"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; haksız, yersiz ve hukuka aykırı davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Mahkemece, davalının da hazır bulunduğu 14.04.2019 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında yöneticiye ek aidat toplama yetkisi oy birliği ile verilmesine rağmen bu yetkinin verildiği toplantıda miktar belirlenmediğinden ve davalıya usulüne uygun bir biçimde düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş işletme projesi olmadığından ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği tarih olan 08.12.2020 tarihinin gecikme tazminatının başlangıç tarihi olarak esas alınması gerekirken ek gider yönünden gecikme tazminatının uygulanamayacağı gerekçesiyle bu kaleme ilişkin talebin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmü kanun yararına temyiz ettiklerini belirtmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak gider alacağına dayanan itirazın iptali davasında gecikme tazminatı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukukî sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 20 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin gerekçesinde de karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanmasının her an için söz konusu olabileceği, kanun yararına temyizin, yanlışlık tespit edilip daha sonra benzer işlemlerden kaçınmak için kabul edilen bir sistem olduğu, Yargıtayın yaptığı incelemede uygulamanın yanlış olduğu sonucuna ulaşırsa kararı kanun yararına bozacağı ifade edilmiştir.
2. Temyiz yolu ise olağan kanun yollarından birisidir. Bozma sebepleri, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde sayılmıştır. Bunlar; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikler bulunmasıdır. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır. Madde gerekçesinde bu husus "Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı zaman zaman Yargıtay maddî vakıalara ve delil değerlendirmesine de girmek zorunda kalabilmekteydi, istinafla birlikte artık bu ihtiyaç ortadan kalkmış ve Yargıtay tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olmuştur." şeklinde vurgulanmıştır.
3. Belirtilen bu yasal düzenlemeler ve 6100 sayılı Kanun döneminde temyiz yolu ile ilgili özellikler dikkate alındığında, kanun yararına temyiz ile temyiz yolu arasında bir ayrım yapılması gerekmektedir. Kanun yararına temyiz başvurusunda, başvuru konusu kararın sadece yürürlükteki hukuka aykırı olup olmadığı denetlenir. Bu denetim ise, temyiz incelemesinin aksine, kanun yararına temyizde görece sınırlı bir inceleme yapılmasını gerektirir. Kanun yararına temyize ilişkin madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması söz konusu olduğunda, kararın kanun yararına bozulması gerekir.
4. 634 sayılı Kanun'un 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesine göre, gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat malikinin ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş (14.11.2007-5711/9. madde ile değişiklikten önce %10) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıcının açıkça saptanmış olması gerekir.
5. Somut olayda, dosya kapsamı ile istenilen ortak giderin ek aidat kapsamında talep edildiği, ancak miktarının belirlenmediği anlaşılmaktadır.
6. Mahkemece icra takibi ortak gider alacağına ilişkin istenilen gecikme tazminatının miktarının yerinde olmadığından reddine ve belirlenen asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmesi bu nedenle yerindedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Adalet Bakanlığının hükmün kanun yararına bozulması talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.