"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/462 Esas, 2022/1757 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/177 Esas, 2021/463 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı idareler yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ve ...vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden önce davacılar vekilinin 28.12.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmesi üzerine, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 29 uncu maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 310 uncu maddesine eklenen üçüncü fıkrası uyarınca alınan ek karar ile İlk Derece Mahkemesinin kararı ve Dairenin esastan redde ilişkin ilk kararı kaldırılarak feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Davacılar vekili 16.01.2023 tarihli dilekçesi ile davalı idareler lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca maktu vekâlet ücreti yerine, Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi'nin 6 ncı maddesine göre nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve davanın reddine hükmedildiği hâlde, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının dava öncesinde olduğu gibi müvekkillerinin murisi adına iade edilmemesi nedeniyle maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 23.02.2023 tarihli ek karar ile davacılar vekilinin dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının dava öncesinde olduğu gibi müvekkillerinin murisi adına iade edilmesine ilişkin talebinin kabulü ile bu hususta 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi uyarınca hükmün tamamlanmasına, vekâlet ücretine ilişkin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davadan feragat etmeleri üzerine verilen ek kararda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6 ncı maddesi uyarınca nispi vekâlet ücretine hükmedildiğini, bu karara karşı tavzih talebinde bulunduklarını ancak vekâlet ücreti yönünden tavzih taleplerinin verilen ek kararla reddedildiğini, vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6 ncı maddesine göre nispi olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca maddi tazminat istemli davanın tamamının reddi kapsamında maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu hükmün emredici hüküm niteliğinde olduğunu Bölge Adliye Mahkemesinin vekâlet ücretine ilişkin tavzih talebinin reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiş olup, bu hüküm uyarınca vekâlet ücretine ilişkin tavzih talebinin reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinin birinci fıkrası ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi'nin 6 ncı maddesine göre vekâlet ücretinin nispi olarak belirlenmesi yerindedir.
Tavzih talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun ve Tarife hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2023 tarihli ek kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.