Logo

5. Hukuk Dairesi2023/411 E. 2023/7195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli, el atılan alan ve el atma tarihinin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Fiili ve hukuki el atma tarihinin ve alanının tespiti için gerekli keşif yapılmadan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması ve infaza elverişli olmayan kroki düzenlenmesi doğru bulunmayarak bozmaya karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1430 Esas, 2022/1704 Karar

KARAR : Esstan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/593 Esas, 2019/218 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 236 parsel sayılı taşınmazın 435,81 m²lik kısmının davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan 2013-2014 yıllarında fiilen yol olarak tahsis edildiğini ve müvekkilinin taşınmaz üzerindeki hukuki ve fiili tasarrufta bulunma hakkının ortadan kaldırıldığını belirterek, taşınmazın 435,81 m²lik kısmına davalı tarafından fiilen yol, kaldırım ve yol kenarı otopark olarak kullanılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir .

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin yolda kalan kısmının Anadolu Sokağında kalan 20 metrelik imar yolu alanında kaldığını ve ana arter niteliğinde olduğundan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 274.686,38 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve dava konusu ... Mahallesi, 236 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 19.04.2019 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 281,89 m² ile (b1) harfi ile gösterilen 120,02 m² ve (C) harfi ile gösterilen 14,55 m² kısmının davacı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine, fen bilirkişisinin 14.12.2018 ve 19.04.2019 tarihli rapor ve krokilerinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmında yol kenarında araç otopark alanı olarak kullanılan kısımdaki araçlar müvekkili idareye ait olmadığından bu kısmın bedelinin hesaplamaya dahil edilmesinin hatalı olduğunu, krokide (B) ve (C) ile işaretli kısımlarda el atma olmadığını, el atılan alanın hatalı belirlendiğini, dava konusu taşınmazın emlak metrekare birim bedeli ile tespit edilen metrekare birim bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın cephe aldığı Anadolu Sokağın 1982 yılında var olduğu dikkate alınarak müvekkili idarece fiilen el atılmadığını, hukuki el atma olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve davacı lehine maktu vekâlet ücreti hesaplanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile geri çevirme kararından sonra fen teknik bilirkişisinin hazırlayıp dosyaya sunduğu 28.03.2022 tarihli rapor kapsamında Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 1982 yılına ait ... fotoğrafının zemine aplike edilmesi neticesinde 1982 yılında zeminde mevcut olduğu iddia edilen toprak yolun dava konusu parsel üzerinden geçmediği, daha sonraki yıllarda yolun yön değiştirdiği ve dava konusu parselin yoldan etkilenmekte olduğu, buna göre fiili el atma tarihinin 1982 yılı sonrasında olduğu, yine 1983 yılı sonrası imar yolu şeklinde hukuken el atılan 507,99 metrekarelik alan ile fiilen asfalt yol şeklinde el atılan 281,89 metrekarelik alanın çakıştığı tespit edilmiş olduğundan, el atma tarihine yönelik istinaf itirazları ile dava konusu taşınmaza yakın benzer özellikler taşıyan aynı kamulaştırma planı içerisinde yer alan 915 parsel sayılı taşınmaz yönünden 2015 değerlendirme yılı itibarı ile belirlenen 2.100,00 TL metrekare birim fiyatının temyiz incelemesi sonucu onandığı hususu da nazara alındığında bedel ve metrekare birim fiyatına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili ile el atma tarihi ve el atılan alan hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa ... olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 ... maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Buna karşın; dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/108 Esas (Bölge Adliye Mahkemesinin, kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesi kararı sonrası ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/308 Esas numarasını almakla) sayılı dosyasında el atılan alanlar ile eldeki dosyada el atıldığı tespit edilen alanlar arasındaki çelişki giderilmeden ve dava konusu taşınmazın fiilen ve hukuken el atılan kısımları ayrı ayrı belirlenip infaza elverişli, koordinatlı kroki ve rapor düzenletilmesi gerektiği düşünülmeden infaza elverişli olmayan, yetersiz fen bilirkişi raporunun hükme esas alınması bozmayı gerektirmiştir.

4. Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda Anadolu Sokağın 1973-1975 yıllarında oluşturulduğu, yolun 1982 yılından önce geçirildiği, ancak 1982 yılında asfalt olmayan yolun dava konusu taşınmazdan geçmediği, 2006 ve 2011 yıllarına ait ... fotoğrafı görüntülerine göre ise dava konusu taşınmazın söz konusu yoldan etkilenmekte olduğu, dava konusu taşınmaza fiili el atmanın 1982 yılından sonra gerçekleşmiş olduğu belirtilmiş ise de dava konusu taşınmaz açısından alınan fen bilirkişisi raporu bu yönden de yetersizdir.

5. Bu durumda; dava konusu taşınmaza yol olarak ne zaman el atıldığı, daha sonra yolda genişleme olup olmadığı olgusunun kesin olarak belirlenmesi gerekir. Bu itibarla taraflardan da sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler (yer teslim tutanağı, geçici ve kesin kabul tutanakları vs) ile dava konusu taşınmaz ve çevresine ait 04.11.1983 tarihinden öncesini ve bu tarihten sonrasını gösterir şekilde ... fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip, ... fotoğrafları ile ölçekli kroki çakıştırılmak suretiyle el atma tarihinin tespiti için refakate alınacak ... fotogrametri uzmanı bilirkişiler eşliğinde mahallinde keşif yapılarak el atma tarihi kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.

6. Dava konusu taşınmaz ... Mahallesinde bulunduğu hâlde, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm fıkrasında mahalle adının yanlış gösterilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkeme kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.