"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/825 Esas, 2022/453 Karar
KARAR : Dilekçe ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/57 Esas, 2021/474 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakîmi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Sur ilçesi, ... Mahallesi 269 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında gösterilenden daha geniş olduğunu, adil ve hakkaniyete uygun bedele hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, emsal taşınmazın uygun emsal olmadığını, satışın muvazaalı olduğunu, acele el koyma dosyasında ve kıymet takdir raporuna göre m² birim fiyatının yüksek belirlendiğini, aynı bölgede bulunan taşınmazlar için m² birim fiyatının daha düşük belirlendiğini, faiz hükmünün hatalı kurulduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapının damında en az 30 m² kömürlüğün yapı bedeline dahil edilmediğini, yapı m² değerinin olduğundan düşük gösterildiğini, son aldırılan bilirkişi raporunda yapı bedelinin 189.754,31 TL olarak tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece 157.692,05 TL yapı bedeline hükmedildiğini, taşınmazdaki yapının 10 yıl önce inşa edilmiş olmasına rağmen yapı yaşının 31-40 yaş olarak tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın, emsal alınan Melikahmet Mahallesi 331 ada 12 parsel numaralı taşınmaza göre kat kat daha değerli olduğu halde dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan %15 daha az değerli olduğunun kabul edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf talebine konu yerel mahkeme kararının istinaf talebinde bulunan davacı idare vekiline usulüne uygun olarak 06.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve istinaf süresinin son gününün 20.01.2022 tarihi olmasına rağmen, istinaf dilekçesinin yasal istinaf süresi dolduktan sonra 21.01.2022 günü verildiği, yine istinaf harcının da 21.01.2022 tarihinde yatırıldığı belirtilerek davacı idarenin istinaf dilekçesinin reddine, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçların ise maktu bedelleri esas alınarak değer biçilmesine ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı sebebiyle tespit edilen bedelin kararın kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüş, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 17, 18 ve 32 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı davacı TOKİ vekili Avukat ... adına çıkartılmış, 06 Ocak 2022 tarihinde Bilgisayar işletmeni Canan Peker’e tebliğ edilmiştir. Diyarbakır Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığının 28.03.2023 tarihli ve 66173 sayılı yazısıda tebligatın yapıldığı Canan Peker’in tebliğ alma yetkisinin olmadığı belirtilmiştir.
3. 7201 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde belli bir yerde devamlı olarak meslek icra edenlere nasıl tebligat yapılacağı hususu düzenlenmiş olup bu maddeye göre meslek veya sanat icra eden kimseler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki memur ve müstahdeme yapılabilecektir. Kanun, memur ve müstahdeme yapılacak tebligatın geçerli olmasını muhatabın adreste bulunmaması şartına bağlamıştır. Tebligatın muhatabı Avukat ... ın adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa sebebine ilişkin açıklama tebligatın üzerine şerh edilmediği gibi tebliği alan kişinin tebliği alma yetkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından yapılan tebligat usulsüzdür. 7201 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi gözetildiğinde davacı vekilinin istinafı süresinde kabul edilerek istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden kararın sair hususlar incelenmeksizin bozulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden ve davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373. maddesinin ikinci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.