Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3516 E. 2023/11209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Birden fazla parsel üzerine kurulu sitede, parsellerin birlikte yönetimine dair toplu yapı yönetim planı olmadan yapılan kat malikleri kurulu toplantısı ile alınan kararların iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Siteyi oluşturan parsellerin ayrı ayrı yönetim planları olduğu, bu planlarda parsellerin birlikte yönetileceğine dair bir hüküm bulunmadığı, tüm parsellerin oybirliği ile kabul edilip imzalanmış bir toplu yapı yönetim planının olmadığı ve bu nedenle parsellerin fiilen birlikte yönetimi uygulamasına ilişkin kat malikleri kurulu kararlarının davacı için bağlayıcı olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2917 Esas, 2023/35 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/104 Esas, 2021/272 Karar

Taraflar arasındaki 15.01.2017 tarihli kat malikleri kurulu toplantısı ile alınan kararların iptali davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu sitenin Ataşehir ilçesi, ... Mahallesi, 3324, 7284 ve 7285 parseller üzerinde kurulu bulunduğunu, toplu yapı şerhinin bulunmadığını, her blokun kendi yönetim planı olduğunu, davalının yasal olmayan 03.05.2008 tarihinde yapıldığını iddia ettiği Yönetim Planından davacıların haberi olmadığını, bu planın maddelerinin genel kurulda tartışılmadığını, yönetim planında daha önce ölmüş kişilerin toplantıya katılmış gibi gösterildiğini, her ne kadar İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/537 Esas sayılı dosyasının kararında bu yönetim planı toplantısının toplantı yeter sayısı yeterli kabul edilmiş ise de bu kararın temyizden döneceğini, onansa bile toplu yapı yönetim planının tapuya tescil edilmeden 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) uygulanamayacağını, iptali istenen toplantıda alınan kararların geçersiz olduğunu, bu nedenlerle 15.01.2017 tarihli olağan kat malikleri toplantısı ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 634 sayılı Kanunu'ndan kaynaklandığını, bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, özellikle 07.10.1990 tarihli Genel Kurul kararı doğrultusunda her üç parsel için 1. Isı Merkezi olarak belirlendikten sonra bağımsız site yönetiminin Kadıköy 3. Noterliğinin 06.08.1992 tarihli ve 35601 yevmiye numaralı bildirim ile Ticaret Sicil Memurluğuna sunulduğunu, 1. Isı merkezinin her üç parseldeki taşınmazların ısıtılması, suyun dağıtılması, çevre bakım, onarım, temizlik, güvenilk ve saha içi aydınlatma işini her yıl yapılan kat malikleri genel kurul kararı ile üstlendiğini ve görevlerini yerine getirdiğini, suyun kullanımının ve ısınmanın ferdileşmesini de yine bu merkezi yönetimin yaptığını, 2007 yılındaki 634 sayılı Kanun'un 69 uncu Maddesindeki değişiklik nedeniyle 27.1.2008 tarihinde site kat malikleri olağan genel kurul toplantısının 6 numaralı kararı ile yönetim planı değişikliğinin kararlaştırıldığını, 03.05.2008 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 592 üyeden 426 üyenin hazır bulunduğunu ve bu üyelerin imzası ile yönetim planının değiştirilmesinin karar altına alındığını, yönetimin yasal olduğunun yönetimin gider borcunu ödemediği için açtığı davalarla kanıtlandığını, toplu yapı ile ilgili plan değişikliği yapılarak Ümraniye Tapu Müdürlüğüne tescil başvurusunda bulunulduğunu, Ataşehir ilçesinin kurulması ile yönetim planı değişikliğinin Ataşehir Tapu Müdürlüğüne devredildiğini, Ataşehir Tapu Müdürülğünün yasal bir dayanak gösterilmeden yönetim plan değişikliği talebini geri çevirdiğini, bu işlemin iptali için İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2012/828 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, Mahkemenin görevsizlik kararı verdiğini, bu dosyanın İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/748 Esas sayılı dosyaya geldiğini, Sulh Hukuk Mahkemesin de görevsizlik kararı