"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/603 Esas, 2022/1084 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/353 Esas, 2021/17 Karar(Birleştirilen 219/530 Esas sayılı dosyası)
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı idare yönünden esastan reddine, ihbar olunan yönünden usulden reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare ve ihbar olunan idare vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükme karşı kanun yollarına müracaat etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak fer'i müdahilin mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı yoktur; ancak mahkemece usul ve kanuna aykırı olarak fer'i müdahil hakkında hüküm kurulmuşsa, fer'i müdahil hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir. İşbu davada ise, ihbar olunanın davaya müdahale talebi bulunmayıp, mahkemece müdahilliğine de karar verilmeyen, davada fer'i müdahil veya asli müdahil sıfatını taşımayan ve hakkında mahkemece hüküm kurulmayan TCDD Genel Müdürlüğünün mahkemece verilen karara ilişkin olarak temyiz talebinde bulunma hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ihbar olunanın temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen dosya davacıları vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1656 ada 39 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiilen el atıldığını, bu kapsamda ihalesi gerçekleştirilen Gebze Haydarpaşa Sirkeci Halkalı Banliyö Hattı'nın iyileştirilmesi ve Marmaray Projesi sebebiyle 1.628,69 m²'lik kısmının kamulaştırılıp kamulaştırma bedelleri parsel üzerinde kurulu diğer A ve B blok maliklerine ödenmesine karşın diğer C, D, E blok maliklerinin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/669 Esas sayılı dosyası ile açılan kamulaştırıma davasına dahil edilmediklerini ve söz konusu dosyada da taşınmazın ortak alanlarının dahil edilmediğini beyan ederek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan A ve B bloklarının kamulaştırılması için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/83 D.İş Esas sayılı acele kamulaştırma dosyası sonucu kamulaştırma bedelinin ödendiğini, müvekkili idare tarafından C, D ve E blok maliklerine düşen arsa paylarına hiç dokunulmadığını ve bu anlamda da davacıların bir zararının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. İhbar olunan TCDD Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu İstanbul ili, ... ilçesi, 175 pafta 1656 ada 39 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan kamulaştırmasız el atma ve tazminat davasına ilişkin kurum içinde yapılan yazışmalar neticesinde davaya konu taşınmazda müvekkili kurumun kamulaştırma işlemi bulunmamakta olduğunu, müvekkili kurumca davaya konu taşınmaza fiili yahut hukuki herhangi bir el atma da söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne, asıl ve birleştirilen dosya davacılarının payına düşen taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl ve birleştirilen dosya davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın idarece kamulaştırılan kısımdaki davacılar payına yönelik açıldığını, kamulaştırma işlemlerinin sadece A ve B blok malikleri yönünden yapılmasının hatalı olduğunu, kamulaştırılan kısımdaki arsa payı oranında davanın kabulü gerektiğini, kamulaştırılan alanda ortak alanlara kamulaştırmasız el atıldığını, bedelin ödenmediğini, ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların hisselerinde herhangi bir kayıp bulunmadığını, kamulaştırmadan arta kalan kısmın C,D,E bloklarının arsa payları ve ortak alan toplamına eşit olduğunu, taşınmazda değer kaybının oluşmayacağını, taşınmazın 0,91 m²lik kısmına fiilen el atıldığı iddiasının yersiz olduğunu, el atmanın olmadığını, bedelin fahiş belirlendiğini, davada maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın olmadığını, usulüne uygun yapılan kamulaştırma işlemi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, taşınmaz proje bitiminde TCDD'ye devredildiğinden kendilerine sorumluluğun yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
3. İhbar olunan istinaf dilekçesinde özetle; kendileri açısından sorumlulukları bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini ileri sürmştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihbar olunan idarenin istinaf incelemesi yönünden yapılan incelemede; TCDD Genel Müdürlüğünün mahkemece verilen karara ilişkin olarak istinaf talebinde bulunma hakkı bulunmadığından ihbar olunanın istinaf isteminin usulden reddine; davalı idare aleyhine açılan dava yönünden yapılan incelemede; kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığından husumetin doğru yöneltildiği, 1983 yılından sonraki el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu, kamulaştırmasız el atma davaları belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan açılan davada hukuki yarar dava şartının bulunduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf itirazları görülmemiş; ancak dava konusu üzerinde kat irtifakı kurulmuş taşınmaz için davalı idare tarafından 1628,69 metrekarelik kısmı için kamulaştırma kararı alındığı halde sadece taşınmazın kamulaştırılan kısmında yer alan bağımsız bölüm malikleri adına kamulaştırma işlemleri yapıldığı, bu hali ile kamulaştırılan kısım dışında bağımsız bölümleri bulunan davacılar açısından kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmakla denetime ve hüküm kurmaya elverişli 21.05.2020 tarihli bilirkişi heyet raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile taşınmazın kamulaştırma kararı alınan kısmı dışında el atılan ve fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 0,91metrekarelik kısım ile taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında hesap edilen değer düşüklüğü toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup dava konusu taşınmazın kamulaştırma kararı alınan 1628,69 m² ve kamulaştrıma kararı alınan kısmı dışında el atılan 0,91m²lik kısmındaki davacılar payının Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken idare adına tescil kararı verilmiş olması da doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A.İhbar Olunan İdare Temyizi Yönünden;
İhbar olunan idare vekilinin temyiz isteminin USULDEN REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ihbar olunan idareden peşin alınan temyiz harcının iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.