Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8025 E. 2024/1793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan terkini davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ve fazla yatırılan bedelin iadesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında fazla depo edilen kamulaştırma bedelinin miktarı hatalı gösterilerek davacı idarenin iade alacağının hesaplanmasında tereddüt oluşturacak bir yanlışlık bulunduğundan, bu yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1433 Esas, 2022/1661 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulp Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/322 Esas, 2019/146 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Kulp ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 237 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığını, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değerleri üzerinden hesaplanmasını talep ettiğini, ayrıca ekonomik anlamda çiftçinin tamamen toprağa bağlı oluşu, tarım arazilerinin azlığı ve nitelikleri dikkate alındığında yöreye uygun kapitalizasyon değerinin tespiti ile hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara hisseleri oranında ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metre kareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kısmen meyve bahçesi kısmen sulu tarım arazisi vasfında olduğunu, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün verilerinin esas alınması gerektiğini, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelleri arasındaki çelişki giderilerek hesaplama yapılması gerektiğini, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün vermiş olduğu iki yıllık münavebenin aksine mısır eklenmek suretiyle üç yıllık münavebe sisteminin uygulanmış olmasının hatalı olduğunu, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağını, öncelikle İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin verilerinin esas alınması gerektiğini; ancak il ve ilçe verileri arasında farkların olması durumunda ise il ve ilçenin ortalamanın alınması suretiyle hesaplamanın yapılması gerektiğini, dane mısır eklenmek suretiyle 3 yıllık münavebe sisteminin uygulanması durumunda bile hesaplamada dane mısırın samanının da münavebeye dahil edilmesi gerektiğini, ilgili veri cetvelinde sulu bağa ilişkin veri olmadan susuz bağ verimi baz alınarak hesaplamanın yapılmasının hatalı olduğunu, Yargıtay kararlarının aksine ilçe verilerinin dikkate alınmaksızın salt il müdürlüğünün hatalı girmiş olduğu verilerle hesaplamanın yapılmasının doğru olmadığını, taşınmazın bulunduğu ilçe ve köydeki tarım arazisinin azlığı, köy merkezinde oluşu gibi sebeplerle objektif değer artışının uygulanmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilmek suretiyle net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin yerinde olduğunu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak ve üzerinde bulunan ağaçlara ise maktuen değer biçilmesi yerindedir.

3. Değerlendirme tarihli Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün veri cetveli esas alınarak hesaplama yapılması uygun görülmüştür.

4. Dava konusu taşınmaza ilişkin keşif tutanağındaki mahkeme gözlemi ile beyanlar ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar uyarınca taşınmazın sulu arazi vasfında olduğunun kabulü isabetlidir.

5. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışının uygulanmaması uygun görülmüştür.

6. Dava konusu taşınmaz üzerinde omca ve yapı bulunmadığı tespit edilmiştir.

7. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

8. Davacı idare tarafından fazla depo edilen bedelin miktarının hatalı gösterilerek infazda tereddüt oluşturması ve fazla depo edilen bedelin varsa işlemiş faizi ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3 üncü bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Davacı kurum tarafından depo edilen 154.332,97 TL bedelden, kamulaştırma bedeli olan 121.838,39 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 32.494,58 TL bedelin, davalılar tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalılardan hissesi oranında alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine, ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.