"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/479 Esas, 2023/105 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/245 Esas, 2021/151 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü, 105 ada 44 ve 77 (eski 436 ve 437 parseller) ve 104 ada 3 (eski 10 parsel) parsel sayılı taşınmazların Kocaeli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/151 Esas, 2017/405 Karar ve Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/218 Esas, 2020/147 Karar sayılı kesinleşen davaların yapılan yargılaması sonucunda tapu kaydının iptal edildiğini, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek, uğradığı zararının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların tazminat davasında hukuki bir yararının bulunmadığını, tapuda hala davacılar adına olan taşınmaz için bir zararın mevcut olmadığını, idare yönünden husumet yokluğundan ve zamanaşımından reddini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın idare açısından husumetten yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, tapu kaydına konulan şerhin Orman Genel Müdürlüğü lehine olduğunu, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, evveliyatı orman olan yerin zamanaşımı ile kazanılamayacağını, hükmedilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu bu sebeplerle kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde kabulü ile hükme esas alınan rapor uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgedeki coğrafi durum ve toprak yapısı itibarıyla kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında alınması, taşınmazların konumu ile taşınmazların o bölgedeki diğer taşınmazlardan ayıran özellikler de gözetilmek suretiyle objektif değer artış oranının %60 uygulanması sonucu m² birim fiyatının 2018 yılı için 28,25 TL/m², 2020 yılı için 42,56 TL/m² bölge rayiçlerine uygun bulunduğundan İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz itirazında bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olup takdir edilen bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla belediye hizmetlerinden yararlanmadığını taşınmazın arsa olarak değerlendirilemeyeceğini ayrıca Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.07.2018 tarihli ve 2016/11710 Esas, 2018/5336 Karar sayılı bozma kararına göre de dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Kanun kapsamında iadeye tabi yerlerden olup olmadığının hususunun incelenmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü, 105 ada 44 ve 77 (eski 436 ve 437 parseller) ve 104 ada 3 (eski 10 parsel) parsel sayılı sırasıyla 50.888,34 m² 9778,90 m² ve 14.121,22 m² yüzölçümlü taşınmazların davacılar adına tapuda kayıtlı olup ... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan davalar sonucunda Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/151 Esas, 405 karar ve Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/218 esas 2020/147 karar sayılı ilamları ile tamamının orman tahdit sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, kararların temyiz incelemesinden geçmeksizin 105 ada 44 ve 77 parsel sayılı taşınmazlar 07.02.2018, 104 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.11.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara gelir metodu esas alınarak ve kapitalizasyon faizinin %4, objektif değer artırıcı unsurun %10 oranında kabulü ile değer biçilerek taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve Kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.