"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/153 Esas, 2022/317 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki bedelsiz olarak kamuya terk edilen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile manevi tazminat istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ve fer'i müdahil vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.01.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ..., aleyhine temyiz olunan davalı idareler vekilleri Avukat ... , Avukat ... ve fer'i müdahil ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesi ile fer'i müdahil dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 721 ada 9 parsel ile 803 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan ve kooperatif tarafından bedelsiz olarak yola terk edilen 734,48 m²lik yolun revizyon uygulama imar planında konut alanı olarak planlandığını ve Belediye encümen kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 16 ncı maddesi uyarınca davalı ... adına yoldan ihdasen arsa vasfında 721 ada 11 parsel olarak tescil edildiğini ileri sürerek 11 parsel sayılı taşınmazın tapu iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davanın davacısı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ilçesi, ... Mahallesi, 721 ada 9 parsel ile 803 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan 11 parseldeki 734,48 m²lik alanın kadastral yol yapımı için bila bedelle kooperatif tarafından terk edildiğini, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunu, revizyon uygulama imar planında Belediye adına konut alanı olarak tescil edildiğinden belediye hakkında 75.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/157 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, eldeki dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Birleştirilen davanın davacısı kooperatif vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın encümen kararı ile 3194 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca komşu 5 parsel maliki davalı ...'e satıldığını ve adına tescil edildiğinden tapunun iptali ve adlarına tescile karar verilmesini ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/157 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davanın davalısı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olduğununu iddia ettiği gibi kadastral yolun hiçbir zaman davacı tarafından bedelsiz terk edilen yerlerden olmadığını, 3194 sayılı Kanun'un 11 inci maddesine göre Hazineye ve özel idareye ait arazilerin bedelsiz olarak devrinin mümkün olduğunu, bedelsiz devredilen taşınmazlar nitelikleri itibarıyla kamu idarelerine ait taşınmazlar olduğunu davacının bu kamu idarelerinden olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.04.2012 tarihli ve 2008/157 Esas, 2012/231 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.04.2012 tarihli ve 2008/157 Esas, 2012/231 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; tapu iptal ve tescil istekli davalar taşınmazın aynına yönelik olup, konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, bu nedenle de nispi harca tabi olduğu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) uyarınca, asıl olan ve harç tahsili gereken müddeabihin keşfen belirlenen değeri olup Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değeri saptanmış ise de bu değer üzerinden ara kararıyla harcın ikmal edilmesi yönündeki önceden verilen önelden gerekçe gösterilmeksizin sarfınazar edilerek yargılamaya devamla hüküm tesis edilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de yargılama devam ederken çekişmeli 721 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitim Vakfına bağış yoluyla temlik edildiği halde 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 186 ncı (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 125 nci maddesinde öngörülen usuli işlemler tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından öngörülen usulü işlemler gerçekleştirildikten sonra, varılacak sonuca göre işin esasıının değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.11.2013 tarihli ve 2013/194 Esas, 2013/644 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/368 Esas sayılı dosyasında dava konusuz kaldığından ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleştirilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/119 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 27.11.2013 tarihli ve 2013/194 Esas, 2013/644 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; asıl dava yönünden mahallinde yapılan keşif neticesi tespit edilen dava değerinin dava dilekçesinde bildirilen ve sonradan harcı ikmal edilen değerden daha fazla olduğu gözetilerek öncelikle 492 sayılı Kanun'un 30 ve 32 nci maddeleri uyarınca noksan harcın ikmal edilmesi, birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/368 Esas sayılı dosyasındaki dava yönünden ise öncelikle dava tarihi itibarıyla harca esas değerinin keşfen tespit edilmesi, gerektiğinde harç ikmalinin yaptırılması, ondan sonra işin esası hakında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ve fer'i müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ve fer'i müdahil vekili temyiz dilekçelerinde özetle; dosya içindeki tüm bilgi, belgelere göre dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 721 ada 9 parsel ile 803 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan ve kooperatif tarafından bedelsiz olarak terk edilen 734,48 m²lik yolun revizyon uygulama imar planında konut alanı olarak planlandığını ve Belediye encümen kararı ile 3194 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi uyarınca davalı ... adına yoldan ihdasen arsa vasfında 721 ada 11 parsel olarak tescil edildiğini, davalı ...'e satıldığını ve yeterli standartları taşımadığı halde üniversitenin yapılaşmasına göz yumulduğunun subuta erdiğini ve terkin amacına aykırı tasarrufların imar mevzuatına göre geçersiz olup bu yönüyle tapunun da malike iade olunması gerektiği yönünde yerleşik içtihatlar ve Anayasa Mahkemesi karaları uyarınca haklı ve yerinde olan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca bedelsiz terkedilen taşınmazın tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi.
