Logo

5. Hukuk Dairesi2023/65 E. 2023/9250 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazların bedellerinin tespiti ve davacı maliklere ödenmesi hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığı, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve ilk derece mahkemesince hükmedilen bedelin davalı idareden tahsili ile davacı maliklere ödenmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararındaki maddi hatalar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/107 Esas, 2021/1302 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/424 Esas, 2020/552 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’e ödenmesine karar verilen tazminat bedelinin, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçenlere ödenmesine karar verilen tazminat bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... dışında kalan davacılara ödenmesine karar verilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4520 ada 105 parsel, ... Mahallesi 4520 ada 122 parsel sayılı taşınmazlara davalı ... tarafından kamulaştırma yapılmadan yol yapmak ve ... Mahallesi 12566 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ise otopark alanı yapmak suretiyle kamulaştırmasız fiilen el atıldığını belirterek taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların birbirinden farklı olduğunu, her bir taşınmaz yönünden ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, dava konusu taşınmazlarla ilgili müvekkili idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazlardan İlkokul alanının Milli Eğitim Bakanlığı, trafo alanının TEDAŞ ve cami alanı için ise Diyanet İşleri Başkanlığının muhatap alınması gerektiğini, dava konusu 12566 ada 1 ve 2 nolu parsellerin otopark olarak kullanıldığının iddia edildiğini; ancak ilçe belediyelerinin otopark alanları hakkında kamulaştırma yetkisine sahip olmadıklarını, ayrıca davacılardan muris ... ..., ..., ..., ...'ın dava konusu taşınmaz da hak sahipliğinin olmadığını, hak düşürücü süre yönünden de itirazlarının olduğunu, tapu kayıtlarına göre davacıların her birinin taşınmazları edinme tarihlerinin araştırılması gerektiğini, davacıların dava konusu taşınmazları imar planında düzenlenme yapıldıktan sonra satın almış olmaları halinde taşınmazın imar planında kısıtlandığını bilerek bu taşınmazları edindiklerinin gözetilmesi gerektiğini, taşınmazın bedelinin el atma tarihindeki koşullara göre yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... bakımından aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalıdan alınarak 06.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu 9 nolu tabloda belirlenen değerler üzerinden davacılara ayrı ayrı verilmesine ve ... Mahallesi 4520 ada 105 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisi 30.10.2019 tarihli raporda alanı sarı renk ve A1 harfi ile gösterilen 596,00 m², A2 harfi ile gösterilen 3417,00 m² ve A3 harfi ile gösterilen 1085,00 m² (toplamda 5098,00 m²) taşınmaza denk gelen davacıların hisselerinin iptal edilerek iptal edilen hisselerin davalı idare adına tescili ile yol olarak terkinine, ... Mahallesi 4520 ada 122 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisinin 30.10.2019 tarihli raporunda yeşil renk ve B harfi ile göstermiş olduğu 11285,00 m² taşınmaza denk gelen davacıların hisselerinin iptal edilerek iptal edilen hisselerin ... Belediyesi adına tescili ile yol olarak terkinine ve ... Mahallesi 12566 ada 1 parsel ve 2 parsel sayılı taşınmazdaki davacıların hisselerinin iptal edilerek iptal edilen hisselerin otopark olarak ... Belediyesi adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir kısım davacılar yönünden miktar itibarıyla kesin olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların birbirinden farklı olup iş bu davanın her bir taşınmaz yönünden ayrı ayrı açılması gerekirken farklı dava konularının tek davada ileri sürülmesinde hiçbir hukuki yararın bulunmadığını, 4520 ada 105 ve 122 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydındaki Kadastro Mahkemesi şerhine yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, tapu kaydına şerh edilen dosyalar getirtilip davacıların taraf ehliyetini ve hisse oranlarını etkileme ihtimali gözetilerek bekletici mesele yapılması gerekirken bu itirazlar değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazlara fiili el atma iddialarının somutlaştırılarak tam olarak hangi tarihte el atıldığının açıkça tespit edilmesi gerektiğini, sorumluluğun Antalya Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, Antalya Büyükşehir Belediyesinden taşınmazların kamulaştırma işlemlerinin yapılıp yapılmadığı, kamulaştırma bedellerinin ödenip ödenmediği hususlarının araştırılması gerektiğini, taşınmazlar üzerinde müvekkili idare lehine herhangi bir tescil olmadığı gibi şerh de konulmadığını, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını, dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazın puanlamasının hatalı yapıldığını, emlak vergi değerleri hatalı alınarak yüksek bedel belirlendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, davacılardan hak sahipliği ispatlanamayanlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların ... Belediyesi sınırları içerisinde olduğu, 4520 ada 105 parsel sayılı taşınmazın imar planında "İlkokul Alanı, Oyun Alanı, Camii, Trafo Yeri ve İmar Yolu" olarak ayrıldığı, 4520 ada 122 parselin imar planında "Eğitim Tesis Alanı, Belediye Spor Tesisleri Alanı ve İmar Yolu" olarak ayrıldığı, 12566 ada 1 parselin öncesinde imar planında "Pazar Yeri" olarak ayrıldığı, daha sonra plan değişikliğiyle "Çocuk Bahçesi" olarak ayrıldığı, imar planının iptali neticesinde plansız alan olduğu, 12566 ada 2 parselin ise öncesinde imar planında "Pazar Yeri" olarak ayrıldığı, daha sonra plan değişikliğiyle "Trafo Alanı" olarak ayrıldığı, imar planının iptali neticesinde plansız alan olduğu, dava konusu taşınmazlara 1985-1988 yıllarında el atılarak fiilen yol yapıldığı, hükme esas 06.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taşınmazların vasfının arsa olarak kabul edilip emsal incelenmesi suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, emsal taşınmazın emsal alınma özelliğine sahip olduğu ve belgelerinin dosya arasına alındığı, hükme esas raporda 4520 ada 105 parsel ve 4520 ada 122 parsellerin imar görmemiş kadastro parseli olması nedeniyle emsalin ise imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı düşülerek hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, kamulaştırmasız el atma tazminatı hesabına ilişkin 06.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunun denetime açık ve hüküm kurmak için yeterli gerekçeyi içerdiği anlaşıldığından, hükme dayanak bilirkişi raporunda tespit edilen bedelin ... Belediyesinden tahsiline ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Hükme esas alınan 30.10.2019 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide sarı renk ve A1 harfi ile gösterilen 596,00 m², A2 harfi ile gösterilen 3.417,00 m² ve A3 harfi ile gösterilen 1.085,00 m² olmak üzere toplam 5098,00 m²lik alan dava konusu ... Mahallesi, 4520 ada 122 parsel sayılı taşınmazda bulunduğu halde maddi hata sonucu fen bilirkişi raporu ve bu rapora istinaden verilen kararda 4520 ada 105 parsel olarak gösterildiği gibi, yeşil renk ve B harfi ile gösterilen 11.285,00 m²lik alan dava konusu ... Mahallesi, 4520 ada 105 parsel sayılı taşınmazda bulunduğu halde maddi hata sonucu fen bilirkişi raporu ve bu rapora istinaden verilen kararda 4520 ada 122 parsel olarak gösterilmek suretiyle infazda tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

