"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/239 Esas, 2021/187 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, Yenişehir ilçesi, ... köyü 137 ada 28 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırma koridorunda yer aldığını, müvekkili idare tarafından kamu yararı kararının alındığını, taşınmaz malikleri ile pazarlık görüşmelerinin halen devam ettiğini, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından haksız el atılmadığını, talep edilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2018 tarihli ve 2017/104 Esas, 2018/103 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.03.2019 tarihli ve 2018/1540 Esas, 2019/348 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza yol genişletme çalışmaları sırasında Haziran 2011'de davalı idare tarafından bedel ödenmeksizin el atıldığı, taraflar arasında bu konuda herhangi bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığı, tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemi esas alınmak suretiyle bedel biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu, sulu arazi niteliğindeki taşınmaza son dönemdeki uygulamalara göre %4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanmasının isabetli olduğu, taşınmazın bilirkişi heyetince açıklanan özelliklerine göre uygulanan objektif değer artışı oranının yerinde olduğu, bilirkişi heyetince 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na uygun şekilde hesaplama yapıldığını, kıymet takdir raporuna göre belirlenen bedele yakın bir sonuç değere ulaşıldığını, kamulaştırmasız el atma davalarında yerleşik uygulamaya göre el atma tarihi dava tarihinden önce olduğu için bedelin tamamına talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacılar dava konusu taşınmazda hissedar olduğu hâlde, gerekçesi gösterilmeden tam pay üzerinden bedele hükmedilmesi ve terkine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan değerlendirme neticesinde davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu taşınmazda hissedar olması sebebiyle Yargıtayın bozma kararı uyarınca tam bedelin değil, davacıların hissesi üzerinden tazminata ve tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede uygulanmakta olan kapitalizasyon faiz oranı %5 olduğu halde %4 olarak alınıp buna göre değerlendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde dikkate alınan unsurların mükerrerlik oluşturacak şekilde objektif değer artış oranının tayininde de esas alındığını, ıslah yoluyla artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dairemizin bozma kararında, davacıların dava konusu taşınmazda hissedar olduğu hâlde, gerekçesi gösterilmeden tam pay üzerinden bedele hükmedilmesi ve terkine karar verilmesinin doğru görülmediğinin belirtildiği ve İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulduğu halde, yine gerekçesi gösterilmeden tam pay üzerinden bedele hükmedilmesi ve terkine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.