verdiğini, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gittiğini ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli kılındığını, İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/537 Esas sayılı dosya ile yönetim planının tapuya tesciline karar verildiğini, bu kararın Ataşehir Tapu Müdürlüğü tarafından temyiz edildiğini ve halen Yargıtay'da olduğunu, yönetim boşluğu olmaması için yönetimin aynı şekilde devam ettiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçek olmadığını, her sitenin kendisini yönetmediğini, sadece binaların merdiven temizliği, elektrikleri ve asansörlerin bakımını kendi aralarında hallettiklerini, apartman dışına karışmadıklarını, her bloğun kendi temizlikçisi olmadığını, sitenin temizliğini site yönetimi tarafından ücretleri ödenen SGK'lı görevlilerin yaptığını, her bloğun kendi delegelerini seçtiğini, davalı site yönetiminin 1. Isı merkezini yönettiğini, sitenin diğer bloklarını ise 2. ve 3. Isı merkezinin yönettiğini, toplantıların yasal olduğunu, sahte imza atıldığı ve toplantı yeter sayılarının oluşturulmadığı iddialarının tamamen yalan olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davanın görev yönünden reddine, sonrasında bugüne kadar defalarca genel kurul toplantılarına iştirak ederek olumlu oy kullanmış, aidat ödemiş davacıların, bu aşamada dava açma hakları olmadığı da gözetilerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kararını malik olmayan kişilerin toplantıya katılması, hazirun cetvelinde bulunan kişilerin yetkili temsilci olmamasına dayandırdığını, istinaf incelemesinin de mahkemenin kabulüne dayanak yaptığı hususlarla sınırlı olması gerektiğini, mahkemenin kısmen kabul kararı verdiğini, ancak kabul ve reddedilen kısmın belirli olmadığını, davayı takip etmeyen davacılar bakımından ayırma kararı verilmesi gerektiğini, mahkemenin bilirkişi raporuna dayandığını, ancak rapora da uymadığını, bilirkişinin raporunda ölen kişilerin yerine mirasçılarının toplantıya katıldığı iddiası yönünden nüfus müdürlüğüne yazı yazmadığını, imza sahibinin mirasçı olup olmadığını araştırmadığını, bilirkişi ek raporunda belirtilen vekâletname ve belgeler ibraz edilmesine karşın yeterli inceleme yapılmadığını, sözlü yargılama için ayrı bir gün verilmediğini, peşin hükümle karar verildiğini, mahkemenin dayanak yaptığı bilirkişi raporunun aksini gösteren raporların ibraz edildiğini, ancak dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından 56 üyeden 16'sının kat maliki olmadığının belirtildiğini, ancak 44 malik ve 12 vekilin toplantıya katıldığını, tespitin hatalı olduğunu, ölenlerin yerine imza atıldığı tespitinin de hatalı olduğunu, savunmalarının yok sayıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu parsellerin yönetim planlarında parsellerin birlikte yönetime ilişkin bir düzenleme, diğer bir deyişle parsellerin birlikte yönetimine dair bir yönetim planı bulunmadığı, her bir parselin yönetim planına aykırı yapılan toplantının ve kararlarının geçersizliğinin tespitiyle mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davalı vekili istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 15.01.2017 tarihli kat malikleri kurulu toplantısı ile alınan kararların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerine kurulu olup, toplu yapı yönetim planı olmadığı ve henüz toplu yapı yönetimine geçmediği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. 3 ayrı parselden oluşan sitede, her parselin ayrı ayrı yönetim planı bulunduğu, bu planlarda parsellerin birlikte yönetileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, tüm siteyi oluşturan parsellerin birlikte oybirliği ile kabul edilip imzalanmış yönetim planı bulunmadığı ve bu nedenle parsellerin fiilen birlikte yönetimi uygulamasına dair 15.01.2017 tarihli kat malikleri genel kurul toplantısındaki kararlarının davacı için bağlayıcı olmadığı ve iptali talebinin yerinde olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.