Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6625 E. 2024/607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazların kamulaştırma işleminin geçerliliği ve idare adına tescili talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mülga 6541 sayılı Baraj İnşaatı Dolayısıyla Sular Altında Kalacak Kasaba, Köy ve Arazi Hakkındaki Kanun uyarınca kamulaştırma işleminin kesinleştiği ve bedel artırım davasının Yargıtay tarafından onandığı gözetilerek, taşınmazların davacı idare adına tesciline dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1280 Esas, 2023/957 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/190 Esas, 2021/303 Karar

Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazların davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Nallıhan ilçesi, ... Mahallesi 616, 621, 759 ve 1217 parsel sayılı taşınmazların 22.03.1956 tarihinde Etibank tarafından Sarıyar Hidroelektrik Santrali ve Barajı sahasında kalmasından dolayı kamulaştırılmaya tabi tutulduğu, Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1956/687 Esas sayılı dosya kapsamında belirlenen bedelin taşınmaz malikine ödendiğini, dava konusu taşınmazların 28.04.1965 tarihinde kamu hizmetine fiilen tahsis edildiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 16 ncı madde uyarınca sicilden terkini ile davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiili el atma tarihi 09.10.1956 olması nedeniyle davalıların bu tarihten sonra gayrimenkulü kullanamadığından kamulaştırma işlemlerinden bilgisi olmadığını, kamulaştırma işlemlerinin davacı kurum tarafından tamamlanmaması nedeniyle davanın kamulaştırmasız el atma niteliğinde olduğunun kabulü ile dava konusu gayrimenkulün rayiç bedelinin karar tarihine en yakın değerinin tespiti ile davalılara payları oranında ödenmesini, davacı kurum tarafından gayrimenkul bedelinin ödenmemesi halinde davanın reddini, davaya sebebiyet verenin davacı kurum olması sebebi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların ... adına olan tapu kaydının iptali ve davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işleminin geçerli olmadığını, fiili el atma tarihinin 1956 tarihinden sonra olduğunu, davalılara ödeme yapılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı dava konusu taşınmazların davalı murisi ... adına 10.03.1952 tarihinde kadastro tespiti ile tescil edildiği ve davacı adına ise taksim suretiyle 16.12.1993 tarihinde tescil edildiği, muris ... tarafından açılan bedel artırım davası sonucunda Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.07.1956 tarihli ve 1956/687 Esas, 1956/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığı bu durumda adı geçenler yönünden kamulaştırma işlemi kesinleştiği anlaşıldığından sonucu itibarıyla mahkemece davanın kabulü ile davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazların davacı idare adına tapuya tescil edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Mülga 6541 sayılı Baraj İnşaatı Dolayısıyla Sular Altında Kalacak Kasaba, Köy ve Arazi Hakkındaki Kanun ile 596 Sayılı Baraj İnşaatı Dolayısıyla Sular Altında Kalacak Kasaba, Köy ve Arazi Hakkındaki Kanunun Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun’un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazların davalının murisi ... adına 10.03.1952 tarihinde kadastro tespiti ile tescil, davacı adına ise taksim suretiyle 16.12.1993 tarihinde tescil edildiği, davacı muris ... tarafından açılan bedel artırım davası sonucunda Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.07.1956 tarihli ve 1956/687 Esas, 1956/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığı bu durumda davalının murisi yönünden Mülga 6541 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırma işlemi kesinleştiğinden davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tapuya tescil edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.