Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3402 E. 2023/11886 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortaklığın giderilmesi davasında, ortaklığın aynen taksim yoluyla mı yoksa satış yoluyla mı giderileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen ve ortaklığın aynen taksimi mümkünse satış yoluna gidilemeyeceği yönündeki bozma kararına rağmen, mahkemece yapılan yargılamada aynen taksimin mümkün olmadığının tespit edilmesi ve bu hususta hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek, yerel mahkemenin satış yoluyla ortaklığın giderilmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/492 Esas, 2022/428 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.11.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davalılar ... vd. vekili Avukat ... Özel, davalılar ... vd. vekili Avukat ... ile yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların müşterek murisi Mustafa Şevket Muslubaş'ın 09.08.1998 tarihinde vefat ettiğini, mirasçısı olarak davacı ve davalıları bıraktığını, murisin İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, ... Caddesi No:155 adresinde bulunan tapuda 84 pafta, 1486 ada, 42 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazı miras olarak bıraktığı, taraflar arasında bu taşınmazın paylaşması konusunda anlaşma olmadığını, taşınmazın satılması suretiyle ortaklığın giderilmesine ve satış bedelinin payları oranında paydaşlar arasında taksimine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/624 Esas sayılı dosyasında davacılar dava dilekçesinde özetle; ortaklığın aynen taksim sureti ile giderilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar ... vd. ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu gayrimenkulün paydaşları arasında 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) göre kat irtifakına dönüştürülmesi suretiyle taksimi mümkün olduğunu ve taksim suretiyle paydaşlığın sonuçlandırabileceğini, mahallinde keşif yapılarak ve taraflarına yetki verilerek gayrimenkulün 634 sayılı Kanun'a intibak ettirilmesini davacıların satış yoluyla ortaklığın giderilmesi taleplerini kabul etmediğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.12.2010 tarihli ve 2007/447 Esas, 2010/989 Karar sayılı kararıyla asıl davanın kabulü ile ortaklığın satış sureti ile giderilmesine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, ortaklığın kat mülkiyeti kurmak sureti ile giderilip giderilemeyeceğinin yeterince araştırılmamış olması gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme kararı

Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.05.2012 tarihli ve 2012/90 Esas, 2012/302 Karar sayılı kararıyla, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.03.2013 tarihli ve 2012/18-1076 Esas, 2013/381 Karar sayılı ilâmı ile ortaklığın kat mülkiyeti kurulması sureti ile giderilmesinin mümkün olması karşısında özel daire bozma ilâmına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 25.04.2022 tarihli ve 2013/492 Esas, 2022/428 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalı-birleştirilen davada davacılar vekili Av. ... Güzeldede ve bir kısım davalılar vekili Av. ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davalı-birleştirilen davada davacı ... vd. vekili Av. ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin eksik araştırma ve inceleme neticesinde satış kararı verdiğini, önceki bozma ilâmı ve Hukuk Genel Kurulu kararı gözetildiğinde taşınmazda kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olduğunu, koruma kurulunun tapuda cins tahsisi yapılamadığından iki dükkanlı kargir bina olarak görünmesi sebebiyle kat mülkiyetinin kurulamayacağını bildirdiğini ancak zaten bu evin 1968 yılında yıkılıp mevcut binanın yapıldığını, imar planının değişmesi ile inşaat yüksekliği kriterinin değişerek ruhsatsız olan katın yasal hâle geldiğini ortaklığın kat mülkiyeti kurularak giderilmesinin mümkün olduğunu kararın eksik inceleme neticesi verildiğini belirterek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vd. vekili Av. ... temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin eksik araştırma ve inceleme neticesinde satış kararı verdiğini, önceki bozma ilâmı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gözetildiğinde taşınmazda kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olduğunu, koruma kurulunun tapuda cins tahsisi yapılamadığından iki dükkanlı kargir bina olarak görünmesi sebebiyle kat mülkiyetinin kurulamayacağını bildirdiğini ancak zaten bu evin 1968 yılında yıkılıp mevcut binanın yapıldığını, imar planının değişmesi ile inşaat yüksekliği kriterinin değişerek ruhsatsız olan katın yasal hale geldiğini ortaklığın kat mülkiyeti kurularak giderilmesinin mümkün olduğunu, taraflar arasında süren elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için açtıkları davanın bekletici mesele yapılmasına rağmen kesinleşmesi beklenilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın eksik inceleme neticesi verildiğini belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğinden ibarettir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un; "Kat mülkiyetinin kurulması" kenar başlıklı 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece bozma ilamına uyuluraka yapılan yargılama neticesinde taraflar arasında ortaklığın aynen giderilmesine imkan bulunmadığının tespiti ile satış sureti ile ortaklığın giderilmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davacı yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına,

Davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.