Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4995 E. 2023/9150 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu sicilinde yapılan düzeltme sonucu taşınmazların yüzölçümünde azalma meydana gelmesi nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasının kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme nedeniyle yüzölçümü azalan taşınmazlara emsal incelemesi yapılarak değer biçilip gerçek bedelin Hazine'den tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1939 Esas, 2022/2252 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/195 Esas, 2022/1033 Karar

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl dosya davacısı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 436 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesine göre yapılan düzeltme sonucunda azalma meydana geldiğini, mülkiyet hakkının kaybı nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen dosya davacısı vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 432 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine göre yapılan düzeltme sonucunda azalma meydana geldiğini, mülkiyet hakkının kaybı nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen dosya davalısı Hazine temsilcisi cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ilee asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne taşınmaz bedellerinin yüzölçümü düzeltme işlemlerinin tapuya tescil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde; eksik araştırma sonucu karar verildiğini, daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiğini, bu nedenle eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın kanuna aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme nedeniyle yüzölçümü azalan arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazların  gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta tarafların istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 436 parsel sayılı 222.700 m² yüzölçümlü taşınmazı davacının 23.03.2020 tarihinde satın aldığı, aynı metrekare üzerinden adına tescil edildiği, 3402 sayılı Kanun’un 41 nci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda taşınmazın yüzölçümünün 169.183,47 m² olarak düzeltildiği, yüzölçümü değişikliğinin tapuya 28.11.2013 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 01.12.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, davacının taşınmazının yüzölçümünün 53.516,53 m² azaldığı, dava konusu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 432 parsel sayılı 17.800 m² yüzölçümlü taşınmazı davacının 23.03.2020 tarihinde satın aldığı, aynı metrekare üzerinden adına tescil edildiği, 3402 sayılı Kanun’un 41 nci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda taşınmazın yüzölçümünün 13.250,37 m² olarak düzeltildiği, yüzölçümü değişikliğinin tapuya 08.02.2013 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 01.12.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, davacının taşınmazının yüzölçümünün 4.549,63 m² azaldığı anlaşılmaktadır.

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazların yapılan yüzölçümü düzeltmesi sonucu azalan 4.549,63 m² ve 53.516,53 m²lik alanına emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.