"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1106 Esas, 2022/2275 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/291 Esas, 2021/210 Karar
Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılardan ... vd., ... vd., ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilleri adına tapuda kayıtlı bulunan İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.645,77 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1965 yılında yapılan tapulama çalışmaları ile davacıların murisi ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, belirtilen taşınmazın halen davacıların mülkiyetinde olduğunu, davacı müvekkillerinin 2017 yılı başında dava konusu taşınmazın satış işlemlerini gerçekleştirmek için Tapu Müdürlüğüne gittiklerinde Orman İdaresi tarafından taşınmaz üzerine "orman şerhi" konulduğunu öğrendiklerini, belirtilen orman şerhi ile ilgili olarak, kendilerinin öğrenme tarihlerine kadar, idare tarafından hiçbir bildirim yapılmadığını, davaya konu taşınmazın 1946 yılında yapılan orman tahdit çalışmalarında Karıncalı Devlet Ormanı sınırları içinde kalmasına rağmen 1965 yılında tapulama çalışmalarına konu edildiğini, bu durum nedeniyle tapu sicilinin hatalı tutulması olgusunun gerçekleştiğini, yasal süresi içinde dava açtıklarını beyan ederek davalarının kabulüne, fazlaya dair hakların saklı kalması kaydı ile şimdilik 18.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı Hazineden tahsiline, davaya konu Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi Mevkiinde kain, 1330 parsel sayılı 62.945,77 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan bölümünün (davacı paylarının) tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı vekili Menemen 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/38 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; davaya konu İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.645,77 m² yüzölçümündeki taşınmazn halen davacıların mülkiyetinde olduğunu, harici olarak orman idaresi tarafından taşınmazları üzerine “orman şerhi” konulduğunu, dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet esasına göre maliklerinden bir kısmı adına Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde aynı içerik ile aynı tarafa karşı derdest bir davanın mevcut olduğunu, işbu davanın belirtilen dava kapsamında taraf olmayan bir kısım hak sahipleri adına da talepte bulunduklarını, yerleşik içtihatlar gereği iştirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda tüm hak sahiplerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini, eğer bu husus mevcut değil ise mahkemece belirtilen eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi ya da muvafakat alınmasının esas olduğunu belirterek; işbu dava dosyasının Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/291 E sayılı dava dosyası üzerinden devamına, haklı kısmi alacak davasının kabulü ile şimdilik 8.000 TL maddi tazminatın, ana dosya dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı hazineden tahsiline, davaya konu Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.945,75 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapu kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
3. Davacı vekili Menemen 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.645,77 m² yüzölçümündeki taşınmazn halen davacıların mülkiyetinde olduğunu, harici olarak orman idaresi tarafından taşınmazları üzerine “orman şerhi” konulduğunu dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet esasına göre maliklerinden bir kısmı adına Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde aynı içerik ile aynı tarafa karşı derdest bir davanın mevcut olduğunu, işbu davanın belirtilen dava kapsamında taraf olmayan bir kısım hak sahipleri adına da talepte bulunduklarını, yerleşik içtihatlar gereği iştirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda tüm hak sahiplerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini, eğer bu husus mevcut değil ise mahkemece belirtilen eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi ya da muvafakat alınmasının esas olduğunu belirterek; işbu dava dosyasının Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/291 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devamına, haklı kısmi alacak davasının kabulü ile şimdilik 8.000 TL maddi tazminatın, ana dosya dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı hazineden tahsiline, davaya konu Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.945,75 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapu kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
4. Davacılar vekili mahkememizin 2017/ 518 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilleri adına tapuda kayıtlı bulunan İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi Mevkiinde kaim 1330 parsel sayılı 63.000,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz 1965 yılında yapılan tapulama çalışmaları ile davacıların murisi olan ‘...’ adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın halen davacıların mülkiyetinde bulunduğunu, davacı müvekkillerinin 2017 yılı başında dava konusu taşınmazın satış işlemlerini gerçekleştirmek için Tapu Müdürlüğüne gittiklerinde Orman İdaresi tarafından taşınmaz üzerine "orman şerhi" konulduğunu öğrendiklerini, bu durumu öğreninceye kadar müvekkillerine hiçbir bildirim yapılmadığını, dava konusu taşınmazın, 1946 yılında yapılan orman tahdit çalışmalarında "Karıncalı Devlet Ormanı" sınırları içinde kalmasına rağmen, 1965 yılında tapulama çalışmalarına konu edildiğini, böyle olunca da tapu sicilinin hatalı tutulmasının söz konusu olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un1007 nci maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir ayni hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının henüz iptal edilmediğinden, değerlendirme tarihi dava tarihi olarak esas alınması gerektiğini, dava konusu taşınmaz hakkında diğer hissedarlar tarafından Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/291 Esas sayılı dosyası ile dava ikame edilmiş olup; zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan konusu ve tarafları aynı olan işbu davanın Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/291 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 05.09.1962 tarihinde vefat eden Musa oğlu ... adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetinde olup davacı tarafça sunulan Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.09.2012 tarih 2012/732 Esas, 2012/723 Karar sayılı ...'e ait mirasçılık belgesi incelendiğinde ... 