"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/43 Esas, 2023/69 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan muhdesat bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, 1. ... Mahallesi ... Sok. ... Sok. ... Sokak devamında ve eski 478 parsel sınırındaki taşınmazın yaklaşık 6 dönümlük kısmına 30 yıldan beri malik sıfatı ile zilyet olduğunu, bu taşınmaza muhtelif yaş ve cinste ağaçlar diktiğini, bir adet 5 metre çapında 3-3,5 metre derinliğinde sulama göleti, beş adet muhtelif çap ve derinlikte taştan yapılma su kuyusu, bir adet 250 mm dış çapı 170 mm iç çapı ve 60 metre derinliği olan içme suyu sondajı inşa ettiğini, söz konusu ağaç ve muhdesatların Ümraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/83 D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini belirterek ağaç ve muhtesatlara davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmaza malik ya da zilyet olmadığından dava açma ehliyeti olmadığını, taşınmazın TOKİ adına veya TOKİ tarafından satılan kişiler adına kayıtlı olduğunu, zilyetle kazanılmasının mümkün olmadığını, davacının taşınmazda haksız işgalci konumunda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.02.2021 tarihli ve 2018/ 301 Esas, 2021/ 114 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, ağaçların ve muhdesat bedelerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 15.02.2021 tarihli ve 2018/ 301Esas, 2021/ 114 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosya içindeki İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 29.03.2019 tarihli ve 31.05.2019 havale tarihli yazılarına ekli veriler incelendiğinde 19-20 yaşında erik ve vişne ağaçlarının birim fiyatında çelişki olduğu anlaşılmakla; öncelikle bu husustaki çelişki giderildikten ve 2-3 yaşlarındaki ağaçların fidan niteliğinde olduğu da gözetildiğinde, fidanlara ilişkin resmi veriler de getirtildikten sonra raporda yazılı tüm ağaçların yaşları ve cinslerine göre değerlendirme tarihindeki resmi verilerde belirtilen birim fiyatları dikkate alınarak denetime imkan sağlayacak şekilde ağaç bedellerinin tespiti ile davaya konu taş kuyular, sulama göleti ve içme suyu sondajı ile ilgili olarak birim fiyatları, yıpranma oranları, hangi verilere dayanıldığı ayrıca ve açıkça belirtilmeden denetime imkan vermeyecek şekilde soyut ifadelerle yapı bedellerine ilişkin kök raporun uygun olduğu belirtilmek suretiyle eksik inceleme ile bedel tespiti doğru görülmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulü ile ağaçların ve muhdesatların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava açma ehliyeti bulunmadığını, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını,ıslah edilmeden dava dilekçesinde yapılan değişikliğin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir yeni araştırma ve hesaplama yapılmadan bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik ve hatalı inceleme ile fazla bedele hükmedildiğini, davalı idareye ait olmayan taşınmazda davacının kötü niyetle diktiği ağaçların ve yaptığı muhdesatların tamamının bedelinin davalı idareden talep edilemeyeceğini, el atılan kısım dışındaki ağaçve muhdesatların bedeline hükmedilmemesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurumuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan ağaç ve muhdesat bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 3492 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesinin 10 uncu fıkrası.
5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davalı idare aşağıda yazılı temyiz harcının alınmasına
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.