5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1023, 2, 3 ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın öncesinde 184 ada 41 parsel olduğu, ... Belediye Meclisinin 23.03.1987 tarihli ve 16 sayılı kararı ile onanan 1/1000 ölçekli ıslah imar planına göre 2981/3290 sayılı Kanunlar kapsamında imar uygulaması ile 611,84 metrekarelik kısmının yola terki yapıldıktan sonra ifraz edilen 803 ada 1 parselin ... Belediye Meclisinin 12.12.1987 tarihli ve 59 sayılı kararı ile memur-işçi-sözleşmeli personel ve Meclis üyeleri Yapı Kooperetifine ünvan değişikliği ile davacı koopetratife tahsis edilerek satıldığı, 803 ada 1 parselin 27.03.1992 tarihli ve 572 yevmiye numarası ile 803 ada 2 ve 3 parsele ifraz edildiği, sonrasında 426 metrekarelik kısmı yola terk edilerek kalan kısmının tevhid edilerek 803 ada 4 parsel olduğu, 5 ve 6 parsel olarak da ikiye ifraz edildiği, 803 ada 6 parselin 12.11.1993 tarihinde dava dışı şahsa, 5 parselin ise üzerinde herhangi bir şerh olmaksızın birleştirilen davanın davalısı ...'e satıldığı, sonrasında 12 ve 13 parsel numaraları aldığı,17.05.2007 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli ... Koruma Amaçlı Revizyon İmar planında, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucu yola terk edilen 611,84 metrekarelik kısım ile 1992 yılında davacı Kooperatifce yola terk edilen 426 metrekarelik kısmın 122,64 metrekarelik kısmının konut alanı olarak planlandığı, konut alanında kalan toplam 734,48 metrekarelik kısmın ... Belediye Encümeninin 08.01.2008 tarihli kararı ile 721 ada 11 parsel olarak ... Belediyesi adına ihdasen tescil edildiği, 3194 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi gereğince de komşu parsel sahibi davacı Kooperatif ile davalı ...'e satış ile ilgili tebligat yapıldığı, davacı kooperatifin bedelsiz olarak kendilerine iadesini talep ettiklerinden satışı kabul etmediği, 07.10.2008 tarihinde Belediye Encümen kararı ile davalı komşu 721 ada 12 parselin maliki davalı ...'e satıldığı ve sonrasında 721 ada 12 parselle tevhid edilerek 721 ada 14 parsel numarasını aldığı, eldeki asıl ve birleştirilen davanın davacısı ve fer'i müdahil 721 ada 14 parselin 734,48 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile davacı Kooperetif adına tescilini talep ettikleri anlaşılmıştır.
3. Anayasa Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli ve 2014/11994 başvuru nolu kararı ile "....Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi nedeniyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır. Diğer bir deyişle konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü haline getirilmesi kamu menfaatlerinin gözetilmesindeki yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açmaktadır. Bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyeceğinden Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine" karar verildiği gözetilerek 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışındaki amaçlarla kullanıldığının tespiti halinde, davacının Anayasa'nın 35 inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabulü ile davacı koopreratifin bedelsiz yola terkin ettiği 426 metrekarenin 122,64 metrekaresinin 2007 tarihli imar planında konut alanına çevrilen 724 ada 14 parsel içinde kaldığının anlaşılmasına göre 112,64 metrekarelik kısım yönünden davacı Kooperatif tarafından tapu iptali ile adlarına tescil davası açabileceği gibi mümkün olmaması halinde uygulamayı yaparak taşınmazı ihdasen adına tescil ettirdikten sonra 3. şahsa satan ... Belediyesi aleyhine kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası açma hakkı olduğunun kabulü gerekir.
4. Ne var ki 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesinde “Tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” hükmü yer almış, aynı ilkeye tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024 üncü maddesinde de “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” biçiminde vurgulanmıştır. Kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Kanunun iyiniyete bir hukuki sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. (4721 sayılı Kanun 3 üncü) İyiniyetin varlığı asıl olduğuna davalı ...'nin iktisabında kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü davacıya düşer. (4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi) Diğer yandan iyiniyet resen nazara alınır ve araştırılır.
5. Buna göre; dosya içindeki bilgi ve belgelerden Belediye adına tescil edilen 721 ada 11 parseli satın alan ... ve sonraki bayilerin kötüniyeti ispatlanamadığı, aksine tapuda yola terke ilişkin şerh olmaksızın taşınmazı satın aldıklarından iyiniyetli kazanımınlarının korunması gerektiğinden davacı Kooperatifin açtığı tapu iptali ve tescili talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
6. Öte yandan bedelsiz kamuya terkin edilen yapılan imar uygulaması ile imar planındaki konumunun konut alanına çevrilerek özel mülkiyete dönüştüğünden bahisle davalı ... aleyhine kamulaştırmasız el atıldığı iddiası ile açılan ve birleştirilmesine karar verilen dava yönünden; davanın bedelsiz yola terkin eden tapu kayıt maliki tüzel kişiliği bulunan kooperatif tarafından açılması gerekir.Dolayısıyla birleştirilen davanın davacısı ... Kooperartif üyesi olduğundan aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, manevi tazminat talebinin de koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekirken sonucu itibarıyla davanın reddine karar verildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
7. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ve fer'i müdahil vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davalı idare kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere ödenmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.