Logo

5. Hukuk Dairesi2023/498 E. 2023/4206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, kamulaştırmasız el atma yoluyla dava konusu taşınmaza el koyduğu iddiasıyla açılan bedel davasında, taşınmaz bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atıldığı, imar planı değişikliğinin bu durumu ortadan kaldırmadığı, taşınmaz malikinin mülkiyet hakkının özüne zarar verildiği ve daha önceki yargı kararları da gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 26149 ada 3 (eski 2) parsel sayılı taşınmaz imar planında ''sağlık tesis alanı'' olarak ayrılmış olmasına rağmen usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılmadan ve bedeli ödenmeden taşınmaza ağaçlandırma yapılmak ve tel örgü ile çevrilmek suretiyle davalı idarece el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Belediye Meclisinin 04.05.1988 tarihli ve 136 sayılı kararıyla onaylanan ... II. Etap Islah İmar Planına istinaden hazırlanan ve Belediye Encümeninin 29.11.1988 tarihli ve 3177 sayılı kararı ile onaylanan 81031 No.lu parselasyon planı ile Kamu Ortaklık Payından oluşturulduğunu ve 11261 m² yüzölçümünde tescilinin sağlandığını, onaylı imar planına göre Sosyal Tesis alanı yapılaşma koşulu ile Emsal=0.80, Hmax=9.50 m olarak belirlendiğini, daha sonra ... Belediye Meclisinin 02.05.1997 tarihli ve 135 sayılı kararıyla onaylanan ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının 11.08.1997 tarihli yazısı ile onaylanan ... Mahallesi Revizyon imar Planına istinaden ... Belediye Encümeninin 11.12.1997 tarihli ve 5634 sayılı kararı ile onaylanan 81176 No.lu parselasyon planı ile 181 m²lik kısmının yola giden alan olarak ayrıldığı geriye kalan 11080 m²lik kısmın ise 26149 ada 2 sayılı parsele tahsis edildiğini, ... Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğünün 09.12.2014 tarihli ve 689275 sayılı yazısı ile ilçe genelinde imar planındaki kullanım kararı sağlık alanı olan ve mülkiyeti şahıslara ait taşınmazlara Bakanlık hizmetleri kapsamında ihtiyaç bulunmadığından plan tadilatı yapılarak sağlık alanı kullanım kararının değiştirilmesinin istenildiğini, bu talebe istinaden ... Belediye Meclisinin 02.06.2014 tarih, 418 sayılı kararıyla uygun görülerek, ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 11.08.2015 tarihli ve 1534 sayılı kararıyla “Özel Sağlık Tesisi Alanı” olarak belirlendiği, böylece parsel üzerindeki kamu kullanımı kısıtlığının kaldırılarak parsel maliklerine kullanım kararı doğrultusunda serbestçe kullanabilme imkanının sağlanmış olduğunu, ayrıca, 27.04.2002 tarihinde askı ilanı ile ilan edilmek suretiyle kesinleşen 81 No.lu Orman kadastro Komisyonunca yapılan sınırlandırma çalışmaları ile söz konusu parselin ... Devlet Ormanı Alanı sınırları içerisine alındığını, buna ilişkin olarak müvekkil belediye tarafından açılan davada ... 1. Batı Kadastro Mahkemesinin 2013/103 Esas, 2018/50 Karar sayılı ilamıyla, 11261 m² yüzölçümlü parselin 9233,38 m²lik kısmı orman kadastrosu çalışmaları sırasında ... Devlet Ormanı tahdit sınırları içerisinde kaldığı, ancak orman niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, orman kadastro tespitinin bu miktar yönünden iptali ile orman tahdit sınırlan dışarısına çıkartılmasına karar verdiği, bu nedenle sağlık alanı olarak ayrılan ve sonradan özel sağlık alanı olarak kullanım değişikliği yapılan parselin müvekkil belediye tarafından etrafının tel örgü ile çevrilerek ağaçlandırılmasının söz konusu olmadığını, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle, öncelikle yargı yolu yönünden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiilen el atmanın olmadığını, imar planındaki konumu dikkate alındığında maliklerin tasarruf imkanının kısıtlanmadığını, hukuki el atmadan dolayı idari yargının görevli olduğunu, daha önce açılan davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verildiği bu nedenle kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, imar planına karşı dava açılmadığından kesinleştiğini, taşınmazın etrafının tel örgü ile çevrilerek ağaçlandırılmasından Orman Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu, bedelin fazla, kararın hatalı olduğu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 11.261,00 m² yüzölçümlü olarak 1988 onay tarihli imar planında "Sosyal Tesis Alanı" kullanımına ayrılmış iken 1997 onay tarihli revizyon imar planı ile "... Belediyesi Sağlık Tesis Alanı" kullanımına ayrıldığı, ancak Sağlık Bakanlığınca kamulaştırılmasının mali külfet getireceği bu nedenle özel şahıslara ait kısımların kullanımdan çıkartılmasını talep etmesi ve açılan el atma davaları nedeniyle kullanım kararının "Özel Sağlık Tesisi Alanına" dönüştürülmesine ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin ... Belediye Meclisinin 02.06.2015 tarihli ve 418 sayılı kararıyla uygun görülerek, ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 11.08.2015 tarihli ve 1534 sayılı kararıyla onaylandığı, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile mülkiyeti şahıslara ait olan 9132 m²lik 26149 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kullanım kararının " Özel Sağlık Tesisi Alanı" olarak belirlendiği, kamu