"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/191 Esas, 2023/638 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapuda sahte vekâletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 ... Türk Medenî Kanunu’nun (4721 ... Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca Hazineye karşı ve 1512 ... Noterlik Kanunu'nun (1512 ... Kanun) 162 nci maddesi gereğince davalı notere karşı kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekilleri Avukat ..., Avukat ..., aleyhine temyiz olunan davalı Hazine vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 135 parsel numaralı 7.376,20 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın müvekkili tarafından 22.130.000,00 TL bedel ile 06.01.2014 tarihinde satın alındığını, devir sırasında 22.130.000,00 TL bedel yanında satım akdine vekil sıfatı ile aracılık eden Avukat ...'e 21.900,00 TL tapu harcı olarak 885.000,00 TL emlak komisyonu olarak 350.00,00 USD, Belediye vergisi olarak da 215.000,00 TL ödediğini, satış işleminin hemen öncesinde ... ... ... tarafından müvekkiline satış bedeli olan 10,000.000,00 USD karşılığı Türk Lirasının Villa Döviz Ticareti A.Ş.'nin hesabına yatırılmasının istendiğini, müvekkilinin kabul etmeyerek işlem yapan Avukat ...'in hesabına yatırmasının uygun olduğunu bildirdiğini, Avukat ...'in kendisine ödeme yapılmasını istemediğinden satış bedelinin ABD doları olarak ödenmesi sebebiyle anılan döviz bürosuna yatırıldığını, tapudaki satış işleminden sonra Avukat ... adına çıkarılan vekâletnamenin sahte ve geçersiz olduğunun anlaşıldığını, müvekkillinin uğradığı zarardan devir işlemini yapan ... Tapu Müdürlüğü dolayısıyla Devlet ve devir işlemine mesnet teşkil eden sahte vekâletnameyi tanzim eden Bakırköy 20. Noteri olan davalının müteselsil olarak sorumlu olduğunu beyan ederek, 23.230.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili noter tarafından gerçekleştirilen vekâletname tanzim işleminde kanun ve Türkiye Noterler Birliğinin genelgeleri kapsamında noterlere getirtilen yükümlüklere aykırılık teşkil edecek hiç bir eylem, ihmal ve eksiklik söz konusu olmadığını, vekâletnameyi düzenleyen noter çalışanı başkatibin yeterli ve gerekli araştırmayı yaptıktan sonra işlemi gerçekleştirdiğini, noterde işlem yapan kişinin 76 yaşında olmasının mutlaka sağlık raporu alınmasını gerektirmediğini, (Türkiye Noterler Birliği'nin 01.02.2002 tarihli ve 17 No.lu Genelgesi, 21.12.2012 tarihli ve 132 numaralı genelgesi) her ne kadar davalı müvekkili 1512 ... Noterlik Kanunu'nun (1512 ... Kanun) 162 nci maddesi çerçevesinde davacı tarafından kusursuz sorumluluk izafe edilmeye çalışılsa da davalının baş katibi tarafından gerçekleştirilen işlem ile davacının iddia ettiği zarar arasında illiyet bağının kesildiğini, zira başkatip tarafından tüm araştırma ve incelemenin yapıldığını, zarara sebebiyet veren unsurların davacı ve üçüncü kişilerin ağır kusurundan meydana geldiğini, bu sebeple zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapıldığını, öğrenir öğrenmez savcılığa suç duyurusunda ve ilgili Tapu Müdürlüğüne de ihbarda bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/92 Esas ... dosyasında Abdülkerim ... tarafından davacı aleyhine tapu iptali tescil ve tazminat davası açılmışsa da davanın henüz sonuçlanmadığını, tazminat davasının şartlarından olan zarar şartı gerçekleşmediğinden davanın reddinin gerektiğini, 24.04.2014 tarihli Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Müfettişliği raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının da taşınmazı satın alırken gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, gerekli araştırmaları yapmadığını, 05.01.2014 pazar günü yapılan görüşmeden sonra 06.01.2014 tarihinde saat 12:58 de taşınmazın satın alınması için başvuruda bulunduğunu, aynı gün muhtelif saatlerde Villa Döviz Tic. A.Ş. isimli bir şirket hesabına da oldukça yüklü meblağalar yatırarak toplamda taşınmazı 22.130.000,00 TL'ye satın aldığını, ticaretle uğraştığı dikkate alınarak bu kadar kısa sürede bölgedeki taşınmazların m² birim fiyatlarını ilgili yerlerden ya da başka emlakçılardan sormadan, doğrudan ilk irtibat kurduğu emlakçı aracığı ile oldukça yüksek bir meblağa dava konusu taşınmazı satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili idare yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli ve 2014/299 Esas, 2020/289 Karar ... kararı ile davanın davalı noter yönünden reddine, davalı Maliye Hazinesi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2022 tarihli ve 2021/191 Esas, 2022/345 Karar ... kararı ile 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazine ve 1512 ... Kanun'un 162 nci maddesi gereğince davalı notere karşı kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat bedelinden müştreken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü ile karar verilmesi gerektiğinden davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemece belirlenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2022 tarihli ve 2021/191 Esas, 2022/345 Karar ... kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 1512 ... Kanun'un 162 nci maddesi gereği noterin sorumluğu ile 4721 ... Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Devletin sorumluluğu için zararla eylem arasında illiyet bağı olması diğer bir anlatımla kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun bulunması veya üçüncü kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya hakkında zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerektiği, eldeki davada; hayatın olağan akışına göre şirket yöneticisi olan ve ticaretle uğraşan bu sebeple tacir vasıflarına sahip olması beklenen davacının taşınmazın tapusunu almadan ya da para kaybı yaşamasını engelleyecek yöntemler kullanmadan tapu malikine ait olmayan, üstelik döviz şirketine ait hesaba hiç tanımadığı bir kişi ile yaptığı telefon görüşmesi sonucu yüklü miktarda para göndermesi, sonrasında da bu paranın döviz şirketince avroya çevrilmesine ve döviz satışı olarak gösterilen işlemle üçüncü kişiye teslimine ilişkin makbuzları imzalaması davacı açısından ağır kusur olup davacı yönünden önceden öngörülemeyen bir durumun da bulunmadığı; keza tapu malikini temsil eden Avukat ...’in kendisini tapuda devir işleminden bir gün önce arayan kişinin babasına ait taşınmazın satışı için ertesi güne tanıdık vasıtasıyla vekâletname hazırlatması, tapu maliki olan Abdülkerim ... ile hiç görüşmemesi, görüşme çabasının olmaması, notere gidip vekâletnameyi ve noterin aldığı nüfus kayıtlarını incelemiş olsa tapu malikinin ... ... ... isimli bir oğlunun olmadığını göreceği; üstelik 1567 ... Kanun gözetildiğinde taşınmaz bedelinin döviz şirketi aracılığıyla aktarılmasına müdahale etmediği, haliyle hukukçu kimliği ile bağdaşmayacak şekilde hareket ettiği; paraları kim olduğu belli olmayan üçüncü kişiye döviz bürosu dışına çıkararak makbuz almadan teslim eden döviz bürosu çalışanlarının kusurlu davranışları sonucu illiyet bağının kesildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya içeriğinden gerek davacının gerek üçüncü kişi olan Avukat ... ve döviz bürosu çalışanlarının eyleminin dava konusu olay bakımından zararı meydana getiren eylemler olmadığından zararın oluşumu ile illiyet bağının kesen ve davalıların kusursuz sorumluluğunun ortadan kaldıran bir yönü olmadığı gibi noter ve tapu memurlarının kusurlu davranışlarının zararın oluşmasına neden olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gibi kusursuz sorumluluk hallerinde illiyet bağının kesilmesi için zarar görenin tam kusurlu olması gerektiğinin, tam kusurlu olmadığı sürece illiyet bağının kesildiğinden söz edilemeyeceğini, Yargıtay emsal kararlarının bu savunmalarını desteklediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava reddedildiğinden maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 ... Kanun’un 1007 nci maddesi ile 1512 ... Kanun'nun 162 nci maddeleri uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 ... Kanun'un "Sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesi,
''Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranışlarının olması gerekmektedir. Anılan madde uyarınca devletin sorumluluğu için tapu görevlilerinin görevleriyle ilgili bir eylemleri olmalı; bir zarar bulunmalı; zarar doğuran eylem hukuka aykırı olmalı ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen Devletin sorumluluğu; ancak zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlanması durumunda ortadan kalkacaktır. Yani zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurunun veya mücbir sebep halleri gibi illiyet bağını kesen bir durumun varlığının kanıtlanması halinde sorumluluktan kurtulunabilecektir (Tekinay S., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, 1985 İst., Sayfa 764 vd; ... B., Noterlerin Hukuki Sorumluluğu ve Kusursuz Sorumluluk, Yargıtay Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Sayfa 340 vd).
3. 1512 ... Kanun'un noterlerin hukuki sorumlulukları başlıklı 162 nci maddesine göre, stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile bir işlemin yapılmamasından, hatalı ya da eksik yapılmasından noterin kusursuz sorumlu olduğu belirtilmiştir. Noterin sorumluğu açısından da 4721 ... Kanun'un 1007 nci maddesi gereği Devletin sorumluluğundaki şartlar, yani noterin ya da çalışanın görevini yaparken bir eylemi, ... bir zarar ve eylem ile zarar arasında illiyet bağı olması şartları geçerlidir.
4. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası.
“Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Davanın esastan reddine karar verilmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6 ncı paragrafının hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “kKrar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.