"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/736 Esas, 2023/1934 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/448 Esas, 2022/120 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonucu İlk Derece Mahkemesince asıl davada 124626 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine, 124606 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı birleştirilen davada davacı vekili yönünden esastan reddine, davacı birleştirilen davada davalı vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davada 124626 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, 124626 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden konusuz kaldığından karar karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı birleştirilen davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 124626 ada 15 ve 124606 ada 7 (ifrazen 124606 ada 18) parsel sayılı taşınmazlara yol olarak fiilen el atıldığından taşınmazların tazminat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 1 124606 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davacı birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin ödenmesi gerektiğini, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, kapitalizasyon faiz oranın %3 olması gerektiğini, masrafın brüt gelirin 1/3 'ünü geçemeyeceğini, kamulaştırmadan arta kalan parselde değer düşüklüğü oluştuğunu, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 124626 ada 15 parsel sayılı taşınmazda davacının malik olmadığından taraf ehliyetinin bulunmadığını, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, taşınmaza el atılıp atılmadığının idareden sorulması gerektiğini, talebin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada 124626 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine, 124606 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-birleştirilen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, gerçek bedelin altında bedel belirlendiğini, münavebeye alınan ürünlerin masrafının hatalı belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının düşük yanlış belirlendiğini, objektif değer artışı oranın düşük olduğunu, fiyat, verim ve maliyetlerin gerçeği yansıtmadığını, kamulaştırmadan arta kalan alanda daha yüksek oranda değer düşüklüğü oluştuğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artışı oranı ile kapitalizasyon faiz oranını kabul etmediklerini, değer azalışı uygulanmasının yanlış olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; dava konusu edilen Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesinde bulunan 124626 ada 15 parsel sayılı taşınmazda malik olarak davacının adı bulunmadığından bu taşınmaz yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, dava konusu Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesinde bulunan 124606 ada 28 parsel sayılı taşınmaza fiilen yol olarak el atıldığı, davalı idarenin cevabi yazısına göre dava konusu taşınmaza fiilen 2019 Kasım ayında girildiğinin bildirildiği ve fen bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmaza kısmen yol olarak el atıldığının gösterildiği anlaşıldığından davacı davasında haklı ise de asıl olan bedel tespit tescil davası olup yargılama sırasında açılıp bu dava ile birleştirilmek suretiyle kabulüne karar verildiğinden asıl dava yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, birleştirilen bedel tespit tescil davası yönünden ise arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik görülmediğini; ancak esas alınan ek raporda 2020 yılı için hesaplanan değerin değerlendirme tarihi olan 2021 yılına güncellenmek suretiyle bedel tespiti doğru görülmediğinden, birleştirilen bedel tespit tescil davasında; 2021 yılı buğday bostan ürünleri net gelirine göre yeniden hesaplama yapılarak; Daire denetimi ve Yargıtay denetiminden aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında 2. ve 3. sınıf kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlara değer biçilmesinde esas alınan ve uygun görülen verim miktarları ile dava konusu taşınmazın 2. Sınıf arazi niteliğinde olduğu da nazara alındığında, münavebeye esas alınan ürünlerin dekara verim miktarlarının buğday yönünden 400 kg, saman yönünden 350 kg, bostan yönünden 2000 kg olarak değerlendirilmesi uygun olup Daire denetimine aynı bölgeden gelen 2021 değerlendirme tarihli dosyalarda uygulanan şekilde buğday satış fiyatının 2,25 TL samanın 1,10 TL, bostanın 1,80 TL buğday giderinin 367,63 TL, bostan giderinin ise 858,72 TL alınıp, Dairece Coğrafi Bilgi Sistemleri Parsel Sorgulama Uygulamasından yapılan gözlemde dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri değerlendirildiğinde %100 oranında objektif değer artışı uygulanması suretiyle değer biçilerek kamulaştırma bedelinin hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiğini, ek rapor da diğer yönlerden doğru ise de dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri, taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümü, yüz ölçümü ve geometrik durumu ile ulaşım imkanlarının kısıtlandığı gözetildiğinde bu bölümde %5 oranında değer kaybı olacağı gözetilmek suretiyle bilirkişi kurulu raporundaki diğer hususlar muhafaza edilerek Dairece resen hesaplama yapılmak suretiyle, davacı birleştirilen dosyaya davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kamulaştırma bedelinin 393.219,25 TL olduğunun tespitine karar verilerek birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz dilekçesinde münavebe deseninin doğru belirlenmediğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki asıl davada kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili, birleştirilen davada kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... (...) Mahallesi 124606 ada 18 parsel sayılı taşınmaza, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak bulunan m² birim bedeline, % 100 oranında objektif değer artışı oranı ilave edilmek suretiyle değer biçilmesi doğru olduğu gibi kamulaştırmadan arta kalan alanda % 5 oranında değer düşüklüğü oluştuğunun kabulü ile toplam kamulaştırma bedelinin tespit edilerek birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.