Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5021 E. 2024/490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamuya bedelsiz terk edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve eski hale getirilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının terk işlemine dair rızasının bulunmadığı iddiasının aksine, davacının imzasının bulunduğu tescil belgeleri, idare mahkemesinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair kesinleşmiş karar ve terk işleminin dayanağı olan encümen kararının hukuki varlığını koruması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/475 Esas, 2022/1667 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/409 Esas, 2021/316 Karar

Taraflar arasındaki kamuya bedelsiz terk edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın davalılar Maliye Hazinesi ve ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden tapu iptali tescil davasının reddine, tazminat talebi yönünden ise haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalılar Maliye Hazinesi ve ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Taraf vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.01.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ve aleyhine temyiz olunan davalı Hazine vekili Avukat Ayşe ... duruşmaya gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, ... Mahallesi 225 ada 94 numaralı parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin yarı oranda paydaş olduğunu, diğer paydaşın müracaatı üzerine Adapazarı Belediyesinin 28.03.2012 tarihli ve 283 karar numaralı encümen kararı alınarak bu parselde ifraz ve yola terk işlemine karar verildiği, bu şekilde ifrazen 225 ada 204 ve 205 numaralı parsellerin oluştuğunu, 94 numaralı parselin 306.31 m²sinin de Adapazarı Belediyesi lehine bedelsiz yola terkine karar verildiğini, müvekkiline görevliler tarafından diğer hissedarlarla sorun olduğundan sınır ihtilafı olduğuna yönelik belge olduğu söylenerek kadastro tescil bildirim belgesinin imzalatıldığını, oysaki müvekkilinin yola terkten bilgisinin olmadığını, müvekkilinin buna rızasının olmadığını, bu durumun yeni öğrenildiğini, müvekkilinin işlem tarihinde 80 yaşında olup gözünden katarakt rahatsızlığı bulunduğunu, bu şekilde hile ile ifraz ve yola terk işleminin gerçekleştirildiğini, müvekkili tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, bu şekilde hileli davranışlarla ifraz ve yola bedelsiz terk işlemi yapıldığını belirterek hile ile yapılan bedelsiz terkin işlemin geçersiz olduğundan ifrazla oluşan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazın eski hale iadesine karar verilmesini (yola terke ilişkin kısım ve üzerindeki muhdesata ilişkin tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini) talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare ile taşınmazın davacı dahil paydaşları arasında 225 ada 205 numaralı parsel üzerindeki metruk haldeki tarihi binanın restorasyonu için 30.03.2016 tarihinde protokol imzalandığını, protokol uyarınca müvekkil idarenin restorasyon işlemini yaptırdığını, müvekkil idarenin başka bir işleminin bulunmadığını, dolayısı ile müvekkil hakkında açılan davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan ifraz ve terk işleminin tapu müdürlüğü tarafından yapıldığından husumet yokluğundan davanın reddini, hile yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini, açılan davanın esas yönünden de haksız olduğunu, şöyle ki paydaşlardan Meliha Tüneyli'nin 22.03.2012 tarihli başvuru dilekçesi üzerine müvekkil idare tarafından encümen kararı ile ifraz ve bedelsiz yola terk kararının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 15 ve 16 ncı maddelerine göre yapılmasının uygun olduğuna karar verildiğini, idari yargıda verilmiş bir iptal kararının bulunmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar Maliye Hazinesi ve ... bakımından açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden yapılan incelemede ise davacının yaşı nazara alındığında ve davacının evinin kapısına kadar yola gidecek şekilde bedelsiz olarak yola terke rıza göstermesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu kanaatiyle davacının yola bedelsiz terk hususunda iradesinin sakatlandığı belirtilerek, dava konusu yerin şehir içinde kamu hizmetine tahsis edilmiş fiilen yol olarak kullanımda olduğu tespit edildiğinden eski hale getirme ve tapu iptali tescil talebinin kabulüne karar verilmesi mümkün olmayıp, bu yönüyle tapu iptali ve eski hale getirme talebinin reddine karar verilerek tazminat hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddia ve yargılama sırasındaki beyanlarını tekrar ederek hile ile ifraz ve yola terk işleminin yapıldığını, yola bedelsiz terk işleminin müvekkilinin bilgisi ve iradesi dışında yapıldığını, İlk Derece Mahkemesince buna yönelik tespitin doğru olduğunu, bu tespite rağmen taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine İlk Derece Mahkemesince kararın gerekçesine rağmen davalılar lehine ücreti vekâlet ve diğer yargılama giderlerine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil idarenin davada taraf sıfatının bulunmadığını, belediye encümen kararı ile ilgili verilen idari yargıda bir iptal kararı bulunmadığını, dolayısı ile tapu iptali ve tescile karar verilemeyeceğini, ifraz ve terk işlemlerinin tapu müdürlüğü tarafından yapıldığını, bu nedenle müvekkil yönünden husumet yokluğu nedeni ile ret kararı verilmesi gerekirken esastan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazdaki duvar ve ağaçların müvekkil idare tarafından kaldırılmadığını, dolayısı ile davacı tarafın tazminat talebini saklı tutmasının bir anlamının olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hile iddiasının yerinde olmadığını, toplanan tüm delillerden davanın haksız olduğunun ortada olduğunu, irade sakatlığı olduğuna ilişkin yerel mahkeme tespitinin hatalı olduğunu ve delillerle örtüşmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde davacı tarafın iradesinin fesada uğradığı belirtilmiş ise de 28.03.2013 tarihli kadastro tescil bildirimi belgesinde ve 19.03.2014 tarihli tescil istem belgesinde davacının imzasının bulunması, savcılık kararı ve idare mahkemesi kararı bir bütün olarak değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin irade fesadına ilişkin tespitinin hatalı olduğu, davacı tarafın hile iddiasının sübut bulmadığı görülmekte olup, sicilin dayanağı olan belediye encümen kararının halen ayakta olduğu, dolayısıyla alınan kararın hukuki varlığını koruduğu görüldüğünden, iptal ve tescile konu yerin belediye lehine yola terk edilen ve ayrı bir parsel numarası olmayan bir yer olduğundan davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebinin reddine yönelik verilen kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından yerel mahkeme kararı sonucu itibari ile doğru olduğundan, davacı tarafın bu hususa ilişkin istinaf talebi haksız görülmüş, yargılama giderlerine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise dava konusu uyuşmazlık ile ilgili maktu harç ve maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken nispi olarak yargılama giderlerinin takdir ve tayini hatalı görülmüş olup Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve Hazine yönünden davanın ret gerekçeleri ortak olduğu halde her iki davalı yararına ayrı ayrı maktu vekâlet ücreti verilmesi isabetsiz olduğundan bu hususta düzeltme yapılarak ve davalı ... yönünden yapılan istinaf değerlendirmesinde ise mahkemenin irade fesadı oluştuğuna ilişkin tespiti ve bu yöne ilişkin karar gerekçesi hatalı olduğundan davalı ...'nın istinaf talebi haklı bulunarak İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydının hata ile yola terk yönünden yapılan bedelsiz terkinin iptali ile taşınmazın eski hale iadesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğu ve zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak taraflar arasındaki kamuya bedelsiz terk edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın eski hale iadesi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi.

