Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3927 E. 2023/10217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel parselasyon planı sonucu yola terk edilen taşınmazın kamulaştırmasız el atma kapsamında değerlendirilerek bedelinin davacıya ödenip ödenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Özel parselasyon planı sonucu yola terk edilen taşınmazın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca, malikin muvafakatiyle kamu hizmetine ayrılan yerlerden sayıldığı ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/718 Esas, 2023/204 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/265 Esas, 2022/36 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ..., ..., ... ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yönünden husumetten reddine, ODTÜ yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin Ankara ili, ... ilçesi ... (Yalıncak) mevkiinde kain 76 nolu kadastro parselinde malik olduğunu; ancak 1955 yılında anılan parselin mevcut mevzuata uygun olarak ifraz işlemine tabi tutularak çok sayıda kadastro parseli oluşturulduğunu, bu parsellerin yolu olarak kök parsel olan 76 No.lu parselden 25.904 m²lik kısmın kadastro yolu (geçit mahalli) olarak ayrıldığını, sonraki yıllarda anılan bölgenin muhtelif kurumlarca kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu veya kamulaştırma yapılmayıp imar düzenlemesi kapsamına alındığını, gerek kamulaştırma işlemlerinin tekemmülü esnasında ve gerekse ilgili belediyenin imar düzenlemesi sırasında mülkiyeti müvekkiline ait olan kadastro parselinden ifrazen geçit mahalli olarak ayrılan 25.904 m²'nin değerlendirmeye alınmayıp davalı kurumların uhdesinde kaldığını, mülkiyeti müvekkillerinin murisine ait olan dava konusu taşınmaza fiilen el koyma durumu söz konusu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 5.000,00 TL alacağın davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini ayrıca taşınmaza fiili ve hukuki el atma mevcut olmadığından davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, dava konusu parselde müvekkili idarece kamulaştırma zorunlu olmadığından ve el atma söz konusu olmadığından açılan davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro parsellerinin eğitim alanı ile bir ilgisinin bulunmadığını, ilgili parselin geçit mahalli olarak ayrıldığını ve bu nedenle davanın tarafları yönünden husumet yokluğu gerekçesi ile açılan davanın reddini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... 76 parsel sayılı taşınmazın ODTÜ özel ormanında kalmakta olduğunu, imar planları ile parselasyon planına ilişkin uygulama yetkisinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında olduğundan müvekkil idarede planlama yetkisi bulunmadığından davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

4. Davalı ODTÜ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisleri olan taşınmaz malikleri tarafından kamulaştırma işlemlerinin başlatılmasına mesnet teşkil eden 6887 sayılı Kanun'un yürürlüğe konulduğu 29.01.1957 tarihinden önce özel parselasyon işlemine tabi tutulduğu, işbu parselasyon işlemi sonucu oluşan toplam 227 adet parselin işlem tarihinde yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 37, 38 ve 39 uncu maddeleri ve ilgili sair düzenlemeler kapsamında işbu parseller arasında geçit mahalli/yol olarak ayrılmak zarureti bulunan yaklaşık 25904 m²'ye tekabül eden alanın kamuya terk edilmesini müteakip 5191 ila 5417 parsel numaraları altında taşınmaz malikleri adına tapuya yeniden tescil edildiği, mezkur 76 parselin ifrazı neticesinde oluşan parsellerin tümünün 6887 sayılı Kanun kapsamında 6830 sayılı İstimlak Kanunu hükümlerine göre kamulaştırıldığını, dolayısıyla eski maliklerin mülkiyete ilişkin herhangi bir hakkının kalmadığını, taşınmazların mülkiyetinin önce Hazineye sonra da Üniversiteye geçtiğini belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadastral yol olarak terkin işleminin tek taraflı basit bir işlem olduğunu ve mülkiyet kaybı sonucunu doğurmayacağını, belli bir kurum lehine terkin söz konusu olmadığından yol olarak kullanımı sona erdiğinde tekrar davacılara rücu edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1951 yılında yapılan ilk tesis kadastrosunda kök 76 parsel ve 137.500,00 m² senet alanlı olarak tescil edildiği, 25.904 m²sinin yola terkin edildiği, 1956 tarihinde 2891 yevmiye numarası ile yaptırılan özel parselasyon planı sonucunda 227 ayrı parsele ifrazla davacıların murisleri adına tescil edildiği, ODTÜ kamulaştırması nedeniyle 12.12.1957 tarihli ve 2376 yevmiye ile Maliye Hazinesi adına kamulaştırılarak tescil edildiği, davacılar murisi tarafından tezyidi bedel davası açıldığı, ifrazen oluşan diğer parsellerin de kamulaştırma suretiyle 23.12.1963 tarihli ve 2373 yevmiye numarası ile tahsisen ODTÜ adına tescil edildiği, dava konusu 76 parselin de bu parsellere ait müşterek yol vasfı ile tescilli olduğu, her hangi bir şahsa aidiyetinin söz konusu olmadığı, 23.01.1957 tarihli ve 6887 sayılı ODTÜ'nün Kuruluş ve Hazırlıkları Hakkındaki Kanun gereğince ...'nın 13.03.1957 tarihli ve 390 sayılı kararı ile kamulaştırılmasından önce kök 76 parsel sayılı taşınmazın özel parselasyona tabi tutulması sonucu yol olarak ayrıldığı, davacıların kamulaştırmasız el atma iddiası ile özel parselasyon sonucu yol olarak ayrılan ve ifrazen oluşan davalıya ait taşınmazlara özgülenen müşterek yol olarak tapuda kayıtlı 76 parsel ile ilgili tazminat talepli davasının kanıtlanamadığı anlaşılmakla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca imar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle özel parselasyon sonunda malikin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağından ve bedeli istenen bölüm de özel parselasyon sırasında davacıların murisinin muvafakatiyle yol olarak ayrılmış olan yerlerden olduğundan davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.