçildiğinden, raporun inandırıcı bulunmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.03.2018 tarihli ve 2017/185 Esas, 2018/238 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 27.03.2018 tarihli ve 2017/185 Esas, 2018/238 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyada emsal satış bulunmadığı ve resen de emsal olabilecek resmi kayıt bulunamadığından bahisle genel deyimlerle çevrede yapılan satışların m² değerlerini esas alarak soyut ifadelerle değer biçildiği anlaşılmakla birlikte uyulan bozma kararı gereğince, öncelikle taraflardan olmadığı takdirde mahkemece resen emsal satışlar getirtilmeden yapılan inceleme sonucu alınan raporun geçersiz olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.01.2020 tarihli ve 2019/3 Esas, 2020/20 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1.Mahkemenin 16.01.2020 tarihli ve 2019/3 Esas, 2020/20 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca dava tarihinden önce serbest satışı yapılan emsallere göre karşılaştırma yapılarak değer biçilmesi gerekirken, dava tarihi olan 18.05.2015 tarihinden sonraki satışlar emsal alınarak suretiyle emsallerin tapu alım satım harçlarının düşük olması için gerçek alım satım değerini yansıtmadığından bahisle genel deyim ve soyut ifadelerle değer biçen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını, taşınmazın merkezi konumda olduğunu, bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, idari yargının görevli olduğunu, dava konusu taşınmaza hangi tarihte el atıldığının araştırılmadığını, emsalin uygun olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, yol olarak terkin edilmemesi gerektiğini, faiz hükmünün hatalı kurulduğunu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin maktu olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelin sorumlu davalı idareden tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.
3. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece her ne kadar bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Dairemiz bozma ilamında; arsa niteliğindeki ... Mahallesi 319 ada 62 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca dava tarihinden önce serbest satışı yapılan emsallere göre karşılaştırma yapılarak değer biçilmesi gerekirken, dava tarihi olan 18.05.2015 tarihinden sonraki satışlar emsal alınarak suretiyle emsallerin tapu alım satım harçlarının düşük olması için gerçek alım satım değerini yansıtmadığından bahisle genel deyim ve soyut ifadelerle değer biçen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde mahkemece emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu,emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de bozma ilamı sonrası mahkemece alınan 13.05.2022 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazın, raporda belirtilen tarihteki satışına ilişkin akit tablosunun iligili Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilerek, rapordaki kıyaslamanın inandırıcı olup olmadığının denetlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediği gibi dava konusu taşınmaza farklı mahalleden ve yüzölçümü büyük bir emsalin alınması , taşınmazın emsalden 12,82 kat daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçilmesi sebebiyle rapor inandırıcı bulunmamıştır.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir.
5. Dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte (ay, gün ve yıl olarak) el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler getirtilip, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden önce olduğunun tespiti halinde maktu harç ve vekâlet ücretine, sonra olduğunun belirlenmesi halinde ise nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.