Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2971 E. 2023/8796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ve yeni arsa paylarının tapu siciline tescili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, arsa payları arasında orantısızlık olduğu hususunu ispatlayamamaları ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1020 Esas, 2022/2083 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/612 Esas, 2019/958 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ana gayrimenkulde bulunan bağımsız bölümlere, değerleriyle doğru orantılı arsa payı verilmediği gerekçesiyle mahkemece yeni arsa paylarının belirlenerek tapuya tesciline karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 40 yılı aşan bir süre boyunca arsa payına itiraz etmediğini, ana taşınmazla ilgili harcamalara bu arsa payı üzerinden katıldığını, arsa payının düzenlenebilmesi için ayrıntılı kriterlerle taşınmazların incelenmesi gerektiğini, davacının hakkını kötüye kullandığını, dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 40 yılı aşan bir süre boyunca arsa payına itiraz etmediğini, ana taşınmazla ilgili harcamalara bu arsa payı üzerinden katıldığını, arsa payının düzenlenebilmesi için ayrıntılı kriterlerle taşınmazların incelenmesi gerektiğini, davacının hakkını kötüye kullandığını, dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 40 yılı aşan bir süre boyunca arsa payına itiraz etmediğini, ana taşınmazla ilgili harcamalara bu arsa payı üzerinden katıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, arsa payının düzenlenebilmesi için ayrıntılı kriterlerle taşınmazların incelenmesi gerektiğini, davacının hakkını kötüye kullandığını, dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda müvekkillerinin elbirliği mülkiyeti ile malik olduklarını, dava dilekçesinde sehven davacı olarak ...’in belirtilmediğinden davacı olarak kabul edilmesi talebinde bulunmalarına rağmen bu husus değerlendirilmeden UYAP sisteminde müvekkili ... davalı olarak kaydedilip, gerekçeli kararda da davalı olarak gösterildiğini öncelikle bu maddi hatanın düzeltilmesini ve ...’in davacı olarak dosyaya eklenmesini, müvekkillerine müteveffa ... 'den 2017 yılında miras yoluyla intikal ettiğini, taşınmazın müvekkillerinin kat irtifakının kurulduğu tarihte bu hatayı bilebilecek durumda olmadıklarını, dava konusu taşınmazda 990 pay üzerinden daha fazla pay düşmesine rağmen, resmi kayıtlarda yer alan pay fiili olarak kullanılmakta olan metrekare ile uyuşmadığını, arsa payında yapılan hatanın bilirkişi incelemesiyle de sabit olduğunu, müvekkillerinin arsa paylarındaki yanlışlığı tespit ettikleri gibi "arsa payının düzeltilmesi" davasını gecikmeksizin açtıklarını, davayı açmakta iyiniyeti olmadığını gerekçe göstermesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, 1972 tarihli kat irtifaklı listede müvekkillerinin imzası bulunmadığını, zira, Yargıtay'ın ilke kararları uyarınca; davacının iyiniyetli olup olmadığına Tapu Sicil Müdürlüğü’nden ilgili dosyalar istenerek öncelikle kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulması sırasında arsa paylarının bizzat davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak karar verilmesi gerektiğini, kat mülkiyeti kurulduktan sonra malik olanlar ve kat mülkiyeti kuruluşunda bizzat bulunup, tapuda imzası olmayan maliklerin iyi niyetli kabul edildiğini, arsa paylarının hatalı olduğunu dava açılmadan çok kısa bir süre önce kat malikleri arasında yapılan bir toplantıda hatayı tespit ettiklerini, açılacak olan davalarda herhangi bir hak düşürücü süresinin söz konusu olmadığını, 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda arsa paylarının adaletli olarak dağıtılmadığını ve yeniden arsa payı düzenlemesinin gerekli olduğunu, arsa payının yeniden düzenlenmesinin davacı taraftaki kat malikinin faydasına olduğunu ve 1.2.3.4 nolu bağımsız bölümlerin arsa payının artması gerektiğini, eski ve yeni arsa payları arasındaki farkın 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler için %10'dan fazla olduğunu tespit edilmesine rağmen rapor dikkate almaksızın davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve yine davalılar için müşterek bir sebepten dolayı davanın reddedilmesi nedeniyle tek vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken her bir davalı vekiline ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesinin de usul ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; "Müteselsil sorumluluk da dâhil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmü yer aldığını, bu nedenlerle davanın kabulünün gerekmesi ile birlikte, aksi kanaatte olacaksa davanın ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinden söz konusu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; kararın, düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa payları arasında orantısızlık olduğu hususunun ispat edilemediği, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını terkar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrımenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu ana gayrımenkulde 1972 yılında kat irtifakının tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Taşınmaza ait kat mülkiyeti ve kat irtifakı tesisi belgeleri birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.