"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/33 Esas, 2023/73 Karar
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda;davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkil tarafından ... aleyhine vadesi gelmiş ve ödenmemiş kıymetli evraklara dayalı olarak Keşan İcra Müdürlüğünün 2007/2639, 2640, 4135, 4967 ve 2008/78 Esas sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, borçlu ... adına kayıtlı taşınmaz olması halinde haczi için 2007/4967 Esas sayılı takip dosyası üzerinden 22.09.2008 tarihinde Bahçelievler 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığını verilen 25.09.2008 tarihli cevabi yazıda borçlu adına taşınmaz kaydına rastlanmadığından icrai haciz işlemi talebinin 4721 syılı Kanun'un 1016 ncı maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün 23 üncü maddesi gereğince reddedildiğinin bildirildiğini, verilen cevabı yazı doğrultusunda yazı içeriğine güvenilerek usul ekonomisi ve gereksiz icra masrafına mahal verilmemesi için diğer dosyalar üzerinden haciz müzekkeresi talebine gerek görülmediğini, borçlu hakkında yapılan diğer icrai işlemlerin sonuçsuz kaldığını, Keşan İcra Müdürlüğünün 2007/4135 Esas sayılı dosyası üzerinden Bahçelievler 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğüne 24.11.2009 tarihinde yazılan müzekkereye borçlu adına kayıtlı olan Bahçelievler ilcesi, Osmaniye köyü 1045 ada 1 parselde bulunan 22/4200 arsa paylı 2/29 nolu bağımsız bölümün ... adına kayıtlı iken 13.04.2009 tarihinde Nurettin Keleş'e ve daha sonra da 15.05.2009 tarihinde Orhan Yağcıoğlu'na satıldığı yönünde cevap verildiğini, oysa haciz taleplerinin red edildiği 25.09.2008 tarihinde borçlu adına kayıtlı ve alacaklarını karşılayacak taşınmazı bulunmasına rağmen davalı Müdürlüğün kusurlu davranışı nedeniyle taşınmaz üzerine haciz şerhinin işlenmemesi nedeniyle alacaklarının tahsilinin engellendiğini bu durumun davalı Müdürlüğün kusurundan kaynaklandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 36.000,00 TL'nın dava tarihinden itibaren itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ... adına haciz işlemi başlattığı yapılan işlemde böyle bir kişi adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığından haciz işleminin yerine getirilmediğini, daha sonra borçlu tarafından soyadındaki harf hatasını düzelttirerek taşınmazın satışını yaptığını, Müdürlüğün yapılan işlem ile ilgili herhangi bir ihmalinin bulunmadığını, Müdürlükteki bilgisayar ile ilgili yüklemeleri başka bir şirketin yaptığını, şirket tarafından yapılan yanlış yüklemenin sonucundaki meydana gelecek zararlardan Müdürlüğün sorumlu tutulamayacağınıdavanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.11.2011 tarihli ve 2010/422 Esas, 2011/407 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda;4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Bu kesin yetki kuralı gereği, davanın tapu sicilinin bulunduğu İstanbul ili, Bahçelievler ilçesinin, bağlı olduğu Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiği gözetilerek, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verildiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.02.2020 tarih ve 2013/504 Esas,2020/23 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulü ile belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zarardan devletin sorumlu olabilmesi için icra takibinin semeresiz kalması veya davacının alacağını başka türlü tahsil etme imkanının bulunmaması gerektiği, dosya içeriğinden bahsi geçen icra dosyalarında 2007/2640 Esas sayılı dosya dışında davaya konu diğer icra dosyalarında borçlu ... dışında başkaca şahısların da borçlu olduğu gibi 2004 sayılı İcra İflas Kanun'nun (2004 sayılı Kanun) 106 ve 110 uncu maddeleri gereği takipsizlik kararı ile işlemden kaldırıldığı, 2007/2640 Esas sayılı dosyada takibin devam ettiği ve dosyalarda aciz vesikası alınmadığı gözetildiğinde icra takibinin semeresiz kaldığı ispatlanmadığından davanın reddi gerektiğinden bahiske kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarenin kusurlu davranışı ile müvekkilinin alacaklarının tahsil edilme imkanı kalmadığını, icra dosyaları üzerinde tahsil kabiliyetinin olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi dahi yapılmaksızın verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğu gibi 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği kusur şartı aranmaksızın Tapu Sicil Müdürlüğü güvencesi altındaki zararın karşılanması hükme bağlanmış iken kanunu özüne ve sözüne aykırı olarak şeklen aciz vesikasının olmamasından yola çıkılarak davanın reddine karar verilmesinin devlete olan güveni sarstığı ve kanunun uygulamaz hale geldiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.