5. Davacılardan ... ..., ..., ... ve ...'ın tapu maliki ... kızı ... ve tapu maliki ...’in mirasçıları oldukları 04.03.2020 tarihli ek raporda belirtilmiş olmakla, tapu maliki ... ve ... adlarının gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmazların el atılan kısımlarının tapu kayıtlarının davacılar ve murislerinin tapu kaydı ve veraset ilamındaki payları oranında iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacıların paylarının iptaline karar verilmesi yerinde değildir.

6. Dava konusu ... Mahallesi 12566 ada 1 parsel ve 12566 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara fiilen pazar yeri olarak el atıldığı halde, hükümde otopark olarak davalı idare adına tesciline karar verilmesi hatalıdır.

7. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında yer alan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’e İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... Dışında Kalan Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;

1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının;

a.) (1) numaralı bendinin ilk paragrafı ile (b) harfi ile gösterilen alt bendindeki “... Mahallesi, 4520 ada 105 parsel” ibaresinin çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “... Mahallesi 4520 ada 122 parsel” ibaresinin yazılması,

b.) (2) numaralı bendinin ilk paragrafı ile (b) harfi ile gösterilen alt bendindeki “... Mahallesi, 4520 ada 122 parsel” ibaresinin çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “... Mahallesi 4520 ada 105 parsel” ibaresinin yazılması,

c.)(1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinin (b) harfi ile gösterilen alt bentlerinde yer alan “davacıların hisselerinin” ibarelerinin hükümden ayrı ayrı çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “davacıların ve murislerinin hisselerinin tapu kaydı ve veraset ilamındaki payları oranında” ibarelerinin yazılması,

d.)(3) numaralı bendinin (b) harfi ile gösterilen alt bendi ile (4) numaralı bendinin (b) harfi ile gösterilen alt bendindeki “otopark olarak” ibarelerinin çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “pazar yeri olarak” ibarelerinin yazılması,

e.)Ayrı bir bendi olarak “Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında yer alan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.