"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/513 Esas, 2018/558 Karar
DAVA TARİHİ : 18.03.2014
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 3304 ada 9 parsel sayılı 1942 m² yüzölçümlü taşınmazını 15.02.1996 tarihinde ... ...'e sattığını, taşınmaz bu sahıs üzerine kayıtlı iken Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/96 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ve yerin Hazine adına tesciline karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 27.03.2003 tarihinde kesinleştiğini, davacının taşınmazını sattığı tarihte taşınmazın kaydında hiç bir takyidat ve şerh olmadığını, taşınmazı satın alan ... ... tapusunun iptal edilip Hazine adına tescil edilmesi üzerine davacı aleyhine taşınmazın ayıplı olduğu, gerekçesi ile açtığı davada Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/70 Esas, 2009/126 Karar sayılı 24/03/2009 tarihli kararı ile 23.664,00.TL'nin 27.03.2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile ... ...'e ödenmesine karar verildiğini, verilen kararın icrası üzerine toplam 64.500,00. TL tazminat ödediğini ve ... ...'in bu taşınmaz ile ilgili haklarına halef olduğunu, halef olarak da 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazının iadesini ve emsalini veya bedelini 2 yıllık süre içinde davalıdan talep ettiğini, taleplerin davalı idarece haksız suretle reddedildiğini, bu nedenlerden dolayı, Bursa ili, Çekirge Mahalleri Sarnıç mevkii 4173 ada 10 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına kayıtlı bulunan 1659,20 m² yüzölçümlü taşınmazın tapusunun davalı üzerinden iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun düzenlemesine göre iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında olmadığının belirlenmesi durumunda tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1. Derece doğal sit alanında kalması ve eylemli orman olması nedeniyle 6292 sayılı Kanun'un 7 nci madddesinin dördüncü fıkrası gereğince iade kapsamında değerlendirilmeyecek taşınmazlar arasında olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.03.2016 tarihli ve 2014/149 Esas, 2016/137 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, 109.542,60 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; davacı vekili dava dilekçesinde harca esas dava değerini 30.000,00.TL olarak göstermiş; ancak bu değer üzerinden nispi harç yatırması gerekirken 20,20. TL maktu harç yatırmış, 15.02.2016 tarihli dilekçesiyle tazminat isteğini 109.542,60 TL artırmış ise de davalı Hazinenin harçtan muaf olması nedeni ile artırılan kısma ilişkin harç yatırmamış, dava ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulduğu, öncelikle yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava ve ıslah edilen dava değeri üzerinden dava ve ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harcı tamamlanan değer üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek karar verilmesi hatalı olduğundan sair hususlar incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin 04.12.2018 tarihli ve 2018/513 Esas, 2018/558 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, 109.542,60 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alan kapsamında kaldığını, kesinleşmiş bir yargı kararı olduğundan tapusunun davacıya iadesinin mümkün olmadığını, tazminat hakkının doğmadığını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, davanın haksız ve yersiz olduğundan reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 ... maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4.4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
6. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi (eski 125 ... maddesi)
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamından; Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi 3304 ada 1 parsel sayılı 1.942,00 m² yüzölçümünde bağ vasıflı taşınmaz ... ... ... adına 19.07.1983 tarihinde tesis kadastrosu sonucu tapuya tescil edildiği, 1991 yılında ...'ın satın aldığı taşınmaz ... ... adına 996 yılında satış yolu ile tescil edildiği, taşınmazın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılan yere tekabül eden kısmının ifraz edilerek 3304 ada 9 parsel 01.05.2000 tarihinde ... ... adına tescil edildiği, 3304 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine " Taşınmazın tamamı 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada kalmaktadır" şerhi düşüldüğü, Hazine tarafından açılan dava sonucunda Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/96 Esas, 2002/900 Karar sayılı kararı ile taşınmazın ... ... adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil edildiği, taşınmazı davacının satışı ile edinen ve aleyhine tapu iptal davası açılan ... ..., taşınmazın mülkiyetinin elinden çıkmış olması nedeni ile davacı ...'a karşı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak tazminat davası açtığı, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/70 Esas, 2009/126 Karar sayılı dosyasında tazminata hükmedilmiş olduğu, hükmedilen tazminatın ... ...' e ödendiğinden eldeki davanın açmış olduğu anlaşılmıştır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.