"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Mevkii 289 parselin hissedarlarından olduğunu, davacının bu yerde 4.870,47 m² yeri olduğunu, davalı idare tarafından bu taşınmaz üzerinden ...-... karayolu geçirildiğini, davacının davalıya 5999 sayılı Kanun gereğince uzlaşmaya davet başvurusunda bulunduğunu, davalı idare tarafından bu başvuruya olumsuz yanıt verildiğini, davalı idarenin iddia ettiği gibi kamulaştırma işlemi yapılmadığını, yapılan bir ödeme bulunmadığını, tüm bu nedenlerle kamulaştırmasız el atma nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın idarece 18.07.1955 tarihli ve 889 sayılı kamulaştırma kararı ile kamulaştırma döneminde yürürlükte bulunan 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi hükümlerine göre ile 7900 m²lik kısmının usulüne uygun şekilde kamulaştırıldığını, dava konusu taşınmazın geldisinin 22 parsel olduğunu, kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artışı oranının düşük tespit edildiğini, mahkemenin kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kaldırma kararında davacı lehine yapılan tespitlerin dikkate alınmadığını, yetersiz bilirkişi raporu baz alınarak hüküm kurulduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın daha önceden usulüne uygun şekilde kamulaştırıldığını, dava konusu taşınmaza 1956 yılında el atıldığından 221 sayılı Kanun gereği 2 yıllık dava açma süresinin dolduğunu, hükme esas bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, %150 objektif değer artışının çok olduğunu, taşınmaz üzerindeki arkeolojik sit alanı şerhinin taşınmazın değerini düşürdüğünü, bu durumun objektif değer artışında dikkate alınmadığını, münavebe deseninin yüksek gelir getiren ürünlerden seçildiğini, sulama kaynağı gösterilmeden dava konusu taşınmazın sulu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaza el atma tarihindeki niteliğine göre değer tespiti yapılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın daha önceden kamulaştırıldığı iddia edilmiş ise de kamulaştırma evraklarının noter tebligatının yapılmayıp kamulaştırma kararının sadece ilanı ile yetinilmesi nedeniyle usulüne uygun kamulaştırmadan bahsedilemeyeceği, davacıların dava konusu taşınmazda tapulamayla birlikte 1969 yılında hissedar oldukları, ilk el atma tarihinin 1969 yılı olarak kabulünün gerektiği; ancak dava konusu taşınmaz üzerinden geçen yolda 1983 sonrası yol genişletme çalışması yapılıp yolun duble hale getirilmesi nedeniyle ikinci kez el atma söz konusu olduğundan el atma tarihinin 1983 tarihinin olduğunun kabulünün gerektiği, sulu tarım arazisi vasfında kabul edilerek net gelir yöntemi ile kamulaştırma bedelinin tespitinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, münavebe desenin o yörede yetişen yaygın olarak ürünlerden oluşturulduğu, net gelirin hesabında değerlendirme tarihi olan 2014 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin kullanılmasının yerinde olduğu, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin içtihatlarına uygun olarak üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçmeyecek şekilde net gelir hesabının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında kabul edildiğinden kapitalisazyon faiz oranı %4 olarak alınmasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu konum, merkezi yerlere uzaklığı dikkate alındığında %150 objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan muhtesat için belirlenen değerin yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun)
22 nci maddesinin (A) fıkrası gereğince yenileme çalışmasına tabi tutulduğu ve 122 ada 12 parsel numarası almasına rağmen hükümde eski 289 parsel için hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacının kaldırma öncesi ıslah dilekçesiyle talep edilen miktarın 1.181.868,25 TL yükseltmesine ve yerel mahkemece 1.027.214,69 TL üzerinden hüküm kurulmasına rağmen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmemesinin hatalı olduğundan davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği husuları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Mevkii 289 parsel sayılı (yenileme ile 122 ada 12 parsel) taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (A) fıkrası gereğince yenileme çalışmasına tabi tutulduğu ve 122 ada 12 parsel numarası almasına rağmen hükümde eski 289 parsel için hüküm kurulmasının ve davacının kaldırma öncesi ıslah dilekçesiyle talep edilen miktarın 1.181.868,25 TL yükseltmesine ve yerel mahkemece 1.027.214,69 TL üzerinden hüküm kurulmasına rağmen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmemesi hatalı olduğundan yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan domates, patlıcan, marul ve kavunun dekar başına ortalama verim ve hasat dönemi toptan satış fiyatları ile üretim masraflarına ait değerlendirme tarihi olan 2014 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmi verileri getirtilip denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5. Dairemiz geri çevirme kararından sonra aldırılan 12.12.2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza 1958 yılından sonra el atıldığı 1958 yılından sonra dosya içerisinde bulunan hava fotoğraflarından 1964, 1975 ve 1986 yılı hava fotoğraflarına göre, 1958 yılından sonra 1964 yılında fiilî el atmanın görülebildiği ve sonrasında 1975 ve 1986 yılı hava fotoğraflarında izlenebileceği gibi yol genişletme çalışmaları ile birlikte 2009 yılı görüntüsünde yolun hemen hemen bugünkü haline gelmiş olduğunun gözlemlendiğinin bildirildiği; ancak hangi tarihte ne kadarına el atıldığının tespitinin yapılmadan (1983 öncesi- sonrası ) tamamına 04.11.1983 yılında el atılmış gibi eksik inceleme ile harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.