"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2680 Esas, 2023/112 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan arsa karşılığı daire sözleşmesi kapsamında müvekkiline ait 221, 230 ve 329 parsel sayılı taşınmazların davalıya devredilmesi karşılığında davalının 1 adet 120 m²lik dairenin teslimini taahhüt ettiğini, tapuda devirlerin yapıldığını; ancak yapılan imar uygulaması idare mahkemesince iptal edildiğinden, davalı tarafından uzunca süre geçmesine rağmen konutun teslim edilmediğini, bu şekliyle davalının müvekkiline ait taşınmazlara kamulaştırmasız olarak el attığını belirterek ıslahla birlikte 577.978,50 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı, husumet, görev ve yetki itirazlarında bulunmuş esasa ilişkin olarak da dava konusu taşınmazın inşasının açılan davalar sebebiyle gerçekleştirilemediğini, kamulaştırmasız bir el atma olmadığını, davacının rızaen tescili gerçekleştirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ve 2020/44 Esas, 2021/172 Karar sayılı ilamı davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi 05.04.2020 tarihli ve 2021/827 Esas, 2022/660 Karar sayılı kararı ile yeniden hüküm kurmak sureti ile davanın kabulüne karar vermiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosyaya ibraz edilen 14.10.2022 havale tarihli dilekçede, davacı vekilinin davayı geri aldıklarını beyan ettiği anlaşılmış olup, bu hususta bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın feragat nedeniyle reddedildiği halde nispi vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya Bölge Adliye Mahkemesine gelmiş ise de istinaf aşamasında davacı davadan feragat ettiğinden; Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesi gereği davalı idare lehine maktu vekâlet ücreti verilmesine karar vermiştir.
3. Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesi gereği davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının B bendinin 4 numaralı kısmının tümüyle çıkartılmasına, yerine "Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 44.948,93 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.