Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9594 E. 2024/2964 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, idarenin kamulaştırmasız el atması nedeniyle taşınmazlarının bedelini talep etmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: İmar uygulamasının iptali ve yeniden yapılacak imar uygulaması sonucu oluşacak parseller üzerinde el atmanın değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/452 Esas, 2023/59 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinden özetle; dava konusu Diyarbakır ili, Merkez ilcesi, ... köyü 237 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, davalı idare tarafından 2005 yılında yapılan yol genişletme çalışmalarından dolayı müvekkiline ait taşınmazın bir kısmının işgal edildiğini, müvekkili tarafından da kullanılamadığını, bahse konu taşınmazın imar planında olup, büyükşehir sınırları içerisinde olduğunu, davalı idarenin kamulaştırmasız el atmasından dolayı davacının taşınmazını tasarruf edemediğini bedelinin de ödenmediğini ve herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığından 150.000,00 TL' nin fiili el atma tarihinden itibaren işletilecek amme alacaklarına uygulanan faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırma ve yol inşaat alanı dışında olduğunu, onun için taşınmaza el atıldığı iddiasının yersiz olduğunu, taşınmaz yolun kamulaştırma planı dışında olduğunu, taşınmaza el atmanın bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.05.2011 tarihli ve 2005/667 Esas, 2011/663 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 26.05.2011 tarihli ve 2005/667 Esas, 2011/663 Karar sayılı kararı karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen 4. ve 5. sıradaki taşınmazların satışı dava tarihinden sonra olduğundan, 8, 9, 10 ve 11. sıradaki taşınmazların ise dava konusu taşınmaz ile ayrı bölgelerde ve nitelik olarak farklı özellikte bulunduklarından ve taşınmaz ile emsallerin vergi değerleri arasında 250 kat fark olduğundan, bu taşınmazların emsal olarak alınması mümkün olmadığı, taraflara emsal göstermeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve dava konusu taşınmaz değerinin emsal karşılaştırması suretiyle tespiti için yeniden keşif yapılması ve alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olduğundan, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25.03.2014 tarihli ve 2012/101 Esas, 2014/578 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Karar

1. Mahkemenin 25.03.2014 tarihli ve 2012/101 Esas, 2014/578 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma kararından sonra, dava konusu 32.464,00 m² yüzölçümündeki 237 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan imar uygulaması sonunda 19.067,52 m² yüzölçümündeki 4706 ada 2 parsel ile 684,80 m² yüzölçümünde olan 286 parselin oluştuğu ve fen bilirkişisinin 17.05.2013 tarihli raporuna göre de yeni oluşan 4706 ada 2 parsele el atılmadığını belirtdiği ancak 286 parsele ilişkin tespit yapılmadığı, 286 parsele el atılıp atılmadığı belirlenip, el atılmışsa yer bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, eski parsel üzerinden karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.01.2018 tarihli ve 2015/14 Esas, 2018/53 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.01.2018 tarihli ve 2015/14 Esas, 2018/53 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizce verilen karar karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinin 2013/601 Esas, 2013/2215 Karar sayılı 15.01.2019 tarihinde kesinleşen kararı ile aralarında dava konusu Diyarbakır ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 237 parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu bölgeyi kapsayan alanla ilgili imar uygulamasının iptal edildiği, 1/1000 ölçekli revizyon imar planı işlemlerinin devam ettiği, uygulama imar planı kesinleştiği tarihten itibaren dava konusu taşınmazı da kapsayan alana ilişkin 18. madde uygulaması yapılacağı Bağlar Belediye Başkanlığının 18.02.2020 tarihli ve 1460 sayılı yazısı ile bildirildiğinden, imar uygulaması sonucu oluşacak parsellere göre el atılıp atılmadığı belirlenip, el atılmışsa yer bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, davanın reddine karar verilmesi, hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz isteminde özetle; 15.05.2005 tarihinde yapılan yol genişletme çalışması sırasında davacıya ait taşınmazın bir kısmına kamulaştırma yapılmadan el atıldığını, durumun Kadastro Müdürlüğünce tespit edildiği, taşınmazın konum itibarıyla şehir merkezinde, imar planı kapsamında olduğunu, taşınmazın mevcut yüzölçümünde bir değişiklik bulunmadığını, el atma olgusunun halen devam ettiğini, imar uygulamasının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı ve gerekçesiz olarak verilen kararın bozulması gerekir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.