"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2742 Esas, 2022/2913 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/1501 Esas, 2020/670 Karar (Birleştirilen dava
Edirne 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/27 Esas sayılı dosyası)
Taraflar arasındaki hakimin müdahalesi istemine ilişkin asıl dava ile tazminat talebine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Edirne ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 192 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 8 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin kendisine ait olduğunu, davalının aynı yerde 10 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalıya ait taşınmazdan sızan sular nedeniyle zarar gördüğünü, Edirne 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/13 D.iş sayılı dosyasında bu hasarların tespit edildiğini, keşifle birlikte yeniden değerlendirilme yapılarak, davacıya ait taşınmazın oturulabilecek duruma gelmesi için gerekli tadilat ve tamiratın yapılması amacıyla davalının konutuna girilebilmesi için izin verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-birleştirilen davada dava dilekçesinde özetle; meydana gelen zararlar nedeniyle şimdilik 8.000.00 TL'nin davalıdan alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleştirilen davada cevap dilekçelerinde özetle; meydana gelen zarar varsa bu zararın ortak alanlardan kaynaklandığını, müvekkiline ait taşınmazdan kaynaklanan zarar verici bir durum ve tazminatı gerektiren bir zararın bulunmadığını belirterek davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporları, değişik iş tespit dosyaları dikkate alındığında davacının taşınmazında meydana gelen zararın davalının dairesinden gelen su sızmaları nedeniyle oluştuğu anlaşılmış, tadilatın yapılabilmesi için daireye giriş izni verilmesi gerektiği ve hasar bedeli olan 8.000,00 TL'nin de taleple bağlı kalınarak faizsiz olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda meydana gelen hasarın ana taşınmazın en üst katında bulunan açık terastan sızan sular nedeniyle meydana geldiğinin bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, uyuşmazlığın, ana taşınmazın açık çatısı konumunda bulunan, projeye göre müvekkilin bulunduğu bağımsız bölümden girilen açık terasın, ortak alan olup olmadığı noktasında toplandığını, akıntının meydana geldiği yerin ortak alan olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, hasara neden olan sızıntının meydana geldiği alanın, ortak alan olması durumunda davalı müvekkilin meydana gelen hasardan sadece payına düşen oranda sorumlu olacağını, 24.10.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; '' Sitenin karar defterinde 23.12.2017 tarihli genel kurulda alınan kararda teras katın sahibinin ...'a ait olduğu belirtilmiştir.'' şeklinde, mülkiyetin genel kurul kararı ile belirlendiğini, bilirkişiden beklenen, teknik ve bilimsel değerlendirme ile bağdaşmayacak, hukuki dayanaktan yoksun bir gerekçe sunulduğunu, aynı raporda; ''Teras kat mimari projeden görüleceği gibi merdivenden terasa çıkış kapısının olmadığı görülmektedir.'' şeklinde açıklamada bulunduğunu, hasara neden olan sızıntının geldiği iddia edilen yerin, ana taşınmazın teras çatısı olup çatı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayalı Kanun) 4/c maddesine göre münhasıran ortak alan olduğunu, Yargıtay 18. HD. (1991/7 E.- 1991/4 K.) ‘’….Çatı katlarının etrafındaki açıklık yer teras sayılan yerlerdendir. 634 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre de ortak bir yerdir. Diğer kat maliklerinin bu terastan istifadelerinin projeye göre mümkün olmaması onun ortak yer niteliğini değiştirmez....’’ şeklinde kararı mevcut olup hiç bir bina çatısız olamayacağına göre, ana taşınmazın ortak alan olan çatısının, neresi olduğu da raporda belirtilmesi gerekiğine cevap verilmediğini, site yönetiminin 28.01.2014 tarihli '' 2014 yılı site genel kurul toplantısında, ''Terasın tamir ve bakımı, olukların yapılması balkondan suyun aşağı iniş hazne ve pimaş boruların bakım ve tamirinin yapılması'' (13.02.2019 tarihli Cevap Dilekçesi EK-B) konusunda site yönetiminin bir kararı olmasına rağmen, ana taşınmazın çatısı konumundaki açık terasta herhangi bir bakım onarım işlemi yapılmadığını, esasen su sızıntısının meydana geldiği açık terasın site yönetimince de ortak alan olarak kabul edildiğini, bakım ve onarım ihtiyacının olduğunun bilindiğini mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, ortak alan olan çatıdan, sızan ... suları nedeniyle meydana gelen hasardan, tek başına sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan ve 8.000,00 TL bedelle davacının evinin tadilatının yapılabileceğini belirten 27.08.2019 tarihli İnşaat Mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan, bilirkişi raporu maliyet hesabı denetime elverişli olmadığını, meydana gelen hasarın onarılması için yapılan hesaplamaların afaki olduğunu, gerekçesiz, nasıl hesaplama yapıldığı belli olmayan bilirkişi raporu ile hüküm tesis edildiğini, esas davaya cevap dilekçesinde, Mahkemenin bu yönde bir kararına ihtiyaç olmaksızın, önceden haber vermek kaydıyla (masraflarını üstlenecek şekilde) tadilat maksadıyla müvekkile ait konuta veya konuttan geçerek ortak alan olan teras çatıya girilebileceğini kabul ve beyan ettiklerini, gerekçesiz ve denetime elverişsiz bilirkişi raporları ile ortak alan olan teras çatıdan ... suyu sızıntısından, meydana gelen hasardan, müvekkilin tek başına sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olup kabul kararlarının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporları dosya içeriğine uygun gerekçeli olup denetime elverişli olduğundan ve su sızıntısının meydana geldiği terasın ana taşınmazın ortak alanı olmadığı bilirkişi raporu ile belirtilmekle ve tapu kaydında davalıya ait bağımsız bölümün teras kat olarak belirtildiği de dikkate alındığında mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, hakimin müdahalesi ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde davalının kullanımında ve mülkiyetinde bulunan terasın bakım ve onarımının yapılmaması nedeniyle alt katta bulunan davacının bağımsız bölümünün zarar gördüğü anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu su sızıntısının meydana geldiği terasın ana taşınmazın ortak alanı olmadığı, tapu kaydında davalıya ait bağımsız bölümün teras kat olarak belirtildiği de dikkate alındığında mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmamaktadır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.