Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3545 E. 2023/8780 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydında orman sınırı içinde kaldığına dair şerh bulunan taşınmazın satışından sonra orman kadastrosu nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açılması üzerine, alıcı tarafından 4721 sayılı TMK m. 1007’ye dayalı olarak tazminat istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın tapu kaydına orman sınırları içinde kaldığına dair şerh işlendikten sonra taşınmazı satın alması nedeniyle, tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/326 Esas, 2022/449 Karar

KARAR : Ret/Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen mülkiyeti davacılara ait taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve taşınmazların tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkeme kararı asıl dosya davalısı Hazine vekili ile asıl davacı-birleştirilen davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dosya dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle açılan tapu iptali davalarına ilişkin tazminat davalarının orman idaresine yönetilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olmayıp Hazine adına tescil edilmiş olmadığını, davacının herhangi bir zararının bulunmadığını ve bu nedenle hukuki yarar bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.

2. Asıl Davalı-Birleştirilen davacı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tescilini sağlamak amacıyla dava açma hazırlık sürecinin bitirilmesine müteakip davacı ve varsa dava dışı diğer tapu malikleri aleyhine tapu iptal ve tescil davası ikame edileceğini, davalı sıfatının Hazinenin olduğunu, tapu sicil müdürlüğü ile orman yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından orman yönetimi ve tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu edilen talebin zamanaşımına uğradığını, davayı kabul etmediklerini, husumet, zamanaşımı ile usul yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Asıl davacı-birleştirilen davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapuda ... adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin söz konusu taşınmazı 28.06.2018 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/649 Esas, 2017/845 Karar sayılı izale-i şüyu dosyasından yapılan ihale ile satın aldığını, dava konusu taşınmazın orman niteliğini haiz bir taşınmaz olduğunu, söz konusu taşınmaza ilişkin olarak Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/260 Esas sayılı dosyası ile tapunun iptali ile belirlenecek tazminatın müvekkiline ödenmesine ilişkin dava açıldığını, bu nedenle davanın o dosya üzerinde birleşmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2021 tarihli ve 2019/260 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararı ile asıl davada davalı ... Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine hakkında açılan davanın kabulü ile taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline ve birleştirilen davanın kabulü ile davacılar adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2021/675 Esas, 2022/195 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 07.01.1992 tarihinde "orman sınırı içinde kalmaktadır” şerhinin konulduğu, davacı ...’ın 28.06.2018 tarihinde satın aldığı taşınmazı orman olduğunu gösteren şerh ile edindiği anlaşılmakla, davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi, zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından, davacı ...’ın 07.01.1992 tarihinden sonra, orman şerhini görerek taşınmazı 28.06.2018 tarihinde satın alması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davalı ... Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine hakkında açılan davanın reddine ve birleştirilen davanın kabulü ile davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dosya davalısı Hazine vekili ile asıl davacı-birleştirilen davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Asıl davacı-birleştirilen davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı 28.06.2018 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/649 Esas, 2017/845 Karar sayılı izale-i şüyu dosyasından yapılan ihale ile satın aldığını, açık arttırma ilanında taşınmazdaki şerh, beyan ve irtifakların ilan edilmediğini, ortaklığın giderilmesi davasında orman şerhi olan taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden dava kabul edilmek suretiyle taşınmazın satışa çıkarıldığını, iyiniyetli olan davacının zararının giderilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Asıl dosya davalısı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası.

“Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.”

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; asıl davacı-birleştirilen davalı vekilinin tüm, asıl dosya davalısı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 1 parsel sayılı, 2.969,29 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın evveliyatının 1985 yılında yapılan arazi kadastrosu ile ... adına tapuya tescil edilen 2.969,29 m² yüzölçümlü 252 parsel sayılı taşınmaz olduğu,ifraz ve yenileme ile dava konusu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazı oluşturduğu, malikin ölümü ile mirasçıları adına intikalen tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 07.01.1992 tarihinde "orman sınırı içinde kalmaktadır” şerhinin konulduğu, taşınmazın tamamının maliki olan davacı ...’ın şerhten sonra 28.06.2018 tarihinde satın alarak taşınmazın maliki olduğu, Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/467 Esas sayılı dosyasıyla Kocaeli İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talebiyle dava açıldığı ve eldeki dava ile birleştirildiği anlaşılmakla, davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi, zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından, davacı ...’ın tapu kaydına orman sınırları içinde kalmaktadır şerhinin işlendiği 07.01.1992 tarihinden sonra, orman şerhini görerek taşınmazı 28.06.2018 tarihinde satın alması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerindedir .

3. Buna karşın; asıl davada Orman Genel Müdürlüğü yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmakla Orman Genel Müdürlüğü lehine maktu vekâlet ücreti ve Hazine yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl davacı-birleştirilen davalı vekilinin tüm, asıl dosya davalısı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Asıl dosya davalısı Hazine vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; 4 üncü paragrafı hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Asıl davada Orman Genel Müdürlüğü lehine karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Orman Genel Müdürlüğüne verilmesine ve davalı Hazine lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca maktu 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Hazineye verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Asıl davacıdan - birleştirilen dosya davalısından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.