Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6539 E. 2024/468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, belirlenen bedelin ve tescil kararının hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalılar taşınmazda paydaş oldukları halde taşınmazın tamamının davacı idare adına tesciline karar verilmesi nedeniyle kamu düzenine aykırı olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/693 Esas, 2023/500 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/209 Esas, 2021/367 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Konak ilçesi, ... Mahallesi 3323 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar tarafından verilmiş cevap dilekçesine dosya içerisinde rastlanmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, yapıların mülkiyet hakkının davacı idareye ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulunca emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, daha önce bölgeden belirlenmiş olan m² birim bedellerinden fazlaya hükmedildiğini, taşınmazın arkeolojik sit alanında kalması nedeniyle sit indirimi yapılması gerektiğini, yıpranma paylarının düşük belirlendiğini, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarece teklif edilen bedelden daha düşük bedel belirlendiğini, itirazları doğrultusunda ek rapor alınması gerektiğini, düşük bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza, emsal olarak 41605 ada 7 parsel sayılı taşınmazın emsal alınmasında bir olumsuzluk görülmediğini, aynı kamulaştırma kapsamında, bu emsalin Dairemize istinaf incelemesi için gelen başka dosyalarda da uygulanmış olması nedeniyle değerlendirmede birlik sağlayacağından aynı emsal ile sonuca gidilmesi uygun bulunduğunu, 10.12.2020 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun, 2942 sayılı Kanun'un değer belirlemeye esas düzenlemelerine teknik olarak uygun olduğunu, dosya kapsamında dava konusu taşınmaz ve emsale ilişkin kayıtların toplandığı, bilirkişi raporunun, dava konusu taşınmazın niteliğine uygun olarak düzenlendiğinin görüldüğünü, alınan emsalin uygun olduğu, dosyada mevcut verilere göre, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla kadastral parsel, emsal alınan taşınmazın da satış tarihi itibarıyla imar parseli olduğu, dolayısıyla, bilirkişi raporunda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının doğru olduğunu, kamulaştırma bedelinin hakkaniyete uygun olarak belirlendiğini, dava konusu edilen parsel üzerinde bulunan yapıya, değerlendirme tarihi olan 2019 yılına ait Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayınlanan Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri hakkındaki tebliğe göre yapının sınıfına uygun birim fiyatları ve yaşı belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değerlendirme yapıldığını, kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesine karar verilmesi ve dört ay içerisinde sonuçlandırılmayan davada karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi doğru olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerinde olduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.

4.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Davalılar dava konusu taşınmazda paydaş oldukları halde taşınmazın tamamının davacı idare adına tesciline karar verildiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yeralan “taşınmazın” kelimesinden sonra gelmek üzere “ davalılar payları oranında” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.