'in davanın açıldığı tarihteki tüm mirasçıların işbu davada davacı olarak yer almadığını, mirasçı birden çok ise terekenin paylaşmaya kadarki durumuna miras ortaklığı dendiğini, miras ortaklığının tüzel kişiliği ve taraf ehliyetinin olmadığını, bu nedenle bütün mirasçıların birlikte dava açması gerektiğini, elbirliği ortaklığının tüzel kişiliğe haiz olmadığı için, ortaklık olarak dava ehliyetine sahip olmadığını, ortaklığın malik olduğu eşyalara ilişkin davalarda ancak ortakların tamamının ya davacı ya da davalı olabileceğini, davanın yasal süre içinde açılmadığını, bu nedenle yasal süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduklarını beyan ederek haksız ve yersiz olarak açılan davanın öncelikle usulden, mahkeme aksi kanaate ise esas bakımından reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile asıl davada; İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü 1330 parsel sayılı taşınmazın tespit edilen dava tarihindeki bedelinden davacılar hissesine düşen toplam 751.038,77 TL'nin ekli Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/732 Esas, 2012/723 Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda, 2018/38 Esas sayılı davada; davacı hissesine düşen 5.995,47 TL'nin, 2018/32 Esas sayılı davada; davacı hissesine düşen 89.332,04 TL'nin, 2017/518 Esas sayılı davada; davacılar hissesine düşen 125.173,12 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacılara verilmesine, İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü 1330 parsel sayılı taşınmazın davacılar murisi ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçelerinde özetle; taşınmazın m² değerinin çok düşük belirlendiğini, objektif değer artış oranının %10 alınmasının hatalı olduğunu, 2018 yılında taşınmaz değerinin 2017 yılından daha düşük belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini, kapitalizasyon faizi oranın %4 olması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen kapitalizasyon faizi oranın %4 olması gerektiğini, objektif değer artış oranının %10 alınmasının hatalı olduğunu, 2018 yılında taşınmaz değerinin 2017 yılından daha düşük belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen kapitalizasyon faizi oranın %4 olması gerektiğini, objektif değer artış oranının %10 alınmasının hatalı olduğunu, bölgede uygulanan oranın %50 olduğunu, 2018 yılında taşınmaz değerinin 2017 yılından daha düşük belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılması gerektiğini, pasif taraf ehliyeti olmadığınından husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, zamanaşımı bakımından da ret kararı verilmesi gerektiği taşınmazın tapu kayıtlarının iptal edilmediğini, davacılar bakımından bir zarar doğmadığını, bedelin çok yüksek hesaplandığını, faizin ıslah tarihinden işletilmesi gerektiğini, muris ...'in tüm mirasçılarının birlikte başvurması gerektiğini, kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek, net gelir yöntemine değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu; ancak münavebeye esas alınan kavun ürününün 2018 yılında yağış yetersizliği ve hastalık gibi nedenlerle arızi olarak veriminin düştüğü belirlendiğinden kavunun son 3 yıl içindeki ortalama verimi alınmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiği, buğday ürününün üretim masraflarının brüt gelirin %50'sinden fazla olduğu belirlendiğinden brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı ve dava konusu taşınmazın Menemen ilçe yerleşimine 2,5 km, ... Mahalle yerleşimine 1,5 km mesafede olduğu dikkate alınarak , bölgede son yıllarda meydana gelen yapılaşma ve gelişme dikkate alınarak objektif değer artışının %50 oranında uygulanması gerektiği kanaatiyle resen hesaplama yapılmış, davacılar vekillerinin talep sonucuna göre karar verilerek davalı idare harçtan muaf olduğu halde yargılama giderlerine harç kalemleri ilave edilmek suretiyle davalıdan harç tahsiline karar verilmesi doğru görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararın kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... vd., ... vd. ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın m² değerinin çok düşük belirlendiğini, objektif değer artış oranının düşük alındığını, kapitalizasyon faizi oranın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. Temyiz dilekçesine ek beyan dilekçesi ile de toplam miras payının eksik hesaplandığını ileri sürmüştür.
2. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İzmir ili, Menemen ilçesi, ... köyü, Cimcimderesi mevkiinde kain 1330 parsel sayılı 62.645,77 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın 14.02.1965 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu uyarınca davacılar murisi ... adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın tamamının 1946 yılında kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı, 1978 yılında 6831 sayılı Kanun'a göre eski tahdidin aplikasyonu ile 1744 sayılı kanun ile değişik 2 nci madde uygulaması yapıldığı, ilan edilerek kesinleştiği, 2008 yılında 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapıldığı, ilan edilerek kesinleştiği, tüm bu uygulamalar sonucunda dava konusu taşınmazın orman niteliğinin değişmediği belirlenmiş olup, taşınmazın tapu kaydına 30.12.2011 tarih ve 12810 yevmiye numarası ile "taşınmaz orman sınırları içinde kalmıştır" şerhi konulduğu, davacıların 14.06.2017, 07.11.2017, 05.01.2018 ve 22.01.2018 tarihlerinde eldeki davaları açtığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamındaki belediye yazı cevaplarına göre tarım arazisi olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi taşınmaz net geliri esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucu münavebeye alınan kavunun son 3 yıl içindeki ortalama verimi alınmak suretiyle hesaplama yapılması, buğday ürününün üretim masraflarının ekonomik tarım yapılmasına engel olacak oranda olduğunun kabulü ile brüt gelirin 1/3 oranında alınması ve dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalarda kabul edilen oranlar gözetilerek, uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Değerlendirme dava tarihi itibarıyla yapıldığından, tespit edilen bedelin tamamının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi yerindedir.
5. Dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazine'den tahsiline, taşınmazın tapu kaydının iptalinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6. Asıl davada ekli Menemen Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/732 Esas, 2012/723 Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda davacıların miras payı 540/720 hisse olup bedel karşılığı 1.134.000,00 TL olduğu halde 510/720 hisse üzerinden hesaplanan bedel üzerinden kabul kararı verilmiş ise de taleple bağlı kalınarak karar verildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar ve davalı Hazine vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.