"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/448 Esas, 2015/254 Karar
KARAR : Direnme
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedelsiz olarak yola terk edilerek kamulaştırmasız el atılan bölümlerin bedelinin tahsili ile bedele dönüştürülen davacılar payına takdir edilen karşılığın artırılmasına ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya karşı kısmen direnme kısmen uyma kararı verilmiştir.
Mahkemece verilen karar davacılar ... vd. ile davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu direnme kararının yerinde olduğunu belirterek, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar vermiştir.
Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların, muris ...'ın çocukları olduğunu, ... ilçesindeki bir kısım taşınmazların davacılar ..., ..., ... ve ...'a, bir kısmının da babaları ...'a ait iken, 1988 yılında ... tarafından 3290 sayılı Kanun ile değişik 2981 sayılı Belediyenin İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'a (2981/3290 sayılı Kanun) istinaden resen ifraz edilerek imar uygulamasına tabi tutulduğunu, imar uygulaması sonucu, muris ...'a ait ... 325 parselde düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra 289,60 m² yerin bedele dönüştürüldüğünü, bu parselde ayrıca, murisin 2110 m² hissesinden 801 m²lik yerin önce bedelsiz yola terk edilerek imar uygulaması yapıldığını, yine ... 183 parseldeki 633/5940 hisseye tekabül eden 633 m² hissenin tamamının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesine göre Belediye tarafından resen bedelsiz olarak yola terk edildiğini, davacılardan ..., ..., ... ve ...'a ait ... 410 parselin düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra 15,40 m²lik kısmının bedele dönüştürüldüğünü, mülkiyeti bir kısım davacılara ait 511 m²lik 97 ada 1 parsele ve mülkiyeti davacılara ait 98 ada 1 parsele çocuk bahçesi ve yol olarak kamulaştırmasız el atıldığını, imar mevzuatına göre imar uygulaması ile düzenleme ortaklık payı kesintisi dışında re’sen bedelsiz terk yapılamayacağı gibi bedele dönüştürmede de, bedel takdirlerinin 2942 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılması ve maliklerine noter tebligatı yapılması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL kamulaştırmasız el atma bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacılar ... mirasçıları (... ve ... hariç) vekili 04.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 2.769.309,96 TL olarak ıslah ettiklerini belirterek dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 03.07.2012 tarihli dilekçesi ile birinci rapor ile aynı mahiyette olan ve yola terkin edilen hisselerden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması yünündeki mütalaa yönünden aleyhlerine ancak doğru ve adil olan ikinci bilirkişi raporuna itiraz etmediklerini, buna göre toplam 2.516.141,70 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
3. Davacı ... mirasçıları vekili 20.06.2012 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini 465.401,66 TL ıslah ettiklerini belirtip dava tarihinden itibaren en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ilk el atan belediyeye değil, hâlen taşınmazı elinde bulunduran idareye yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini savumuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 2981/3290 sayılı Kanunlara istinaden yaptığı imar uygulamasında hukuka aykırılık bulunmadığını, 410 parselde bedele dönüştürülen 15,40 m² yerin takdir edilen bedelinin ödenmesi için makbuz düzenlendiğini ve ödemesinin yapıldığını, 325 parselde imar uygulamasından sonra eksik tescil edilen 289,60 m² yerin bedele dönüştürüldüğünü, takdir edilen bedelin ilgilisine ödenmek üzere makbuz düzenlendiğini, murisin ayrıca 183 parseldeki 633 m² hissesini 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesine göre bedelsiz olarak rızası ile Belediye lehine terk etliğini bu sebeple herhangi bir el atma bulunmadığını, hak düşürücü sürenin ve on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, ifraz işlemlerinde de hukuka aykırı bir durum bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.07.2012 tarihli ve 2010/405 Esas, 2012/320 Karar sayılı ilamı ile 410 parselde 15,40 m² hissesinin, 325 parselde 289,60 m² hissesinin, bedele dönüştürülerek, ayrıca 325 parselde 801 m² hisseye, 183 parselde 663 m² hisseye bedelsiz yola terk edilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı gerekçesiyle (dava konusu taşınmazların yer aldığı mahaldeki tüm hak ve mükellefiyetler, imar uygulamasından sonra kurulan ... Belediyesine geçtiğinden) davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; davacı ...'ın davasının açılmamış sayılmasına; davacılar ... ve ... ile ..., ..., ... ve ...’nın davalı ... hakkında açtığı davalarının kısmen kabulüne, ... ve ... için ayrı ayrı 423.206.95’er TL, ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 417.431.95’er TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...’ndan alınarak davacılara verilmesine; davacılar ..., ..., ... ve ...’ın davalı ... hakkında açtığı davalarının kısmen kabulüne, her bir davacı (..., ..., ... ve ...) için ayrı ayrı 105.801.70’er TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Başkanlığından alınarak davacılara verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... vd. davacılar ... vd. ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce davacılar vekillerinin tüm, davalı idare vekilinin ise bir kısım temyiz itirazlarının reddi ile yapılan inceleme sonucu; davacıların murisi ...'