Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9003 E. 2024/2088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın tazmini davasında, davacılardan birinin payındaki haciz şerhinin hükmedilen tazminat bedelinden indirilmemesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılardan birinin payındaki haciz şerhinin, tapu iptalinden kaynaklanan zararın tazmininde dikkate alınması gerektiği, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/305 Esas, 2023/240 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu Yalova ili, ... ilçesi, ... (...) Mahallesi ... parsel (yenilemeyle ... ada ... parsel) sayılı taşınmazın bir kısmının tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ormanların özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını, tüm işlemlerin kanunlar ve kesinleşen mahkeme kararları çerçevesinde yapılması nedeniyle Hazinenin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.07.2014 tarihli ve 2012/58 Esas, 2014/333 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 15.07.2014 tarihli ve 2012/58 Esas, 2014/333 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.10.2016 tarihli ve 2015/2599 Esas, 2016/9530 Karar sayılı kararı ile tapusu iptal edilen taşınmazın arazi ya da arsa olup olmadığı belirlenmeli, arsa ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınmalı, gerekli görülürse resen emsal getirtme yoluna gidilmeli ve bu emsallere göre; arazi ise net gelir yöntemine göre ve her halükarda tapu iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla değer tespitinin yapılması gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.12.2017 tarihli ve 2017/68 Esas, 2017/470 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.12.2017 tarihli ve 2017/68 Esas, 2017/470 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosyada bulunan delil ve belgeler ile aynı hukuki nedene dayanılarak açılan ve Dairemiz denetiminden geçen yakın parsellere ilişkin Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/125 Esas, 2017/549 Karar sayılı dosyasında yapılan vasıflandırma gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu ve emsal karşılaştırması yapılarak değerinin belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaza arazi niteliği ile değer biçildiğinden raporun inandırıcı görülmediği, dava konusu taşınmazın 13.726,03 m²lik kısmının tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle arta kalan 73,97 m²lik bölümünün yapılaşmaya uygun olmayacağından tamamen kullanılmaz hale geldiği kabul edilerek bedeline hükmedilmesi doğru ise de bu kısmın tapusunun iptali ile davalı Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmediği, dava konusu taşınmazın tapu kaydında Karayolları Genel Müdürlüğü lehine 12.03.2001 tarihli kamulaştırma şerhi ile Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/51 Esas sayılı dosyası ile konulan kamulaştırma şerhi ve ihtiyati tedbir şerhlerinin akıbeti araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan ...’e ait payda yer alan haciz şerhinin bu davacı yönünden hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, taşınmazın tam değerinin değil, makul bir tazminata hükmedilmesinin daha doğru olacağını, taşınmazın orman ağaçları ile kaplı olduğunu, arsa vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, emsal alınan taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu, bu nedenle emsal olarak değerlendirilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olmasının mümkün olmadığını, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın emlak vergi değerleri ile imar durumlarının araştırılmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 438 inci maddesi.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan ... ...’e ait payda yer alan haciz şerhinin bu davacı yönünden hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı Hazine vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin dördüncü fıkrasında yer alan "maliki" kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "malikleri ... ... ile" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.