3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi

4. 3194 sayılı Kanun’un 15 ve 16 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Eldeki dava, dava dışı paydaşın başvurusu üzerine Adapazarı Belediyesi Encümeni tarafından yapılan ifraz ve yola terk işleminin hile iddiası ile yapıldığına dayalı tapu iptali ve tescil ile eski hale getirme istemine ilişkindir.

3. Dava konusu Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, ... Mahallesi 225 ada 94 numaralı parsel olan taşınmazda davacı ...'ın 2/4 oranında paydaş olduğu, diğer paydaş Meliha Tüneyli tarafından Adapazarı Belediyesine dava konusu 94 numaralı parsele ilişkin imar yolunda kalan kısımların yola terkinden sonra kalan kısmın, 2 parçaya ifrazı konusunda başvuru yapıldığı, 3194 sayılı Kanun’un 15 nci ve 16 ncı maddelerine göre bu işlemlerin yapılmasının Adapazarı Belediye Encümenin 28.03.2012 tarihli kararı ile uygun bulunduğu, bu kararın iptali için davacı tarafın Sakarya 1. İdare Mahkemesine 2018/704 Esas sayılı dava dosyasında dava açtığı, anılan Mahkemece 2019/242 Karar sayılı karar ile davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, Adapazarı Belediyesi Encümen kararı sonrasında 2013 yılında yola terk ve ifraz işleminin yapıldığı, ifrazla oluşan 204 ve 205 numaralı parsellerin tapu kaydının paydaşları adına 19.03.2014 tarihinde tescil işleminin yapıldığı, davacı tarafından terke ilişkin işlemde sahtecilik yapıldığı iddiasıyla yapılan suç duyurusunun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlandığı görülmektedir.

4. Dosyada bulunan 28.03.2013 tarihli kadastro tescil bildirim belgesinde ve 19.03.2014 tarihli tescil istem belgesinde dava konusu taşınmazın 306.31 m²lik kısmının bedelsiz olarak yola terk edildiği, bu tescil istem belgesinde ve tescil bildirim belgesinde davacı tarafın imzasının bulunduğu, imzanın davacı tarafa ait olduğu hususunun davacının da kabulünde olduğu terke konu bölümün fiilen de yol olduğu, ifraz ve yola terk işleminin dayanağı Adapazarı Belediyesi Encümeni kararının hukuki varlığını koruduğu gözetildiğinde, davacı tarafın hile iddiası da sübut bulmadığından 2942 sayılı Kanun'nun 35 inci maddesi de gözetilerek davanın reddine dair verilen karar isabetlidir.

5. Davanın niteliği gereği maktu harç ve maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ile davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ödenmesine, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.