ın dava konusu 183 ve 325 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını dosya içerisindeki özel parselasyon krokisine göre, muhtelif tarihlerde 3 üncü kişilere sattığı ve bu satışlar sırasında 325 parsel sayılı taşınmazın 801 m²sini; 183 parsel sayılı taşınmazın ise 633 m²sini rızasıyla yola terk etmesi nedeniyle, imar uygulaması sırasında bu bölümlerin bedelsiz olarak yola terk edildikleri anlaşılmakla, bu bölümlere ilişkin davanın reddine; karar verilmesi dava konusu 325 parsel sayılı taşınmazda bedelsiz yola terk yapıldıktan sonra ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceğinden, bu parselde davacılar murisine isabet eden 1309 m²lik bölümden düzenleme ortaklık payı olarak kesilen 144,44 m²lik bölümün bedeline hükmedilmesi; 410 parsel sayılı taşınmazın bedele dönüştürülen 15,40 m²lik bölümü ile 325 parsel sayılı taşınmazın bedele dönüştürülen 289,60 m²lik kısımları yönünden ise 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinde değişiklik yapan ve 6487 sayılı kanun'un 21 inci maddesi ile ile getirilen hüküm uyarınca taşınmazın ipotek veya uygulama tarihindeki niteliği esas alınmak suretiyle bedele dönüştürülen davacılar payının o tarihteki karşılığı tespit edildikten sonra, bu bedele 3095 sayılı Kanun'da belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle dava tarihine güncellenerek bedel tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması; gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 03.07.2015 tarihli ve 2014/448 Esas, 2015/254 Karar sayılı kararı ile parsellerde imar uygulamasının 06.12.1988 tarihli ve 9140 yevmiye numarası ile tapuda işlem gördüğü, parsellerin 1988 tarihli imar uygulaması sırasında tapuda 1979 yılında vefat eden muris ... adına kayıtlı olduğu, 325 ve 183 parsellerde özel parselasyona ve bedelsiz terke dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, noter tasdikli 1986 tarihli özel parselasyon krokisinin diğer dava konusu 410 parsele ait olduğu, 410 sayılı parselin imar uygulaması sırasında muris ...'ın çocukları ..., ..., ... ve ... adlarına intikalen tescil edilmiş olduğu, bu nedenle özel parselasyona konu olabileceği, kaldı ki 410 sayılı parselde davacılardan diğer hissedarlar kadar düzenleme ortaklık payı kesildiği, 325 ve 183 parsellerde özel parselasyon yapılmış olsa dahi, özel parselasyon planı bulunan 410 parselde olduğu gibi tüm hissedarlardan aynı oranda düzenleme ortaklık payı kesilmesi gerekeceği, 49.040 m² yüzölçümü ile en büyük alana sahip 410 parselden bedelsiz yola terk yapılmadığı ve diğer hissedarlar kadar düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı hâlde, bu parselden çok daha küçük yüzölçümlü olan 5940 m² alanlı 183 parselde kalan 633 m² hisse ile, 7470 m² alanlı 325 parselde 801 m² hissenin özel parselasyon planı olmadığı hâlde ve diğer hissedarlardan farklı işleme tabi tutulup, bedelsiz yola terki hususunun kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle 325 parsel sayılı taşınmazın 801 m²si ile 183 parsel sayılı taşınmazın 633 m²sine yönelik olarak direnme kararı verilmiştir.
C. Dairemizce Yapılan İnceleme Sonucu Dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna Gönderilmesi Kararı
Mahkemenin 03.07.2015 tarihli ve 2014/448 Esas, 2015/254 Karar sayılı direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, 08.06.2017 tarihli ve 2017/725 Esas, 2017/15595 Karar sayılı ilamı ile temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda verilen 08.04.2021 tarihli ve 2020/5-384 Esas, 2021/446 Karar sayılı ilam ile davacılar ... ve arkadaşları vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukukî yarar yokluğundan reddine; davalı ... vekilinin direnme kararın karşı temyiz itirazlarının incelenmesi sonucu mahkemenin direnme kararının yerinde olduğuna hükmedilmiş; bozmaya uyulan kısma ilişkin diğer temyiz itirazları ile ilgili inceleme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ikinci kararına karşı süresi içinde davacılar ... vd. ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; ... yönünden husumetten ret kararının hatalı olduğunu, 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi ile gelen değişikliğin iptal olduğunu ve iptal kararının ilgili olduğu bölüm yönünden Anayasa Mahkemesi kriterine uygun değer belirlendiğini belirterek sundukları ve resen bulunacak sebeplerle alehlerine olan kararın bozulmasını lehlerine olan kararın onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk malik ... tarafından taşınmazların tamamı üzerinde özel parselasyon planı hazırlandığını, direnme kararının ve gerekçesinin yerinde olmadığını, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma ilamındaki ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesildiğine dair değerlendirmenin hatalı olduğunu, hükmedilen bedellerin uygun olmadığını, uygun emsal incelenmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması ile bedelsiz olarak yola terk edilerek kamulaştırmasız el atılan bölümlerin bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazların yer aldığı mahaldeki tüm hak ve mükellefiyetler, imar uygulamasından sonra kurulan ... Belediyesine geçtiğinden ... yönünden pasif husumet ehlieyeti yokluğundan ret kararı verilmesi uygundur.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar ... vd. vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6475 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi ile; ''24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılarak Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.'' hükmü getirilmiş olup imar uygulamasında bedele dönüşen 410 parsel sayılı taşınmazın 15,40 m²lik bölümü ile, 325 parsel sayılı taşınmazın 289,60 m²lik kısımları yönünden bu hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar ... vd. vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı ... vd.'den peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.