mülkiyetinde kalan yaklaşık 2129 m²lik kısmın ise sağlık tesis alanı olarak düzenlendiği, taşınmaz üzerinde kullanım amacına uygun herhangi bir yapı ya da tesis bulunmamakla birlikte etrafının tel çitle çevrilmek suretiyle ağaçlandırıldığı, dava konusu taşınmazın paydaşlarınca ... aleyhine açılan ve davanın kabulüne dair verilen kararların istinafı üzerine Dairemize intikal eden dava dosyalarında, 2011 yılında açılan davalarda taşınmaza fiili el atmanın olmadığının tespit edildiği ancak 2012 yılında açılan davalarda hukuki el atma olduğundan bahisle görev uyuşmazlığı çıkartılan davalarda Danıştay Başsavcılığı tarafından fiilen el atmanın varlığı kabul edilerek taleplerin reddedildiği ve davaların adli yargıda görüldüğü, taşınmazın paydaşlarınca ... aleyhine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/322 Esas, 2013/463 Karar sayılı dosyasında açılan davada, davanın kabulüne dair kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2015/18853 Esas, 24091 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, yine taşınmazın paydaşlarınca ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/175 Esas, 2017/188 Karar sayılı dosyasında ... aleyhine açılan davanın kabulüne dair kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/3050 Esas, 2018/114 Karar Sayılı ilamı ile davalı idarenin istinaf taleplerinin reddine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2018/ 5476 Esas, 2019/17546 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği gözönünde tutularak dava konusu taşınmazın daha önceki imar planında ... Belediyesi Sağlık Tesis Alanı olarak ayrıldığı iş bu idare tarafından etrafı tel çitle çevrilip el atılarak üzerinde ağaçlandırma yapıldığı, açılan davaların tarihlerine ve seyrine bakıldığında bu el atma olgusunun 2011 yılından sonra gerçekleştirildiği, daha sonra imar plan revizyonuna gidilerek taşınmazın Özel Sağlık Tesisi Alanı olarak ayrılmasının mevcut el atmayı ortadan kaldırmadığı, taşınmazda şahısların tasarruf imkanının tamamen ortadan kaldırıldığı ve mülkiyet hakkının özüne zarar verildiği, taşınmazın paydaşları tarafından açılan ve istinaf üzerine Dairemizin 2020/611 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sırasında taşınmazın imar uygulaması sonucunda imar planındaki yeni konumunu gösterir paftası, imar planındaki kullanım amacına ilişkin imar müdürlüğü yazısı ve teknik bilirkişiden alınan ek raporun birer sureti yargılamanın uzamaması için iş bu dosya arasına alındığı ve 3 parsel sayılı taşınmaz ile uygulama öncesi 2 parsel sayılı taşınmazın aynı yerde kaldığı, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden Kanuna aykırılık bulunmadığın anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza davalı idarece el atılmadığını, varsa tel örgü ya da ağaç dikilmesi eyleminin idarece gerçekleştirilmediğinden İdari Yargının görevli olduğunu, 27.04.2002 tarihinde askı ilanı ile ilan edilmek suretiyle kesinleşen 81 No.lu Orman kadastro Komisyonunca yapılan sınırlandırma çalışmaları ile söz konusu parselin ... Devlet Ormanı Alanı sınırları içerisine alındığını, buna ilişkin olarak müvekkil belediye tarafından açılan davada ... 1. Batı Kadastro Mahkemesinin 2013/103 Esas, 2018/50 Karar sayılı ilamıyla, 11261 m² yüzölçümlü parselin 9233,38 m²lik kısmı orman kadastrosu çalışmaları sırasında ... Devlet Ormanı tahdit sınırları içerisinde kaldığını, ancak orman niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, orman kadastro tespitinin bu miktar yönünden iptali ile orman tahdit sınırları dışarısına çıkartılmasına karar verildiğini kararın henüz kesinleşmediğini, bu dava kesinleşinceye kadar parsel orman sınırları içinde sayıldığından, halen orman sınırları içinde bulunan taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılmasının mümkün olmadığını, davacının ağaç dikilmesi ve etrafının telle çevrilmesi iddiasının muhatabı Orman İşletme Müdürlüğü ya da Orman Genel Müdürlüğü olduğunu, sağlık alanı olarak ayrılan ve sonradan özel sağlık alanı olarak kullanım değişikliği yapılan parselin mülk sahiplerince kullanılması yolu açıldığından mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından söz edilemeyeceğininden davanın reddi gerektiğini, kaldı ki dava konusu 26149 ada 2 parsel sayılı dava konusu taşınmazın tapu kütüğü sayfası kapatıldığından parselin hükümsüz hale geldiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, hatalı ve eksik inceleme ile metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Dosya içinde yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu 26149 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ağaçlandırma yapılmak ve etrafı tel örgü ile çevrilmek suretiyle fiilen el atıldığı, yapılan imar uygulaması ile 26149 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırlarında bir değişiklik olmaksızın aynı yerde 9132 metrekare yüzölçümlü ''özel sağlık alanı'' kullanımında 26149 ada 3 parsele şuyunlandığı, Dairemiz denetiminden geçen paydaş dosyalarında davalı idarece el atıldığının kabulü ile davalı idarenin dava konusu taşınmaza paydaş olduğu hususu da dikkate alındığında kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.