Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9637 E. 2024/3325 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar murisinin taşınmazlarının sahte nüfus cüzdanı ile üçüncü kişiler adına tescil edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca davalı Hazineden tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının sahte nüfus cüzdanı kullanılarak yolsuz tescil edilmesi nedeniyle davacıların murisinin zararının oluşumunda illiyet bağını kesen ağır kusurunun bulunmadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca zararın Hazine tarafından karşılanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/700 Esas, 2023/914 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/123 Esas, 2022/377 Karar

Taraflar arasındaki tapuda sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ile ihbar olunan ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, İhbar olunan ... vekilinin temyiz hakkı bulunmadığından, temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra davalı ... yönünden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, ... Mahallesi 3288 ada 41 parsel sayılı 341,91 m² yüzölçümü arsanın 59/342 hissesi, aynı mahalle 3288 ada 62 parsel sayılı 4079,55 m² yüzölçümlü arsanın 53/4008 hissesinin aynı mahalle 3288 ada, 64 parsel nolu 15.541,18 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 296/15541 hissesi, müvekkillerin murisi olan ... adına kadastroca yıllar önce tespit ve tescil edildiğini, ... adlı şahsın sahte nüfus cüzdanı düzenlemek suretiyle müvekkillerinin murisi ...'nun vekili gibi hareket ettiğini, yukarıda parsel numaraları ve hisseleri belirtilen taşınmazları muhtelif tarihlerde değişik kişilere satmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, ...'nu ve dolayısıyla varis olan müvekkillerini ciddi boyutlarda mağdur ettiğini belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zaman aşımı konusunda itirazda bulunduklarını, iş bu davada asıl sorumluların sahte kimlik düzenlemek suretiyle işlem yaparak işbu davanın açılmasına sebep olanların olduğunu yargılama giderlerinin ve vekaletname ücretlerinin karşı taraftan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının dikkate alınmadığını, olayda Hazinenin kusursuz sorumluluğunu gerektirecek şartların mevcut olmadığını, işbu olayda Hazinenin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak "üçüncü bir kişinin illiyet bağının kesebilecek nitelikte ağır kusurunun" mevcut olduğunu, dava dışı üçüncü kişilerin sebep olduğu eylemler nedeni ile tapu kaydının tedavül gördüğünü, üçüncü kişilerin işbu eylemleri nedeni ile (sahte nüfus cüzdanı kullanılarak vekaletname tanzimi) ceza mahkemesinde yargılanıp mahkum olduklarını, Hazine aleyhine tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminatın fahiş miktarda olduğunu, bilirkişilerce takdir edilen kıymetin çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, faize hükmedilecekse ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihi itibari ile faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek eksik inceleme ile verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının intikal yoluyla edindiği taşınmazın tapu kaydının, akit işleminde sahte vekâletname kullanılarak yolsuz tescil edilmesi nedeniyle elinden çıkmasından kaynaklanan zararının oluşumunda dosyaya yansıyan illiyet bağını kesen ağır kusurunun tespit edilmemiş olması karşısında, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca zararın Hazine tarafından karşılanması gerektiği yönündeki kabulde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 -383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; dava konusu Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, ... Mahallesi 3288 ada, 41 parsel sayılı 341,91 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 59/342 hissesi, aynı mahalle 3288 ada, 62 parsel sayılı 4079,55 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 53/4008 hissesi, aynı mahalle 3288 ada, 64 parsel nolu 15.541,18 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 296/15541 hissesinin davacılar murisi ... oğlu ... adına yapılan kadastro çalışmaları ile tespit ve tescil edildiği, muris ... oğlu ... vekili gibi hareket eden ... adlı şahsın sahte nüfus cüzdanı düzenleyerek hisseleri belirtilen taşınmazları muhtelif tarihlerde değişik kişilere satmak suretiyle tapuda dava dışı kişiler adına intikal gördüğü, bu durumun da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişi tarafından yapılan inceleme neticesinde ortaya çıktığı, dava konusu taşınmazların son güncel kayıtlarına göre hisse maliklerinin Abdullah Ekinci, Melikgazi Belediyesi ve Arif Zülfikar olduğu anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazların sahte kimlik ve diğer belgeler kullanılmak suretiyle gerçek maliklerin rıza ve idaresi dışında satışları sebebiyle yapılan ceza yargılaması sırasında yapılan intikal ve satış işlemlerine ilişkin olmak üzere bir kısım sanıklar hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/265 Esas ve 2008/317 Karar sayılı resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada mahkemece anılan sanıkların cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 12.10.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

4. Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/564 Esas sayılı dosyasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından tapu malikleri Arif Zülfikar, Abdullah Ekinci ve Melikgazi Belediyesi aleyhine yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmış, söz konusu davada yapılan yargılama sonunda 08.10.2015 tarihli ve 2015/279 Karar sayılı ilamı ile yapılan tahkikatlar sonucunda tapu maliki davalıların yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken 3. kişi olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 28.03.2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine kök muris mirasçıları tarafından uğranılan zarar sebebiyle eldeki davanın 27.02.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

5. Davacılar murisinin yapılan kadastro çalışmaları ile edindiği taşınmazlardaki hisselerinin ,kullanılan sahte nüfus cüzdanı ile yapılan satışa konu akit işlemleri nedeni ile yolsuz olarak dava dışı şahıslar adına tescil edilmesi nedeniyle uğranılan zarar sebebiyle açtığı eldeki davada 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazinenin sorumlu tutularak davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

6. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazların alınan bilirkişi raporu uyarınca gerçek bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. İhbar olunan ... vekilinin temyiz hakkı bulunmadığından temyiz talebinin REDDİNE,

2. Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.