Logo

5. Hukuk Dairesi2023/618 E. 2023/7340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu orman olarak Hazine adına tescil edilen taşınmaz nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro tespiti öncesinde taşınmaza ilişkin tapu kaydının bulunmaması ve kadastro tespitine itiraz davası sonucu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş olması nedeniyle, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi kapsamında tazminat sorumluluğu oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2160 Esas 2022/2423 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emet Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/44 Esas, 2021/370 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kütahya ili, Emet ilçesi, ... Mahallesi 332 ada 45 parsel sayılı 12.055,65 m² yüzölçümündeki taşınmazın üzerinde yapılan kadastro çalışmaları neticesinde taşınmazın orman arazisi olduğunun değerlendirildiğini, bu nedenle Emet Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ilgili taşınmazın orman olarak Hazine adına tescili talebiyle 29.06.2007 tarihli dilekçe ile Emet Mal Müdürlüğü aleyhine Kadastro Mahkemesinde dava açıldığını, ardından taşınmazın zilyedi sıfatıyla kendisinin de davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiğini, taşınmazın mülkiyetinin tarafına ait olduğunu belirten bir tapu senedinin tarafına verildiğini, tapu senedinde ve tapu kütüğünde orman olduğuna dair bir şerh yazmadığını, Emet Kadastro Mahkemesinin kararı ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini ve kararın onandığını, işbu davanın açılma sebebinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin husumet itirazlarının olduğunu, açılan davada müvekkili idarenin herhangi bir taraf sıfatı olmadığını, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı tespit edildiğinden davanın Hazineye yöneltilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, ayrıca açılan davaya zamanaşımı itirazlarının olduğunu, açılan davanın süresinde değil süresi sonrasında açıldığı için bu yönüyle reddi gerektiğini, davaya konu taşınmazın bulunduğu mevkide 2007 yılında kadastro çalışmalarının başladığını ve aynı yıl içerisinde son bulduğunu, kadastro çalışmaları sırasında Emet Orman İşletmesinin dava konusu yer hakkında Emet Kadastro Mahkemesinde 29.06.2007 tarihinde 2007/527 Esas sayılı dosyayla kadastro tespitine itirazda bulunduğunu, bu hususta 3402 Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinde "30 günlük ilan süresi geçtikten sonra dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir." dendiğini, bu itibarla dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı olarak gösterilen belgenin hakka dayanmadığı, çünkü işbu taşınmazla alakalı davanın ikame edildiğinden tespit tutanaklarının da kesinleşmeyeceğini, bir hakka dayanmaksızın kesinleşmiş belgeye istinat eden tapu kaydının da elbette yolsuz tescil hükmünde olacağını, yolsuz tescile dayalı tapu senedinin de herhangi bir anlam ifade etmeyeceğini, diğer yandan her ne kadar davacının yolsuz tescile dayalı bir belge elde etmişse de bu davaya konu taşınmaz hakkında kendisinin de davalı olduğu bir kadastro tespitine itiraz davasının gerçekleştiği ve kesinleştiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay ilamıyla dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığının tespit edildiğini, mülkiyetinin devlete ait olduğu belirtilmiş ise de tarafına herhangi bir tazminat ödenmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Emet Kadastro Mahkemesinin 2007/527 Esas, 2009/23 Karar sayılı ilamı ile Emet Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu Kütahya Emet Eğrigöz Beldesinde kain taşınmazların tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın 2013 yılında kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinde davacı adına tespit edilmesi sonrası dava dışı Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda davacı adına yapılan tespitin iptal edilerek, taşınmazın orman olarak Hazineye tescil edildiği, davacının tespit öncesi dava konusu taşınmazın adına kayıtlı olduğu bir tapu kaydı olmadığı, kadastro tespiti kesinleşmediği, tescilen de oluşmuş bir tapu bulunmadığı, kadastro tespitine itiraz davası sonucu dava konusu taşınmazın Hazine adına tescile karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında bir zarar oluşmadığından mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kadastro mahkemesinde açılan tespite itiraz davasına sonradan dahil edildiğini, 27.09.2007 tarihinde malik olduğunu gösterir tapu senedinin kendisine verildiğini, tapu kaydında orman olduğuna dair herhangi bir şerh veya kayıt olmadığını, meşru mülkiyet hakkının doğduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre Hazine'nin ... zarardan sorumlu olduğundan bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf dilekçesinde belirtilen hususları tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası le 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Kütahya ili, Emet ilçesi, ... Mahallesi 332 ada 45 parsel sayılı 13.452,34 m² yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde taşınmazın orman arazisi olduğu gerekçesi ile Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ilgili taşınmazın orman olarak Hazine adına tescili talebiyle Emet Kadastro Mahkemesinin 2007/527 Esas sayılı dosyasında 29.06.2007 tarihli dilekçe ile kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, yargılama sürecinde davacının davaya dahil edildiği, yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulü ile tespitin iptali, orman vasfı ile Hazine adına tescil kararı verildiği, verilen kararın denetimden geçerek 14.06.2013 tarihinde kesinleştiği, tespit öncesi dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğuna dair bir tapu kaydı bulunmadığı, kadastro tespitinin kesinleşmediği, kadastro tespitine itiraz davası sonucu dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği ve ilgili kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.