"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/169 Esas, 2022/73 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda;davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekili 27.06.2022 tarihli tavzih dilekçesiyle Mahkemece belirlenen bedellerin "Yeni Türk Lirası/YTL" üzerinden hesaplandığının belirtilmesi ya da YTL olarak belirlenen rakamların Türk Lirası/TL karşılığının gerekçeli kararda hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 14.10.2022 tarihli ek karar ile kamulaştırma bedeli TL'ye çevrilerek güncelleme yapılmıştır.
Ek karar davacı idare ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece verilen ek karar, taraflara yüklenen borçların genişletilmesi niteliğinde olduğundan, bu yönde bir talebin tavzih yolu ile değil temyiz yolu ile ileri sürülmesi gerektiğinden tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Bu durumda tavzih talebinin kabulüne ilişkin 14.10.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Mahkeme kararı dahili davalı ... vekilince temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Malatya ili Akçadağ ilçesi, ... Mahallesi 22 ada 12 nolu parsel sayılı taşınmazda daimi irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.06.2005 tarihli ve 2003/822 Esas, 2005/195 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde kamulaştırma davalarında aleyhine dava açılan malikin başka bir kişi olduğunun anlaşılması veya tapu malikinin davadan önce ölmüş olması halinde dava reddedilmeyerek gerçek maliklerin veya ölünün mirasçıları dahil edilmek suretiyle davaya devam edilmesi ilkesi kabul edilmiştir. Bu nedenle, davalı tapu malikleri ile ölü oldukları tespit edilen maliklerin mirasçıları da davaya dahil edilip yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.04.2022 tarihli ve 2018/169 Esas, 2022/73 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalı vekili ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından tapu kaydına göre; paydaşların ve bir kısım dahili davalıların payları oranında kamulaştırma bedellerinin hesaplandığını, eksik inceleme yaparak yalnızca davalı ... ve mirasçılarının paylarının hesaplandığını, ne dahili davalı ...'a ne de murisi ...'a düşen kamulaştırma bedelinin belirtilmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında uyulan bozma ilâmı gerekleri yerine getirilmemiştir.
3. Hükme dayanak alınan 24.09.2021 havale tarihli ek bilirkişi raporu, tüm davalılar ve mirasçılarının paylarını kapsamadığından yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
4. Bu durumda Mahkemece, tüm tarafların paylarını içerecek şekilde ek rapor alınması ve yeni TL üzerinden infazı mümkün şekilde hüküm kurulması gerektiğinden karar bozulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Dahili davalı ...'dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, aşağıda yazılı kalan temyize başvurma harcın dahili davalı ...'dan alınmasına,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.