Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4 E. 2023/9160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve uygulanan değer azalışı oranının uygunluğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazın seçiminde ve değer tespitinde hukuka aykırılık bulunmadığı, düzenleme ortaklık payı kesintisi ve değer azalışı oranının makul olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2257 Esas, 2022/3164 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/269 Esas, 2021/789 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 31 ada 10 (ifrazen 31 ada 40) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada yeterince emsal araştırması yapılmadan tek bir emsal ile karşılaştırma yapılarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, emsal taşınmazın davaya konu taşınmazdan farklı mahallede olduğunu, emsal kıyaslaması yapılırken hata yapıldığını, emsalin uygun olmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğunu, taşınmazın Ankara asfaltına bitişik ve her türlü ticari işletme (özellikle akaryakıt istasyonu ) ve konut yapmaya müsait bir taşınmaz olduğunu, kamulaştırılan taşınmazda, ayrık nizam 6 katlı üç blok her katta üç daireli toplam 54 konut yapma imkanı varken bunun artık yapılamayacak olması nedeniyle müvekkilinin zararının doğduğunu, emsalin uygun olmadığını, müvekkilinin taşınmazından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasını da kabul etmediklerini, belediye tarafından müvekkilinden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılan yerde ne yol ne de park düzenlemesi yapılmayacak olup kamulaştıran taşınmazın tamamından tren yolu geçeceğini, kamulaştırılan yerde yol ve park yapılmadığına ve bundan sonra da yapılamayacağına göre düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan tespit edilen bedelin tamamının ödenmesi gerektiğini, en yüksek değer olan % 45 üzerinden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasını da kabul etmediklerini, kamulaştırma dışı kalan ve küçük olan 39 parselde % 15 gibi bir değer azalması ve büyük olan 41 parselde ise %2 değer kaybı yaşanacağına dair tespitlerin gerçekleri yansıtmadığını, bilirkişilerin parsellerin küçülmesi ve şekil bozulması nedeni ile değer kaybedeceğini belirttiklerini ancak yüksek hızlı trenin neden olacağı titreşim ve gürültüyü göz önüne almadıklarını, yüksek hızlı trenin hız nedeni ile neden olacağı titreşimler ve gürültü nedeni ile müvekkiline ait taşınmazlarda yapılacak binalara büyük oranda talep azalacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal olarak 113 ada 37 parsel sayılı taşınmazın alınmasında bir olumsuzluk görülmediği, bilirkişi raporunun dava konusu taşınmazın niteliğine uygun olarak düzenlendiği, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli, emsal alınan taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar uygulaması sonucu oluşmuş imar parseli olduğu, dolayısıyla bilirkişi raporunda %45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının doğru olduğu, kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer tespit edilmesinde, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının makul olduğu sonucuna varılmıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.