Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5704 E. 2023/10436 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz üzerinde enerji nakil hattı bulunması nedeniyle kamulaştırmasız el atma gerçekleştiği, davacılar veya önceki malikler bakımından kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin de bulunmadığı gözetilerek, taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1596 Esas, 2023/1087 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/160 Esas, 2022/184 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 60952 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında "enerji nakil hattı koruma kuşağı" alanında kaldığı, davalı idarece fiili el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı TEİAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu parsel üzerindeki hissesini hatların varlığından haberdar olarak ve değer düşüklüğü ile birlikte satın aldığını, müvekkilinin kamulaştırma ve tescil işlemlerini tamamladığı alanlarda parsel maliklerinin imar uygulaması, satış, intikal ve benzeri yollarla değişmesi sonucu mükerrer olarak kamulaştırma yapmasının kabul edilemez olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu hat nedeniyle kamulaştırma işlemlerinin tamamlanarak o zamanki maliklerine bedellerin ödendiğini ve tapuda irtifak hakkının tescil edildiğini, imar planı ile üçüncü şahısların taşınmazda malik olmasından sorumlu olmadıklarını, bedelin fazla olduğunu ve davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağı olarak ayrıldığı, taşınmaz üzerinden enerji iletim hatları ve pilon yeri geçtiği, taşınmaz üzerinde tesis edilen hatların öncesinde kadastral 207, 209 ve 210 parsel sayılı taşınmazlarda tesis edildiği, kamulaştırma işlemlerinin bu parseller üzerinden yürütüldüğü, davacıların taşınmazda hisse satın almak suretiyle malik olduğu, satın alınan payların kadastral bu parsellerden geldiği ve önceki maliklerin bir kısmının dava konusu taşınmazda imar uygulaması sonucunda malik olduğu, davaya konu taşınmazın kadastral parsellerin imar uygulaması sonucu oluştuğu, dava konusu taşınmazla ilgili davacıların açtığı önceki davanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 2015/20633 Esas sayılı karar ile düzeltilerek onandığı, sonrasında karar düzeltme aşamasında 2017/36087 Esas sayılı kararla uzlaşma yoluna gidilmemesi nedeniyle bozulduğu, bozma sonrası ilk derece mahkemesince verilen ret kararının da Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 2019/13476 Esas sayılı kararla onandığı ve kesinleştiği, eldeki davanın uzlaşma yoluna gidilerek tekrar açıldığı, dosyaya celbedilen bilgi ve belgelere göre, davacıların ve bayilerinin 1972 yılında el atılarak taşınmazdan geçirilen irtifak, pilon vs. kamulaştırma işlemleri nedeniyle alınmış rızaları ya da ferağ işlemlerinin bulunmadığı, davacılara ve bayilerine kamulaştırma tebliği yapıldığına, bedelin ödendiğine ilişkin belge ve bilginin bulunmadığı, gerek davacılardan önceki malikler gerekse davacılar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceği, taşınmazın imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağında kalması nedeniyle maliklerin tasarruf imkanının kalmadığından arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılıp vergi değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve 1/1000 ölçekli imar planı kapsamında enerji nakil hattı koruma kuşağı olarak ayrılan dava konusu taşınmazda davacıların mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğin kabulü ile davacıların ve bayilerinin 1972 yılında el atılarak taşınmazdan geçirilen irtifak, pilon yeri için gerek davacılardan önceki malikler gerekse davacılar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından bahisle taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.